Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   kabuk adam (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/195732-kabuk-adam.html)

bluemoon24 13-01-2009 08:26 PM

kabuk adam
 
aslı erdoğan'ın ilk romanı..



''size kabuk adam'ın öyküsünü anlatacağım, tropik bir adayı, cinayet ve işkencenin, şiddetin bataklığında filizlenen bir aşkı, içinde yetiştiği toprak kadar acı dolu bir aşkı anlatacağım. çıldırtıcı gücünü sonuna dek yaşanmayan arzulardan, en gizli hayallerden alan bir tutkuyu, ölümle yaşamın sınırında kurulan mucizevi bir dostluğu ve bütün yıkımların nedeni olan korkuyu, insanın en temel özelliği olan korkusunu, alçaklığını, umutsuz yalnızlığını.. tropiklerde, o gözden ırak adada öğrendim ki, cennetle cehennem iç içedir, ancak bir katil bir peygamber olabilir ve insan bir başkasına, aynı karabüyü ayinlerindeki gibi, dönüşebilir, çünkü insanın tam zıddı gene kendisidir. '' arka kapak)

ara: adam)

üslübu ile bana eskilerden birini anımsatan yazar. yamuluyorda olabilirim. severek izliyoruz.

...bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez,özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar.unutamamak.belleğin kaçınılmaz intikamı.herhangi bir iz taşınıyorsa eğer, bu bir zamanlar bir yara açıldığındandır.

yaşadığımız anları dondurup cümlelere dökme çabası,çiçekleri kurutup kitap yaprakları arasında ölümsüzleştirmeye benzer.hepimizin çoktan öğrendiği gibi,bir öykü,gerçekten yaşanmış da olsa,gerçekliği yansıtmaktan çok uzaktır,onun birkaç resminden,simgesinden oluşmuştur...



...oysa gerçekte ben,bunalımdan bir türlü kurtulamayan,hiçbir düşünceye,inanca ya da insana bağlanamayan,sürekli huzursuz,karamsar ve yapayalnız biriydim.yaşama coşkumu çoktan kaybetmiş,belki de hiç kazanamamıştım.bana kalırsa,kişisel tarihimin tek bir teması vrdıhayal kırıklığı...



...bir balona şekil veren hava gibi,benim de,hayatıma şekil verecek bir şeye gereksinimim var.şu anda bunun ne olabileceğini bile bilmiyorum,belki ancak sevgi diye tanımlanacak bir şey...



...yardım istediğimiz insanlar,nedense size bedava bir ahlak dersi vermeye de yükümlü sayarlar kendilerini...



...geçmişimi kusmaktan ve acılarım için başkalarından teselli beklemekten vazgeçeli uzun zaman oluyordu...



...her insanın,gün gelip de düşüp parçalanmaktan kendini güçlükle alıkoyduğu bir uçurumu vardır...



...ikiyüzlü,çok bilmişlerin dünyasında eşi bulunmaz bir duyarlılıktı onunki.ender bir inci,hiç kimsenin açmaya değer bulmadığı bir kabukta yüzyıllarca saklanmış bir inci gibi ışıldıyordu...



...saklanıyordum,çünkü saklanmam gereken bir şey vardı,ne olduğunu tam olarak bilemediğim,dehşet verici bir şey.ölüm değildi beni böylesine korkutan,uzun zamandır ölüme az çok hazır sayılırımölümü defalarca kışkırttım bugüne dek,kendimi gerekli geresiz bir yığın tehlikeye attımama bu,korktuğum başka şeyler olmadığı anlamına gelmiyor.ruhun karanlık vadilerinde gizlenmiş hayaletlerin sezilmesiydi bu belki de...



...gerçekte neyi bilip bilmediğini bilmek asıl sorun.hayatım boyunca okuduğum yüzlece kitabı,dinlediğim insanları,anlamaya çalıştığım kavramları düşündümfizik,edebiyat,felsefe,tarih...hepsinden geriye kalan tortu,bir avuç kumdan daha fazla değildi.yirmi beş yıl boyunca,yaşamın özüne ilişkin hiç ama hiçbir şey öğrenmemiştim.beni,kendimi,temelden ilgilendiren bir soruyla yüzleşmiş miydim gerçekten?bu çeyrek yüzyılı,tek bir ağacı sabırla izlemeye adasaydım,kesinlikle daha bilge biri olmuştum bugün...



...bir sevgi dalgasına binip uzaklaşmak.gerçeklik diye bellediğim,bana acıdan başka bir şey vermemiş geçmişimden,sonsuz yalnızlığımdan...



...dürüst olduğumu sanıyordum,ama aslında düpedüz kaba ve acımasızdım.onun bir orkide gibi eşsiz ve zarif duyarlılığını,keskin,soğuk bir orakla biçiyordum.sevilmeye her şeyden çok gereksinimim varken,bana karşılık istenmeden sunulan bu umulmadık sevgiyi reddediyorudum.ele geçirdiğim her şey için savaşmış,yıpranmış,didinmiştimhayatın bu süpriz armağanının değerini bilemeyecek denli katılaşmıştım.yüreğim nasır bağlamıştı...



