![]() |
itü maslak kampüsü sınırları içindeki yurtlarda çok sayıda öğrencinin kalmasına rağmen akşam 6 dan sonra hayatın durduğu,hiç bir canlılığın olmadığı nadir üniversite kampuslerinden. her gittiğimde vivaldi'nin dört mevsimi huzurunu yaratmak bir yana, üst geçit,fen edebiyat, kimya fakültesi gibi buzulları ve hasta eden rüzgar-iklim özellikleriyle gönüllerde taht kurmuş bol çimenli, yeterince değerlendirilemediğine inandığım, itü'nün en büyük kampüsü. elektrik-elektronik, kimya, maden, inşaat ve tabii ki fen-edebiyat gibi sağlam fakültelerin konakladığı köpek süslemeli mekan. saat 6 dan sonra arizona çölünü andıran bir ölüm sessizliğinin hakim olduğu, kışın diğer yerlere göre hava sıcaklığının 4-5 derece düşük olduğu,bu büyüklüktekiler içinde gördüğüm en kötü yerleşim düzenine sahip kampüs.bunlara rağmen göletiyle, kuşu böceğiyle ve temiz havasıyla insana huzur verir bazen ana kantinden fen edebiyata giderken nefes kesen yokuşa sahip,okulda yeniyken 'allahım ben nasıl bulacağım burada yolumu' dedirten,çimenlerinde köpeklerle yan yana yatması pek bi zevkli olan,kışın buzları yazın da çiçeği börtü böceği eksik olmayan,derslerden beynin kaynamak üzereyken yüzüne vuran serin rüzgarıyla seni kendine getiren canım okulumun canım kampusu bar açarak ve gölete plaj yaparak hareketlendirilebilecek yer. bkz. gölet plajı) ayrıca fen edebiyattan boğaza kadar olan arazisinde gece kondu mahalleleri olan kampüs işim yoksa ksb açıldığından evimden kalkıp az sonra gideceğim, hatta orada azwepsa ile buluşacağım, ama giderken de işkence gibi duran, birinci köprüden gidince minibüslerin rahatsız ettiği, ikinci köprüden daha kısa süren, bu sefer de kamyoncuların sol şeritte hız denemesi yapmaları sebebiyle sinir bozucu olan, velhasıl keşke anadolu yakası'nda olsaydı dediğim mekan. gölet manzarasına sahip odamın bulunduğu mekan, evim karanlık çöktüğünde ürkütücü yüzü ortaya çıkan kampüs. 6 şubat 2007 itibariyle bünyesindeki ağaçlar seyreltilmeye başlanacak olan kampüs. içinde sürekli bir inşaat sözkonusudur hem de yıllardır. yolda yürürken karşınıza bir traktör, bir vinç ya da başka bir inşaat aracı çıkması hiç de şaşırtıcı değildir. itü köpeklerine ne kadar alışıksak, okuldaki bu tip araçlara da alışığızdır. burası okul, ne işi var bunların demeyiz hiç o kadar bizden ki artık o ot taşayan traktör. her gün belli saatlerde, kimya metalurjinin ordaki yoldan yavaş yavaş ilerlerken onu görmemek şaşırtıcı olur. ama artık inşaat olayı iyice abartmış, metro inşaatı yüzünden okulun ilk araba girişi bile kapatılmış, oradaki yolun tamamı kazılmış. yanından geçerken vah benim güzel okulum*, seni bu halde mi görecektim dedirtir. bildiğim kadariyla 2-3 seneye kadar denizcilik fakültesini içinde barındıran kampüs. bizim elemanlar şimdi tuzla'da okuyor o ayrı. * toplu alım yapıldığı dönemlerde bankalar tarafından sınav için kiralanan kampüstür, üniversite ahalisi pazar gününü kampüste spor yaparak geçirirken 7000 kişilik aday grubunun sınava girdiği güzide mekandır. ilk kez gören biri için hayli karışık sayılabilecek kampüs. daha da karışığı kampüsten çıkıp maslak'a dalınca yaşanıyor aslında. fevkalade ilginçlikleri de barındırıyor içinde. şöyle ki sordum servis şoförlerine şuraya nasıl gidebilirim diye. bak şimdi bir uçak var, ordan bilmene vs. ben hafif çarpılmış uçak?! deyivermişim. uçağı gördüm, ama acelem olduğu için inceleyemedim ona yanarım... Kaynak: İtüSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:01 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.