![]() |
lamborghinista iyi çocuktur yakından tanısanız siz de seversiniz.saçı var uzun.sözlük için faydalı olur bence içiniz rahat olsun.olmazsa da sizin sorununuz. arabalar konusunda ukala , mühendis adayı. dalış da yapıyormuş. malzemecilik okuyan android formundan bir insan. 2x70 ve 1x35 lik istanblue'yu iki kişi bitirdiklerinde, eğer telefonla ararsa, mutlaka bütün arkadaşlara dinletilmesi gereken ayyaş varlık, android, lamborghini piskopatı, italyan aşığı, saüsem müdavimi, göl şairi, kıçımın mühendisi. liseden sıra arkadaşım. şöyle birşey var ki adı geçen zat-ı muhteremi hazırlık ve lise 1'de hiç sevmezdim. fazla ibişti. o zamanlar osuruktan nem kapan bir insan olmamın da bunda payı büyük tabi. neyse sayısal seçti bu lavuk, ilk tepkim ne gereği vardı ki? oldu. ama varmış bir gereği... kendisiyle esasen tanışmamız bu süre zarfına dayanır. esasen demekteki amaç isimden öteye gitmektir. baktım. çok konuşuyo, boş konuşuyo... hiç sevmediğim birşey. olsun dedim. futboldan anlamıyor, siktir et lan dedim. etrafımda anlayan çok adam var da ne oluyo dedim. daha sonra ben buna birşeyler anlatayım dedim. dinledi. heh dedim işte budur. lise son olduk. adam gibi 1 seneyi devirdik. sınıfta yaşanan belli başlı küslükler etkilemedi pek bizi. takıldığımız insanlar ayrıldı, biz değil. bir gün bir otomobil fuarı girişinde ben bir şey anlattım, ve tandanslı bir soru sordum. daha doğrusu tahmin ettim. doğruymuş efendim. işte arkadaşlıktan dostluğa geçişimiz de burada başladı. okul turnuvalarında oynadığı yoğun futbolla yer yer gözlerimiz kamaştı. uzun eşekte altımda kaldı bana ana avrat düz gitti biliyorum. bildiğim bir şey daha var ki o sene su gibi akıp geçti. öss geldi! eee napcaz? dedik. yer yer çalışmıştık. artık oralardan soru gelsin diye beklemeye başladık. öss stresini attığımız için kendimizi dağa bayıra vurduk. hopladık zıpladık. öss sonuç kağıdı geldi elimize. ne yapmalıydı? ne yazmalıydı? ne okumalıydı? ikimizin de kendisine göre fikirleri vardı tabi ama ortak bir payda altında buluşmuyordu. bir gün bu elinde bir kağıtla geldi. olm lan dedi. metalurji ve malzeme mühendisliği diye bir bölüm var. ben sordum soruşturdum. şeklinde bundan iyisi şamda kayısı tandanslı bir konuşma yaptı. tamam dedim lan yazalım. 24. tercihe kondurduk bir tane metalurji ve malzeme mühendisliği. kondurduk derken ben kondurdum, o ne yaptı bilmiyorum. sonuçların açıklandığı gün geldi. açtım malum siteyi: 24- kocaeli üniversitesi 'metalurji ve malzeme mühendisliği 1. öğretim' yazısıyla karşılaştım. dedim ki naptı acaba. sordum: sakarya üniversitesi metalurji ve malzeme mühendisliği... asktir demeyle birlikte kucaklaşmamız bir oldu. boru mu dostluğa bir yeni sıfat daha eklemiştik: meslektaş... akabinde kız meselelerinden dolayı biz bununla içmeye başladık. bu dediğime bakmayın severim keretayı. kızlar gitti ama 70'lik istanblue yanımızdaydı, kandı, candı. onu da aldık aramıza. deseler ki bir gün ayrılcan bu adamdan, sanmam derim. büyük ihtimalle aynı yerde çalışırız, yine aşık oluruz, yine birlikte içeriz. hiç olmadı aynı şehirde yaşarız. maçımıza gideriz. ben fener derim o cimbom. sarısı ortak deriz üzmeyiz birbirimizi. maldır yer yer. insan ilişkileri konusunda özellikle. tamam iyidir hoştur da öyle abuk bir şey yapar ki çivilenirsiniz yerinizde. olsundur. her zaman iyi yerlerde olmasını can-ı gönülden dilediğim dosttur. artık yazamayacak yazar. uçmuştur kendisi zira. iyi çocuktu.yazık oldu.aslında çok zekiydi ama çalışmıyordu.aslında lamborghinista iyiydi de çevresi kötyüdü.onu arkadaşları bu hale getirdi.herkes ibret alsın.üç günlük dünya.kefil olmuştum bu ibneye.gereği neyse yapılsın boynumuz kıldan ince beyim. Kaynak: İtüSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:21 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.