![]() |
divine spleen 4.nesil yazar.hoşgelmiş. ''bana dokunduğunda, sarıldığında kendimi sadece senin yanında hissediyorum.. dinleniyorum ve güvende hissediyorum.. o anda sen daha kırılgan oluyosun sanki.. minik kalp atışlarının bi zamanlar neye üzüldüğünü düşünüyorum bazen.. işte tam o anda elimi kalbine koyuyorum, aklımca iyileştirmeye çalışıyorum.. ama ben daha çok şey yapmak istiyorum kalbim için,ikimiz için..'' hoşgeldin canım.. sabahın bu saatinde yine uykuma dahil olmak üzere yola çıktığını düşündüğümdendir, bu özlenene özgü derlenmiş yazım. mutluluk iksirim, umut sınırlayıcısı olmaksızın benimledir şu an ‘hayalperest evreninde… geceni büyüleyen rüyalarının dışında da var olduğunu hissettirmem için sana sesleniyorum, seni özümlüyorum. varsayımların esaretsizliğine bakmadan, bizi yaşıyorum nicel ve nitel. gerçeğimin kalbinde, her bir kalp çarpıntısı oluyorum. gerçekliğime, sabah kalktığında kahvaltını hazırlıyorum, kendimi seninle beraber götürebilmek için bir hevesle, nefesimi dudaklarının arasından üflüyorum. benden daha fazla uzaklaşmanı beklemeden, gözlerinin içinde izliyorum gözlerimi seni seviyorum diyorum, içimdeki sis örtüsünü beynimden dışarıya salarak. yine, o insan kalabalığının arasında kendime apayrı bir yer edinmişliğimin verdiği neşeyle kuzun oluyorum senin için. çalışma masanın üzerindeki imgesellikten kurtulup, hayali olasılıklar diyarında çayırlarda koşturuyorum. yorgun düşüp, ariadnemi bekliyorum penceremin kenarındaki minik yağmur damlalarını izlerken. dakikaları, saatleri geçiririm yolculuğa, adımını en yakınımda duyabilmek için. geçmişin yabancılaşmış psikolojisinden sıyrılarak trajedik ve lirik tüm irrasyonel yaşantılarımı tutuşturup yüzünün gölgesinde tazelik arıyorum, sadece seni izliyorum hayallerimizi kurduğumuz yatağımızda. okyanus esintisinin verdiği huzuru, duyumsamadan seziyorum artık senin diyalektiğinde. kalbimin üzerinde sıcacık yanaklarını hissedip dalıyorum derinliklere, kaosa.. patisini, yüzü okşarcasına yumuşakça değdiren bir kedi gibi, şu anki huzurumu, sevgimi tekrar tekrar yinelemek istediğimdendir, bu sevgiliye mektup niteliğindeki hasret kokan yazım. gözlerimi kapattığımda, güleç yüzünün enerjisiyle denize yansımış tanrısal bir görüntüde bir kaç gözyaşımın ardından gelen mehtabım. ışığım, en bedbaht günlerimde, varlığıyla huzursuz olmanın karanlığından kurtaran perim. elimde bir şişe şarap, notre damne kamburu olarak fransanın tüm varoş mahallerinden aşktan nasibini almamış, şekilsiz ve biçimsiz, yönünü şaşırmış bir nevropat olarak geçmeyi,esmeralda mın uğruna acılara katlanacağımı ve aşk uğruna tüm kederlerimi defedeceğimi senden öğrenirim, nefesinin sıcaklığını yanıma alarak. bir burjuva mahallesinde dilenci olsam ne olur ki, şarabımı seninle yudumlamadıktan sonra. sen sadece bana gülücük at, kaygıyla gözyaşlarını dökme karşımda, boynunu bükme benim gibi… sabahla gündüzü irrasyonel gördüğümdendir, bedenimle ruhumun akıbetini gayrı hissettiğimdendir, her cümlenin öznesi ‘sen olan yazım. sen ilkbaharın ilk yeşeren çiçeği.. sana koşullandırdığım evrenimde, balından sadece ben tadayım, ben sereyim senle ilgili tüm incelikleri önüme. elin bir defa elime dokunduysa, işte o zaman ‘en dediğin en yüksek kavramında tasarım olabilmenin mutluluğunu yaşarım .. zamanın değişkenliğine doğru yol alırken, senin yürüdüğün yolun üzerindeki tüm taşların üzerine ‘sen i ‘ben yapan bir resim çizerim, adım attığın yolların ‘izi olurum, koklarım bedenime afiyet veren ıslaklığını. hayatına demirlediğin tüm yaşantılarını, benimle olmanın eksikliğine veririm. çünkü ben senin geleceğin olmak için gökyüzünde seçip seçebileceğin en güzel yıldız olarak yanına sokulmak isterim, geçmişte parıldayan yıldızlarındaki anlamsızlığı anlamlı kılmak için hayatındayım, hayatım. perimin yüzüne ufak bir öpücük kondurup hem gerçeklik denilen esrarengizliğimin içinde hem de gizemi en saf haliyle yaşadığım düşlerimde, gece gündüz demeden tüm eylemlerimde ‘ yanı başımda var edebilmenin hazzını , yelkovan ve akrebin dışında doyasıya yaşamamın sebebisin demenin erinçliğini doyumlarım, haylaz bir çocuk edasıyla. zamanı durdurur, zamanın içinde elini elime koyup eşsiz yeryüzünden eşsiz göklere uçmanın hazzını rüzgar gibi savrularak provasız yaşamayı deneriz, bugün olduğu gibi her gün, yeniden.. ayrılığın zindan oluşuna kalemim yetmez ama sana şunu söyleyeyim ki günün birinde hayatımızın sona ermesini düşünmeksizin, yaşlandıkça küçülüp toprakta tek bir hücre halimi alana dek, sen yalnızca ve yalnızca benim perim olarak kalacaksın… Kaynak: İtüSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:27 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.