medyanın gücü
 

normalde yasama,yürütme,yargıdan sonra 4.güç olarak kabul edilir.günümüz toplumlarında bu güç hiçte yadsınamayacak şekilde büyüktür.devlet,ordu ve medyanın isimlerinin birlikte anılması bu gücün en büyük kanıtlayıcısıdır.2002 seçimlerinde seçimden 3 ay önce kurulan ve daha kadrosu bile belli olmayan genç partinin elindeki medya gücü ile %5 lik bir oya ulaşması bizlere devlet mi medyadan güçlü yoksa medya mı? sorusunu sorduruyor..



ikonlaştırma veya marjinalizasyon gibi pek çok teknik yolu ile adam öldürmeye veya adam tanrısallaştırmaya kadar varabilecek bir güçtür. bu gücün sınrlarının muğlaklığı, medya gibi perde arkasında yaşayan bir kavram için gayet normaldir. fakat, medya veri analizlerinden çıkartılabilecek sonuçlar, mesela faşistlere hedef olmasını istediğiniz, hadi iyi kalpli olalım bilmeden istemeden haber niteliği atfederek vurguladığınız bir kişinin adını, soyadını, kişisel bilgilerini bir hafta içerisinde kaç gazetede, kaç sütunda gördüğünüz, adının kaç defa geçtiği, varsa görselleri veya varolan görsellerin büyüklüğü, sütun boyutları gibi veriler dökülerek sayısal analizler yapıldığında, eğer o kişi bir suikastle ölmüşse medya adı verilen sosyo-politik gücün varoluşu ve boyutları kolayca kavranabilir.



not: mesela deyip sürdürdüğüm örnek bir case study dir. gerçekte var olmuş bir durum veya şahıstan yola çıkılmamıştır.



Kaynak: İtüSözlük