Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   hemşin (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/194779-hemsin.html)

bluemoon24 13-01-2009 07:13 PM

hemşin
 
rize'nin bir ilçesidir. doğu karadenizin büyük kısmı gibi burası da yemyeşildir. deniz kenarı olmaması dezavantajıdır. pazar kasabasıyla beraber tüm türkiye'nin fırıncılarını yetiştirirler. abartmak gibi olmasın, türkiye'deki 10 fırıncıdan 7'si ya pazar'lıdır, ya hemşin'lidir. bir laz kasabası olduğu zannedilmesine rağmen, değildir.

çamlıhemşin'le karıştırılan rize'nin en güzel ilçesi

hemşince adı verilen ve lazcadan farklı, ermeniceyle ise büyük benzerlikleri olan kendine özgü bir dilin konuşulduğu rize ilinin bir ilçesidir. bir çok doğal ve tarihi güzellikle çevrilidir, bu ilçemiz.



ibrahim karaca kitabı

rize ilinin 4.435 nüfuslu ve 120 km2 yüzölçümlü ilçesidir.



f.sinan niyazi* ilçenin kaymakamıdır. akyamaç, bilenköy, çamlıtepe, hilal, kantarlı, leventköy, nurluca, yaltkaya isimlerinde toplam 8 köyü bulunur.

hemşinli !



duyuyor musunuz ? buradayız...



bir derenin kenarındayız, bir tarlanın ekininde, bir dağın başındayız, bir yaylanın düzünde, ses veriyoruz, şarkı söylüyoruz, konuşuyoruz, anneyiz, babayız, kız kardeşiz, yariz...evimiz var, barkımız var, işimiz var, denizimiz, dağımız, yaylamız var, yüreklerimizden yüreklerinize yolumuz var.



rivayet olunur ki hemşinlilerin ataları ms780'li yıllarda anadolu'ya gelip doğu karadenizin iç kesimlerine yerleşmişler. beyleri hanmam adına bir şehir inşa etmiş, adına hamşen demişler. eteklerine yerleştikleri dağa ğhaçi kar*, kaçkar demişler. * ğhaçikar: haç taşı



derler ki hemşinlilerin ataları amatuniler anadoluya ilk gelen bir hristiyan türk boyudur ve yeni yurtlarında ermenilerle o kadar iç içe olmuşlar ki, bir kısmı ermeniceyi hemşin lehçesi ile anadilleri olarak benimsemiş ve daha sonra da müslüman olmuşlar.



derler ki hemşinlilerin ataları amatuniler kendilerine doğu karadenizi yurt edinen bir ermeni boyudur. burada kendi kültür ve uygarlıklarını kurmuşlar. zamanla hemşinlilerin bir kısmı değişik sebeplerle karadenizin anadolu ve kafkasya kıyılarına göç etmiş, anadoluda kalanlar ise türkleşip islam dinini benimserken, günümüzde hopa'da yaşayanları dışındakiler dillerini de unutmuşlar.



hemşinlilerin karşı kıyıya göçen akrabaları ise hristiyan olarak kalmışlar ve kendilerini hamşetsi hay olarak ifade etmektedirler.



derler ki hemşinliler, çalışkandırlar, merttirler, yaylacıdırlar...



oysa bugün mısır tarlalarının yerini çay bahçeleri aldığından beri, ne torğhi gor**, kayni gor, pekçi gor, dun şinuşi gor yapılıyor ve ne de köylerde düğün, evlerin önünde horon teptiğimiz. **gor: imece



belki bundandır baharı müjdeleyen kukku'nun eskisi gibi ötmeyişi, hani sesini duyduğumuzda onu elimizle işaret etmekten korktuğumuz... *** belki de bu yüzdendir lazlar, gürcüler e hemşinlilerin artık heyamo çekmeyişleri mısır tarlalarında...

*** inanışa göre kukku kuşunu parmakla işater etmek uğursuzluk getirir. kukku parmakla işaret edildiğinde gideyim da geleyim sunguluni göreyim dermiş. gelecek yıl geldiğimde mezar taşını göreyim anlamında. biz çocukken kendimizi tutamayıp kukku'yu işaret ettiğimizde uğursuzluğu kırmak için parmağımızı acıtacak şekilde ısırır sonra ayağımızın altında ezerdik.



ne tulum ne kavaldır artık duyulan...



bu yok olmaktır gün be gün, tarihe iz bırakamamak, bilinememektir gelecek tarafından... işte bu yüzden hemşin ezgilerini dile getirdik, sesimiz solmasın, ocağımız sönmesin diye...



ezgilerimiz kuş olsun, rüzgar olsun, ışık olsun, ölümsüz olsun... kaybolmasın ne bir ses ne bir renk...



sesimiz yaşamın yanında sohbetle birliktedir. sesimiz barıştan yana, denizin kıyısında, dağlarla birliktedir. sesimiz dünya ve güzellik için ne ki güzellik var onunladır.



ve delikanlıların at koşturduğu, temal'i muzafferin garmi dodge'sinde doluşup gittiğimiz yaylalardan geçtik ha yaylalar yaylalar. saçak altlarında karakoncolozların çocukları korkutmak için beklediği, kaval ve tulum sesleriyle horona durduğumuz hemşin köylerinden geldik zendid'e partse kağa/ çure hivandi tağa.



