Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   devrimci çocuğu olmak (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/192898-devrimci-cocugu-olmak.html)

bluemoon24 13-01-2009 04:54 PM

devrimci çocuğu olmak
 
doğumunuzda, babanızın annenizin yanında olamasıdır. isminizin anneyle babanın mektuplaşmalarıyla karar verilip konulmasıdır. babam ve oğlum filmini her izleyişte ailecek hüngür hüngür ağlanmasıdır.

eylem veya devrim ismini taşımak demektir.

ordu göreve demenin demokrasiyle devrimcilikle alakası olmadığını bilen insanlardır devrimci çocukları. cumhuriyetlerine de demokrasiye de sonuna kadar bağlıdırlar. görüş farklılıklarını abartıp da hiçbir devrimciye ana avrat küfür etmezler. lakin amerika'nın islamcı kuklalarına sahip çıkmanın da devrimcilikle ilgisi olmadığını iyi bilirler. buna devrimcilik diyenlere de güler geçerler.

ülkücü çocuğu olmak, liberal çocuğu olmak, kabzımal çocuğu olmak, hamal çocuğu olmak, armatör çocuğu olmak ya da kral faysal ın çocuğu olmak ile aynı şeydir. çocuk olmaktır. bu nasıl bir kategorizasyondur allah aşkına? kalite iyice düştü farkında mısınız? artık öeh yani.

cumhuriyetlerine bağlıdırlar demokrasi'ye bağlıdırlar. laiklik konusunda başkaları konuşurken onlara komik gelir o derece iyi bilirler laikliği. hak hukuk guguk hepsini iyi bilirler. cumhuriyet çocuklarıdır. atatürk'e bağlı deniz gezmiş'e ve mahir çayan'a hayran mustafa suphi ve 14 yoldaşına yabancıdırlar. cumhuriyet gazetesi okurlar. cumhuriyet mitinglerinin müdavimleridirler. devrim derler, işçi sınıfından bihaberdirler. devrim derler, devletin tanımını yapamazlar. devrim derler, statükocunun önde gidenleridirler. chp iyi baykal kötüdür lafı düşmeş çenelerinden



gördüklerimin hepsi böyleydi istisnai bir durum yok. eğer bunların ebeveynleri devrimci, bunlar da devrimci çocuğuysa, ben de lenin'in kızıyım.



edit: dünyanın en apolitik ailesinin bir ferdiyim inkar etmek olmaz. ama, o statükocu ebeveynlerinizle birlikte gelin size marksizm hakkında ders vereyim. devrimcilik kalıtım yoluyla aktarılmaz. hele hele ebeveynlerin çocukken öğrettiği bak yavrum bu mustafa kemal, bu mahir çayan, bu deniz şeklinde hiç olmaz bu herşeyden önce komünist ahlaka aykırıdır. komünist dedim, afedersiniz kemalist demek istemiştim.

babadan şöyle şeyler duyabilmek olabilir belki:



oğlum bizim zamanımızda ekmek şu kadardı, köfte bu kadardı, maliye bakanları babalar gibi satarım başbakanlar ben zengini severim derdi. 1 mayıs'larda insanların üzerine copla, gazla, panzerle saldırılırdı. hapishanelerde binlerce düşünce suçlusu yatardı, yanıbaşımızdaki ülkeler işgal edilirken biz de işgalcilere destek verirdik, her gün zam olur, seçimlerden önce fakirlere sadaka dağıtılırdı, tersanelerde, fabrikalarda sürekli işçiler ölürdü. çalışma saatleri 16 saati bile bulurdu. ajda pekkan şarkıcıydı o zamanlar...

eylem,devrim,eylül ve benzerleri isimlere sahip olmaya dalalettir.

bir insanın kendi kazançlarıyla değil tepeden inme olgularla övünmesi ne kadar mantıklı, ne kadar övülesidir anlamıyorum. bir kişiyi anne babasının siyasi görüşüne göre, maddi durumuna göre ya da herhangi başka bir özelliğine göre nasıl değerlendirip sınıflandırırız?



-ben devrimci çocuğuyum

-ben de zengin çocuğuyum

-şu da orospu çocuğu



yukarıdaki dyalogda görülen üç şahsın da birbirinden farkı yoktur. çünkü bahsi geçen tüm sıfatlar kişisel çabalar sonucu elde edilmemiş, tepeden inmiştir. hiç bir insan kendi tercihi olmayan bir şeyle övünemez, yerinemez de.



devrimcilik mantığı tepeden inen tüm olguları reddeder. ırk, renk, maddi durum vs vs. daha çok kişileri kendi yaptıklarıyla değerlendirir.



hem devrimci çocuğu olmak ta nedir kardeşim. bir kere sen anne babanın düşüncesini direk olarak kopyala yapıştırla almışsan sen insan değilsin. çünkü yeni bir şey düşünemediğin gibi üretememişsin de. ailemiz müslüman diye müslüman olursak ailesi katolik diye katolik olandan ne farkımız var. ikisi de geleneksel dine inanmıyor mu? aynı bence. oysa insan bir şeye tapacaksa, bir ideolojiye inanacaksa ailesi inandığı için değil kendi aklının yolu oraya götürdüğü için inanmalı. yoksa gelenekçi olursunuz, yıllardır savunduğunuz devrimcilik anlayışınızın sadece anneden babadan duyularak ezberlenmiş ama anlamı kavranamamış bir kaç cümleden ibaret olduğunu belli edersiniz.

