das experiment
 

müthiş bir psikolojik film, alman yapımı filmde insanların üzerlerine giydirilen statüye göre nasıl değişebildiği gösteriliyor, rahatsız edici bir gerilime sahip, izlememenin kayıp olduğu filmlerden

mallığım yüzünden iki sene önce istanbul film festivalinde biletimiz olduğu halde sizzle ile beraber gidemediğimiz delirtici film. türkçeye deney olarak çevrilmiştir.

senaryosunda gerçek bir olaydan esinlenilen ama çok abartıldığını ve gerçekçilikten uzaklaştırıldığını düşündüğüm film



bkz. moritz bleibtreu)

stanford universitesi nde gerçekleştirilmiş gerçek deney için

bkz. http://www.prisonexp.org/)

filmde taksici rolünde fatih akın da oynamaktadır

çok kaliteli bir gerilim filmi. deney için bile olsa, insanların nasıl statü manyağı olduklarını göstermekte. senaryo ve oyunculuk gayet güzel. eksi noktası, tüm alman ve fransız filmleri gibi yetersiz ışık kullanılmış.

fragmanında alman sesli bir almanın * üç saat zart zurt diye öttükten sonra fragman sonunda das experiment yazısının çıkmasıyla eş zamanlı olarak fragmanın tamamını sesi ile bastıran almanın tersine, gayet ezik bir şekilde das ekisperiment demesi ile dikkat çeken film. konusu itibariyle çok başarılıdır kendileri.

çekimleri ve anlatımıyla izleyenleri psikolojik baskı altına almayı başarabilmiş, bir insana kendi karakterine tamamen zıt bir rol yüklenmesiyle o rolü nasıl benimsediğini ve sahiplendigini, yönetici-yönetilen çerçevesinde anlatan 2001 yapımı alman filmi. özellikle bir sahnede ortaya çikan kara kutuyu, deneyi yöneten doktorun denekler üzerinde psikolojik baskı unsuru olarak kullanma amacı bence denekler üzerinde çok etkili olmasa bile izleyiciler üzerinde fazlasıyla etkili olmuştur sanırım..

konusu itibarı ile oldukça çekici olan, ancak senaryosunda gözardı edilen bir çok öğesi bulunan almanya yapımı film. başlangıçta başarılı bir gelişime sahip olsa da, filmin sonuna doğru film parlaklığını yitirmektedir. böylesine bir deneyin yapılacağı ortam, burada sahip olunması gereken ekipman, gardiyan tayfasının kontrol odası dahil her yere elini kolunu sallayarak girmesi gibi önemli konular çok hafife alınmıştır. hatta zaman zaman izleyiciyi iyice mal yerine koyduğu bile düşünülebilir. film gene de iyidir ancak böylesine sağlam bir malzemeden çok daha iyisi çıkarılabilirdi.

her şey iyi güzel derken, filmin sonundaki haber sahnesiyle izleyiciyi mal yerine koyup, ana temayı anlatmak hatasına düşen filmdir.

bütün eksiklerine rağmen insana o kapalılık hissini yaşatabilen ve gördüğü ilk güvenlik görevlisine kafa göz dalma isteği uyandıran film...

konusu hapishanede geçen ve insanların yönetici ve yönetilen olduklarında nasıl bir ruh haletine girdiklerini gerçekçi bir üslupla anlatan, gerilimli bir alman filmi.

izlediğim en iyi alman filmi. senaryoda mantık hatalarının olması izleyiciyi çok fazla etkilemiyor. onlarda olmasa kendisini başyapıt statüsüne koyabilirdik. gerilimi çok iyi seyirciye hissettirebilen bir filmdir. hangimiz izlerken gardiyanlara küfür etmediki? bu senaryo hollywood un elinde olsaydı sanırım şimdi 3. sü bile çekilmişti. arşivimizde yerini alan, hakkını vermemiz gereken filmdir.bir diğer alman filmi için

germek konusunu sıkıcılığa dönüştürerek başarısını azaltmış bir filmdir. sosyal mesaj verme noktasında her ne kadar çarpıcı görülse de olay örgüsünün akışı ve final hiç tatmin edici değil kanımca. büyük umutlarla izlenip vasat bir film seyretmiş olmanın çok da üzüntü yaratmayacağı zamanlarda tüketilmeli. biri bizi gözetliyor daki insanların farklı formatta kurgulanmış hali. ayrıca eni konu ''ben evleniyorum'' yarışması kadar da korkunc sayılabilir...



Kaynak: İtüSözlük