kişilik bölünmesi
 

kişilik bölünmekle kalmaz,aynı bedende takılan farklı karakterler birbirlerinin yaptığını hatırlamaz..bu nedenle kişi genellikle yaptıklarından sorumlu olmiyacağı bir hayatı cazip bulduğundan aynı bünyede doğurduğu farklı kişiliklere bürünür..bir nevi kurtuluş yoludur.



kişilik bölünmesi yaşayan insan kafayı sıyırmış değildir. sadece normal'den farklı düşünür. yani sizin günlük hayatta taktığınız maskelerden biraz daha sert ve kalıcı maskeler takmıştır. iyi olan bu maskelerin çok sayıda olmayışıdır. diğer yandan bir de 'normal' denen kavram var ki okula geç kalmayacak olsam en az 4 sayfa yazacaktım normal üzerine.



alakasız dip not: sana ait ne varsa hiç biri benim değil.

''bir süre sonra hikmet ıv, bir yolunu bularak büyük şehre döndü ve taht üzerinde hak ileri sürdü. dumrulun destegiyle hikmet ıınin durumunu sarstı. sevgi, kocasına inanmadı ve bu olayları, o sırada akıl hastanesine kapatılmış bulunan hikmet ıııun uydurduğunu söyledi. bu yalanların bir işe yaramasını istiyorsa oturup roman yazmasını tavsiye etti kocasına. bu arada bazi din ve ruhbilim kitaplarının etkisiyle hikmet ı yeniden ortaya çıktı. onu ölmüş sanıyorlardı . hikmet ı, bir anne sıcaklığının hasretiyle yandığı için bilge ile ilgilenmeye başladı. hikmetleri birbirine karıştırmaya baslayan sevgi, hepsini birden evden kovdu. sonra yanlışlık yaptığını anladı ve yalniz hikmet ıi kendine ayırmak istedi. bir takım karışık olaylar yüzünden hikmet ı, yaralanarak hastaneye kaldırıldı. bazı tarihçilere gore, hikmet ııı aslında hikmet ıin hastaneye yatırılmış şeklidir. .

hikmet ııı hastaneden kaçtıktan sonra bazı olaylara karıştı sonunda hikmet ıv adıyla gecekonduya döndü. bu arada, bilgenin kışkırtmalari sonucu bir hikmet v de tarih sahnesinde görünür gibi olduysa da, bunun sülale ile bir ilişkisi olmadığı anlaşıldı. şehvet düşkünü olan hikmet v , bir eve kapatılarak bütün ömrünce yazmaya mahkum edildi. bilge bütün hikmetlerin ayrı bölgelerde hüküm sürmesini teklif ettiyse de, ülkenin bölünmezliği ilkesine aykırı olduğu için bu teklifi kabul edilmedi. bazi tarihçiler de, yazmaya mahküm edilen hikmet v ile hastaneden kaçan ve fransız ihtilalini yapmaya calışan hikmet ıııün aynı şahıs olduğunu ileri sürerler fakat bu iddayı doğrulayacak belgeler bugün elde yoktur.''





oğuz atay tehlikeli oyunlar....



içinde fırtınalar koparken, kendini en mantıklı en kontrollü hissettiğin bir anda aniden içinden geldiği gibi sıradışı, kontrolsüz, çocukça, orospuca davranmak...



en mutlu olduğun bir anda aniden içine dönüp gebermeyi dilemek....



aslında aşık olduğunu tam itiraf edecekken tam o anda yalandan kafada başka bir sevgili uydurmak ve aşık olduğun kişiye yalan itirafta bulunmak...



kendini en sevdiğin anda aslında kendinden nefret etmek ve canını acıtmak...

secret window filminde harika bir örneğini göreceğiniz olgu.

içinizde 1000 tane kişi vardır ama siz onlardan hiçbirisi değilsinizdir. bir benliğiniz yoktur. ben yoktur. biz vardır. cok b.ktan birşeydir. sanki bir camın kırılması ve binlerce parcaya ayrılması gibidir kişiliğiniz. bastırılmış duygularınız bastırılmış kişilik olarak çıkar karşınıza ve hayatan nefret etmenize yol açar. duygusal kimliginiz ve düşünebilme kabilyetiniz yok olur. insan zavalılaşır kaybolur.







oyuncuların sıklıkla karşılaştıkları sorunun nesnesi.



-hiç oyunlara kendiniz kaptırdığınız oluyor mu? meali: oynarken kişilk bölünmesi yaşıyor musunuz?

usta oyuncu: hayır. saheden indiğimde kendi hayatım başlıyor. bu çok tehlikeli bir çizgi gibi görünse de aslında değil tabii.



kendisine gizem katmak isteyen oyuncu: elbette. tiyatroda esas olan oyuna kendini kaptırmaktan çok oyunu yaşamaktır. oynadığım karakterin kişiliğini günlük hayatıma da yansıtmaya çalışıyorum ki izleyici daha çok keyif alsın.



bu iki örnekten ikincisindeki oyuncumuz, sahne dersinde kontrollü gerçeklik konusu anlatıldığında dersi asmış heralde.

hollywoodun son dönem ele almaktan sıkılmadığı tema..





biz de bu aralar türk sineması olarak beyza'nın kadınları gibi yapımlarla yer vermeye çalışıyoruz bu temaya yapıtlarımızda.. hadi bakalım...



Kaynak: İtüSözlük