Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   jacques lacan (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/195572-jacques-lacan.html)

bluemoon24 13-01-2009 08:12 PM

jacques lacan
 
david lynch filmlerini çözmek istiyorsanız mutlaka hakkında bilgi sahibi olmanız gereken insan.





bkz. mulholland drive)

jacques lacan. fransız psikolog. makalelerini ecrits isimli kitabında toplamıştır. okuyabilene aşkolsundur...



bilinçdışı arzu asla tatmin edilemez. insan hep düşlerinin peşinde koşar, fakat sadece düşkırıklıklarıyla ilerler... dikkat çekici bir giriş sayfası hazırlamışlar: http://www.lacan.com

slavoj zizek in fazlaca etkilendiği düşünür

kültürün söylemler üzerinden yürüdüğünü söyleyerek ses getiren bir kuram getirir.farklı benler arasındaki geniş ilişkiyi ve dilleri araştırır.ayrıca insanların öznelliklerini belirleyen 3 order'ı vardır.

-imaginary

-symbolic

-reality





kadının doğum öncesi ve sonrası tüm deneyimleri, toplumsal yapı tarafından belirlenir. pasif ve yardıma muhtaç olarak kurgulanır, toplumsal yaşama katılmamaları sağlanır

bilinç kendini ancak dilin yani toplumsal-uzlaşımsal bir kurumun dolayımıyla ele alabilir. insan kendi varoluş gerçeğini olduğu gibi değil, ancak dilin ona sunduğu, kendi kuralları olan bir yapıdan dolayımlanarak biçimlendirebilir, düşünebilir ve ifade edebilir. bu dolayım, insanın kendisine yabancılaşma sürecini mümkün kılar. zira, bilinçdışı da insanın kendi gerçeğini kültürel bir koddan dolayımlanarak kavramak zorunluluğuna bağlanır.



dilin birimleri göstergelerdir.gösterge bir gösteren, bir de gösterilenden oluşur. gösterge bir ses değil, işitsel imgedir. yani, gösteren fizik bir nesne değil, bilişsel bir nesnedir. gösterilen ise dış dünyadaki bir nesne değil, kavramdır. demek ki, göst ergenin her iki ögesi de zihinseldir. gösterme ilişkisi, bir işitsel imgeyi bir kavrama bağlayan ilişkidir. gösterge dış dünyada bir şeyin anlamlı olarak yerini tutar, ama anlamı yine kendi içindedir, yoksa dışarıda gönderimde bulunduğu şeyde değil. anlamın kaynağı bilinçtir. yoksa her şey, demokritos'un dediği gibi atomlar ve boş uzaydan ibarettir. bu anlamsız gerçekliğe anlam veren, onu bilinç edimime nesne edinmemdir. anlamın, özün kaynağı bilinçtir. atomlar ve boş uzaydan oluşan gerçekliği düşünmekle bizzat bu gerçekliğe anlam katmış olmam. benim bilincimin nesnesi, deyim yerindeyse, korelatlardır, yani anlam yine bilincime içkin kalır. işte, özgürlük de burada temellenir.



gösterme ilişkisinde her iki ögenin bağlantısı keyfidir. yani, mesela masa işitsel imgesiyle masa kavramı arasında ne deneysel ne de mantıki ilişki vardır. ikinci olarak, göstergenin her iki ögesi de zihinseldir, bir başka deyişle dil içinde kalır. masa işitsel imgesi, kendisi z ihin içinde kalmakla yetinmez, anlamını dış dünyada gönderimde bulunduğu gerçeklikten değil, gene zihindeki masa kavramından alır. işte, dile otonomisini veren budur. dil kendi içinde bir bütündür, dış dünyaya gönderim zorunluluğu olmaksızın salt dil düzey inde çalışılabilinir.



göstergenin dilin kendi otonom kurallarıyla belirleniyor olması, bilince tanınan tüm fenomenolojik ayrıcalıkların sonu olur. gerçekten de fenomenolojik indirgeme yöntemi, paranteze alma işlemi aslında hiç umulmadık bir kalıntı bırakır. dili bilinçten atamazsınız, çünkü bu durumda bir bilinç edimi cogito mümkün olamaz. dilden arınmış bir düşünce düşünülemez.



insan kendisini ve gerçekliği ancak dilin verdiği dolayım sayesinde düşünebilirken, hem gerçekliği kendisinden ayırdetme – böylece gerçeklik nosyonu geliştirebilme – imkanına kavuşur, hem de giderek daha toplumsallaşmış, yüceltilmiş kavramlarla kendini düşünürken, kendi gerçekliğini dile getiren ilk simgeleşt irmeleri de bilinçdışında bırakmış olur. bu noktada lacan'a göre göstergenin sadece işitsel bir imge olmadığını, simgeleştirmeye imkan veren her şey olabileceğini, gösterilenin ise ö znenin yaşantıladığı her şey olduğunu kaydedelim. demek ki lacan'da simgeler insanın çıplak yaşantılamasını kendi biçimsel kurallarına göre yapılandırır.



kaynak:



hakan kızıltan

lacan'ın yaşamı ve psikanalize katkısı başlıklı yazıdan



özetlenen kaynaklar



freud'dan lacan'a psikanaliz

defter

ege psikiyatri sürekli yayınları, kişilik bozuklukları

fallusun anlamı jacques lacan, afa felsefe yazıları ansiklopedisi, ekim 1994, önsöz, saffet murat tura, sayfa:7-37)

kendini kral zanneden bir deli mi, yoksa gerçek bir kral, sıfatının somut olarak bilincinde olan bir kral mı daha delidir, diye güzel bir sorgulaması vardır.



zizek in teorisini üzerine kurduğu iki düşünürden biridir. diğeri,



l'inconscient est structuré comme un langage - bilinçdışı dil gibi yapılanmıştır. la femme n'existe pas - kadın yoktur kelamlarının sahibidir.



bazı temel lacancı konseptler,







freud'u okuyan fransız düşün adamı. psikoanalitik eleştiride freud kadar lacan metinleri kullanılır. bazı söylemleri yüzünden feministlerin eleştirilerine maruz kalmıştır. oysa lacan'ın kurguladığı dünya düzeninde bu cümle gayet mantıklıdır zira lacan'a göre çocuğun sosyal bir birey olabilmesi babanın düzeni olarak da adlandırılan symbolic order'a geçişi yoluyla mümkündür. bu düzenin eril bir alan olduğu düşünüldüğünde burada kadının var olmaması, yok olması kendi içerisinde gayet tutarlı bir yaklaşımdır.



Kaynak: İtüSözlük


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:33 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.