evlerimize astığımız gaz lambasının kendisi de fitili gibi yukarı çekilir, genç kızların hüzünlü ezgilerine ahşap tarabya yansıyan gölgeleri eşlik ederdi. gelini gelini çağatsknivar kalesku.



ben çocukken bıçak, orak balta bilerdik osman amcamla çarğh dediğimiz biley taşında, ve amcam hep ilahi-şarkı karışımı bişeyler mırıldanırdı covele'in oğnuke / kukuli im kukuli.



sonra bi gün annem yanmışı ğhatice bir ezgi ile beni benden öncesine götürdü bu dereden aşağa uzum urur uzume, bir gün olur sevduğum/ yuzun vurur yuzume



amcam temal'i cemal annemi bir başkasına nişanlıyken kaçırmış, sonra genç yaşta amcam vefat edince, evli ama çocuğu olmayan babamla evlendirmişlerdi annemi. anlattı ve oturup ağladık beraber.



ve annemin sesinde bir kez daha anladım ki sadece aşk ve ayrılıktan ibaret görünse de bu ezgiler, tınısında bir halkın tüm geçmişini taşıyordu... işte o zaman boynumun borcu olmuştu ezgilerimizi günışığına çıkarmak, paylaşarak hazzımızı çoğaltmak ve bölüşerek acımızı hafifletmek.



ve sonrasında gördüğüm her hemşinli ile ezgilerimizi konuştum, onlar da esirgemediler benden bildiklerini galatali, güle, ergül akçiçek, hanife tantoğlu, ğhacula makar, emine başar, altun karahan , yusuf vayiç ve daha niceleri...



mustafa biber son iki yıldır bir keşiş gibi yaşayarak, hemşin ezgilerinin altyapılarını stüdyo kayıtlarında da yönetmeniğimizi yaptı. erzetsi dedik o'na ama hiç sormadık...



ersin çelik, varlığı bana güç verdi, sesi, enerjisi, ve heyecanı ile beş yıldır birlikte emek veriyoruz hemşin ezgilerine...



ve madlen, öngörü ve desteği ile hep içindeydi bu çalışmanın.



sonsuz saygı ve teşekkürlerimle hikmet akçiçek...



vova adlı albümünden...

nikime ev sahipliği yapan rize'nin ilçesi.bir avuç ilçedir,nefis bir doğanın içinde yaşam akıp gider.

11-15 temmuz 2007'de dogay a ev sahipliği yapacak olan rize'nin güzel ilçesidir.yurdun dörtbir yanından gelen fotoğraf amatörleri hemşin halkının misafirleri olup, yaylalarının güzelliklerini belgeleyecekler ve yörenin tanıtımına katkı sağlayacaklar.

misafirperverliği ile dogay katılımcılarına unutamayacakları bir yarışma yaşatan şirin ilçemizdir. hiç tanımadıkları insanlara evlerini, bahçelerini, dünyalarını açtılar...insaniyet adına birşeylerin halen yaşadığını fotoğrafseverlere gösterdiler. fakir ama gururlu bu insanlar hep sevgi ile hatırlanacaklar.

türkiye'nin en iyi meyhanecilerinin çıktığı yerdir. asmalımescit, nevizade gibi yerlerde hemşinli çok işletmeci bulunur.

lazcada hemşellat olarak geçen, hemşinlilerin yaşadığı bölgeye verilen ad. rize ve artvin sahilinin yaklaşık 10-15km içinden başlayıp kaçkar sıradağlarına kadar uzanır.

komşuları olan çamlıhemşinlilerin nedense ismlerindeki çamı kullanmayıp kendilerini hemşinli olarak tanıtmaları dolayısyla çamsız sanılan çamlıhemşinle karıştırılırılan, eskiden pazar ilçesine bağlı küçük ve şirin bir nahiyeyken ilçe olma hakkı kazanan büyülryici bir mekan.karadeniz sahiline sınırı yoktur.tulumuyla ve horonuyla meşhurdur.yerel halkı laz olarak bilinir ama lazlıkla alakaları bulunmamaktadır.axu'nun memleketi olan bulutlar diyarıdır.

zaman fi tarihinde. ben ilk defa hemşin'e gidiyorum. omzumda çantam, bindim pazar'dan minibüse. etraf kızılağaç dolu yol boyunca benim ağzım açık yeşilliğe karşı. sonra yol bitti geldik dediler kızılağaçlar bitmedi.



gidin bakın hala oradadır kızılağaçlar.

gönlüm de.

her yıl festıval alanı olarak kullanılan akrabalarımın arazısıne devlet tarafından el koyularak çay fabrikası yapımına baslanan,ağaçları katledılen,dogası bozulmaya çalısılan güzel memleketimin cennet bahçesi.

muhtemelen 1-2 yıl içinde hemşin deresi üzerine de baraj yapılacak.
senenin en az bir haftası bursaspor taraftarı gibi giyinen cennet-i beşer.



ve ben hemşini bursaspor taraftarı gibi giyindiğinde severim.



ha bu dağın ardında bir dağ daha vardır tepelerinin üzerindeki çamların etrafını beyaz masum kar tabakası bir gömlek gibi sarıp da, bulutların taa en tepedeki bilmem ne çeşit ağaçların üzerinde kaşkol gibi sallandığında yani.



ben hemşini kar yağdığında severim.



Kaynak: İtüSözlük


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:41 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.