ortaokul yıllarında anarşizm, komünizm, faşizm vs gibi kavramları babanızı dinleye dinleye öğrenmek, 1 mayıslarda babanızın neden kıpkırmızı gözlerle eve geldiğine bi anlam verememek, onun yıllarca hapiste yattığını öğrenince ağzı açık kalmak, yaşınız ilerlediğinde onun ağzından ben hep seni bilinçli ve sosyalist bir birey olarak yetiştirmeye çalıştım ve şimdi görüyorum öyle de oldun. seninle gurur duyuyorum. laflarını duyduğunuzda gururlanmak, onunla birlikte eylemlere gitmek ve uzun uzun siyaset konuşmaktır. senin de yaşın ilerledi, reformist oldun. diye takıldığınızda birlikte gülüşmenizdir.

ve elbette geçmişte yaşanmış olaylara, ister istemez, biraz daha duygusal yaklaşmaktır.

bir anlamda milliyetçilikle eş olarak gider, birisi doğduğu toprak parçasında egemenliğini kullanan birimi oluşturan ögelerden burada söylenmeyene mensup olmakla övünürken ötekisi bunun daha küçük ölçeklisi olarak ebeveynlarinin onların hayatını şekillendirmiş olan bir özelliği ile övünmektedir.



beyin kullanmamak, seleflerinin reflekslerini tekrarlayıp yıllar içinde bir anlamda garip birer din yaratmak, kendini üstin olarak görmek her ikisinde de standart olarak göze çarpmaktadır.

bazen de militan diye bir isme sahip olmaktır. militan, evet. köylü zihniyetine yakışır bu da. hangi akıllı, kızına bu ismi koyar ki? muro feodaliteye küfretmekte haklı vallahi. militan oha!

adını kim koydu diye sorulara maruz kalabileceğiniz bir isme sahip olmaktır.

kulağınızın coşkulu devrimci türkülerine küçüklükten itibaren aşina olmasıdır.

ilkokul, ortaokul yıllarında kimsenin bilmediği "faşizm, komünizm, solculuk" gibi sözcükler hakkında atıp tutmak, etrafınızı kandırmaktır.

babanızın daha öncesinde defalarca anlattığı anıları sanki ilk kez dinliyormuşçasına dinlemektir.

idealist olmayı bilmektir.

"nitekim" güzeldir devrimci çocuğu olmak.

onurun, sevginin en önemlisi de insanlığın değerini diğer insanlardan daha iyi bilmek ya da maça 1 - 0 önde başlamaktır.

günlerce işkence görmüş, elektrik verilmediği yeri kalmamış, 2. şubede şizofreniye sürüklenmiş ve trabzon'da, memleketinde yalnız başına yürürken bir aracın çarpmasıyla hayatını yitirmiş bir amcanın yeğeni olarak yarı yarıya yaşadığım bir durumdur. onun varlığını, ruhunu yaşatmak için, kitaplar okumak, kavganın nasıl mertçe yapılacağını öğrenmektir. sadece bu mu? inancın uğruna tıpkı derisi yüzülen nesimi'nin kadıya söylediği gibi senin imanın uğruna kesecek kolun yok ama biz inancımız uğruna kendi al kanımızda yıkanırız cümlesinin ışığında yürümektir.

insanın büyük bir insani sorumluluk hissetmesine yol açar. çünkü insan oluş bu kadar ucuz, doğarak bedavaya sahip olunacak bir şey değildir. insanlar doğar ve ölür. evet. iki çizgi arasında yaşar herkes. ama mühim olan o çizginin ne kadar uzun olduğundan ziyade ne kadar kalın ve dibine dek bastırarak kazınmış olduğudur tarihe. bu yüzden, kardeşini bu uğurda kaybeden bir babanın oğlu olmaksa daha fecidir. bir akşamüstü odanıza deniz'in posterini asıp dışarı, sokaklara çıkmışsınızdır. ve eve geldiğinizde babanızı o postere bakarken görürsünüz. neredeyse bir saattir odanızın ortasında dikilmiş, kızarmış yüzü ve gerilmiş bedeniyle ok gibi duvara, postere bakmaktadır. sonrasında o poster oradan kaldırılır, kitaplar -yakılmaz ama- kitaplığın arka raflarına saklanır.

koluna yapışıp seni bülbül gibi öttürücez diyen amirin suratına tüküren bir amcanın yeğeni olmak, yaşadığı zamanlarda seni dizine oturtması zaten başlı başına bir devrimdir ve nice devrimin habercisidir insan için. güzellik için...

en çok beni severmiş, ayrı yaklaşırmış bana. neler anlattı, neler konuştuk hatırlamıyorum ufaktım ama şimdi bana her gün yeni şeyler söylüyor, sokakta yürümeme bile müdahale ediyor yeri gelince bir devrimci sokakta nasıl yürür onu bile anlattı, öğretti bana.

babam mı? babamın unutmaya çalıştığı o acıları ben çoktan sahiplendim, yeni yollar buldum o elektrik akımlarının vücudumdaki, yüreğimdeki hissiyatıyla. bin ampulü patlatabilecek o voltajlar şimdi benim hayatımı aydınlatmaktalar...

adınız deniz se eğer her gittiğiniz yerde dikkati çekersiniz. o insanların o işkence dolu elektrik verilerek çığlıklar atarak geçirdiği günler siz uyurken masalınız olmuştur artık. büyük insanların hayatlarından birer hatırasınızdır bi parça da olsa..



Kaynak: İtüSözlük


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:42 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.