![]() |
michel platini ünlü fransız topçu.86 dünya kupasında ardarda attığı 5 golle ünlüdür.topla adeta dans eder, rakip defansı çıldırtır. fransanın 98 dünya kupasını alan efsanevi kadrosuna kadar fransanın eric cantona ile birlikte çıkardığı yegane futbol yıldızıdır. tek başına fransa'ya dünya kupası aldırttı dense yeridir. formasını şortun üzerine bırakan futbolcu ekolünün ilk temsilcilerindendir. fransız futbolunun yetiştirdiği ilk efsanelerden biri olan futbolcu... futbola başladığı zamanlarda kalbinin normalden daha büyük olması gibi bir problemle karşılaşmış ve fc metz kulübü de risk alamayacağını söyleyince nancy kulübüyle anlaşmıştır. tarihe heysel faciası olarak da geçen juventus ve liverpool arasında oynanan kupa galipleri kupası finalinde juventus'un tek golünü atarak kupayı juventus'a kazandırmştır... fransız milli takımını tarihindeki ilk finale ve şampiyonluğa taşıması efsanevi olma yolundaki önemli adımlardan biri olmuştur... fransa'nın 1998 dünya kupası finalini oynadığı sıralar organizasyon komitesinde yer alan platini'nin takım elbisesinin altına milli takım forması giydiği bilinmektedir... uefa başkanı. ayrıca bu akşam ortaköy-beşiktaş arasında kısa bir yürüyüş yapmış kişi. dur hele hassiktir lan çekmeden oku bi. ki ben de ilk gördüğümde böyle dedim. bu esrarengiz yürüyüşün perde arkası azzzzz sonra değil, şimdi. şimdi efendim olay şu. saat 22:15 suları. ben ve arkadaşım ortaköyden çıkmışız, otobüse binip evimize gitmek üzere beşiktaşa doğru yürüyoruz. biraz önümüzde takım elbiseli, hızlı yürüyen 7-8 adam dikkatimizi çekti. ve yumurta kafa yapısı sayesinde bu adamlardan birinin haluk ulusoy olduğunu anlamamız uzun sürmedi. ve hemen daha iyi görebilmek için yolun karşısına geçtik. ve benim yere düşmemi sağlayan o an geldi: michel platini, haluk ulusoy ve şenes erzik'in koluna girmiş gayet hararetli birşeyler anlatarak yürüyordu. arkalarında da lütfü arıboğan, affan keçeci ve tanıyamadığım 2 adam daha vardı. biz ulan dünyanın en önemli futbol adamı gecenin yarısı nasıl korumasız polissiz yürür diye düşünürken ilk şoku atlattık. gerçi arkadaşım hâlâ atlatamamıştı çünkü fotoğraf falan çektirmeyi düşünüyordu bense çoktan planımı yapmış, bu çok özel yürüyüşü cep telefonumla çekip ertesi gün tv kanallarını dolaşıp paranın mına koymayı düşünüyordum ki, biraz önce olmadığını düşündüğümüz polisler arkadan motosikletleriyle yanımıza geldiler. ben içimden bir hassiktir çekerek polisleri selamladıktan sonra olayı öğrendim. amcamlar ortaköyde yemek yedikten sonra kaldıkları çırağan sarayı'na doğru yediklerini eritmek amacıyla olduğunu düşündüğüm bir yürüyüş yapmışlar. olay bundan ibaret. ancak dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcularından biri ve aynı zamanda avrupa futbolunun bir numarası olan bir adamı istanbul kaldırımlarında yürürken görmek biraz heyecanlandırdı. yolculuk çırağanın önünde biterken ben hâlâ bu müthiş olayı kayda alamamanın hüznü içindeydim. neyse efendim bu da böyle bir anımdı işte. ayrıca platini'yi görmek isteyenlerin yarın akşam çırağanın önünde beklemelerini tavsiye ederim. çünkü haluk ulusoy ve platini okkadar samimi, okkadar senli-benliydi ki, yarın ulusoy'un yine tabanvayla platini'yi nevizade'ye içmeye ya da kahveye okey çevirmeye götüreceğini düşünüyorum. evet. Kaynak: İtüSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:14 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.