...

sadece benimdi,

zincirlerinden boşalmış bir at gibi koşan

beyaz okyanus,

ve o kum tepeciklerine gömdüm,altın anahtarını

yalnızlığımın.

...



...sonuçta alışmıştım,yalnızlığa,sevgisizliğe,yalnızca kendim için var olmya,en insani tepkilerimin anarşistlikle suçlanmasına.giderek,karşımdakilerin kafasındaki imgeye daha çok benzemeye başlamıştım.her geen gün daha vurdumduymaz davranıyor,daha çok başkaldırıyordum,hiçbir otoriteyi önemsememeyi öğreniyordum...



...ikimiz de karşımızdakinin karanlığını,yabanıllığını sezmiştik demek ki.içimizdeki ortak uçurumdu bizi bağlayan ve aramızdaki bağın bu kadar güçlü oluşunun nedeni çok derinlerde,ruhun en karanlık diplerinde kurulmuş olmasıydı.okyanus dipleri kadar derin ve ulaşılmaz...



...ikimiz de tutunamayanlardan,ömür boyu hep ''dışarıda'' kalanlardandık...



...bütün ödlekler gibi,kendimden daha korkak birini bulunca gözü pek kesilmiştim...



...hepimiz okyanusun sonsuzluğunda kaybolmuş adacıklardıksınırlarımızı aşıp bir başkasına dokunabilmemiz,bir yanılsamaydı yalnızca...



...aramızda sözcüklerin olmadığı,yeraltı nehirleri gibi derin bir konuşma geçti.birbirimizi anlamıştık...



...katlanılmaz olan gerçeklikti ve bir bataklıkta yavaş yavaş boğulurcasına,hayal dünyamın derinliklerine batıyordum...



...hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül,tek armağan,sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı,ilk fırsatta katlederiz.sonra da,ömür boyu,bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız...



***

hoşgelmiş 4.nesil yazarımız.iflah olmaz edebiyat tutkusu ve yalnızlığı ile sözlüğe renk katacak gibi duran muhterem.



@2219484 a dayanarak:
milliyetçilik duygusundan zerre nasibini almamış yazar.

kadının özgürlük anlayışına sığ bir cinsellik çerçevesinden yaklaşan, umutsuz aşk buhranındaki liseli kızların beğeneceği yazar mastürbasyonu.
bazı itü sözlük yazarları tarafından, okuduğu gazeteler ve yazarlar, savaşa savaş demesi, onaylanmayan kişi.

mesajı almıştır ''kabuk adam akıllı olsun.''

aslına bakılırsa akıllı olmaya pek niyeti yoktur. elinden geldiğince doğru bildiğini savunmaya, söylemeye, olaylara farklı pencerelerden bakmaya çabalamaktadır. başarılı olup olmadığı elbette tartışılabilir. ama asla ''olaya birde bu taraftan bak'' önerilerini reddetmez. içinden hakaret, aşağılama geçmeyen her fikri dinlemeye, tartışmaya yeri geldiğinde benimseyip, kabul etmeye de hazırdır. şimdiye dek ne öğrendiyse kendinden farklı düşünenlerden, yaşayanlardan öğrenmiştir. ve zamanında haksızlığa uğrayarak tüm hayatının akışı değişmiş biri olarak, her kim bu durumdaysa yanında olması gerektiği acımasız bir şekilde kendisine öğretilmiştir. sırf bu yüzden kendini şanslı saymaktadır.

şimdi tek yapabildiği, kimsenin ne düşüneceğini umursamadan söylemeye çalışmaktır kaygılarını, kaygılarımızı, korkularını, korkularımızı, yanlışlarını, yanlışlarımızı....

kolayına vazgeçeceğe de benzemiyor, varsın birileri kendisini bazı sıfatlarla yaftalasın...

tüm olaylara bakış açısında önce insanı algılayan, farklılıkları da dillendiren, dillendirmekten de imtina etmeyen yazar dost.



demokrasi, insan hakları, kadın özgürlüğü, cinsellik ya da bambaşka konular yazdıklarıyla tüm haksızlıkları ortaya serebilmekte. görmek isteyen gözler için de tüm farklıkların birarada yaşayabileceğini inatla belirtmekte. ne mutlu ki ona, vazgeçmeyi de hiç aklının köşesinden geçirmiyor.



bir de unutmadan umut ki en çok yakışandır bize.

kafamdaki bazı ön yargıları kırmayı başarmış birisi.

ucuz duygusallık olarak da etiketlendirilebilinir, gerçek bir aşkın romanı olarak da. ama bana kalırsa, acıya, kaybetmeye, tutunamamaya, arafta ve kadın olmaya, aşık bir kadın olmaya ve yokluk duygusuyla yaşamaya alışmaya dair bir roman. yani gerçek bir aşk acısı romanı.

ne eksikti hayatımda, neyi doldurdu kabuk adam şimdilik tam olarak kestiremiyorum ama okuduğum için şanslı sayıyorum kendimi.



... eğer yaşayabilseydim, bugün oturup bu öyküyü yazmazdım. yaşama kabızlığı diye adlandırdığım o illete tutulmamış olanlar, yazar olmayı akıllarından bile geçirmezler bence.



Kaynak: İtüSözlük


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:52 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.