![]() |
a clockwork orange - 4 * 1962'de Anthony Burgess tarafindan yazilmis, 1971'de Stanley Kubrick tarafindan sinemaya aktarilmis olan eser. Bu roman Time dergisi tarafindan yuzyilin en iyi 100 romani arasinda gosterilmistir. * kitabın penguin baskısının kapağında cam bir bardak içinde süt vardır. öyle işte. * stanley kubrick'in deli ve ilginç bir hayalgücüne sahip olduğu gösteren izlenesi filmdir. * http://www.sinemaestro.co...ew&id=58&Itemid=1 * klasik müzik eşliğinde akıp giden ve şiddetin ne kadar içi boş ne kadar gereksiz olduğunu gösteren kubrick filmidir. * sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri olup, dahi stanley kubrick'in gözbebeği olan yapıtıdır. kubrick kendisine yaptığı iş ve sinemayla ilgili sorulan "gelicek nesillere iyi bir miras bıraktığınızı düşünüyor musunuz" sorusuna, "otomatik portakal'ı bırakıyorum bundan daha fazla ne yapabilirdim ki" cevabını vermiştir. * stanley kubrick'in yaptığı en güzel film denilebilecek bir başyapıt. mükemmel senaryosu ve üstün oyunculuk performanslarıyla ta 1971 lerde yapılmış, aşmış bir film. gerek kullanılan müzikler, gerek yerinde sözler, oyuncuların duyguları bire bir yansıtabilmesi gerçekten çok etkileyici. sonu da öyle bi biter ki insanı derin düşüncelere bırakır. --spoiler-- alex 4 kişilik çeteseyle her türlü pisliği yiyen bir heriftir. lanettir, kabızdır ama yakışıklıdırda * neyse konuyu dağıtmadan, bu alex pisliği her zamanki gibi bir eve girip suç işlemek üzeredir. daha sonra girdiği evdeki kadını öldürür, arkadaşları da onu sevmemektedir bir kaç husumet yaşamışlardır. bu yüzden onu satarlar ve polisin ele düşmesine neden olurlar. bu alex hibinosu mapus damlarına düşer. daha sonra hükümetin uygulamaya çalıştığı bir formül vardır. suçluları bi şekilde hipnoz ederek * suçtan uzak tutmak ve asla suç işleyememelerini sağlamak. alex de mapus damından kurtulmak için bi nevi kendini kobay olarak kullandırır. daha sonra serbest bırakılır ve eskiden işlediği suçların cezasını çekmeye başlar ve film bu dakikalardan sonra daha da keyiflenir.* * --spoiler-- kısacası arşivlik bir film olduğu kesin. * sonu geldiğinde kişide müthiş bir tat bırakan, psikolojik şiddeti şahane işlemiş filmdir. keşke böyle filmler yeniden yeniden çekilse de tadından yenmese. * Filmin mânâlı adı: kurulmuş insanoğlu'dur. Şimdi altını çizerek şunu söylüyorum ki, kubrick kendi fikrini perdeye yansıtmıştır. Evet anarşizim serpilmiştir fikirlerine ama subjektif anarşizm ortaya çıkmıştır. Kubrick filmde* şiddetin olması gereken bir olgu olduğunu, silinmesinin doğru olmadığını * vurgulamaktadır. içinde oldukça fazla ironi barındırır film: droog serserilere beyaz giydirilmiş, cat woman elinde beethoven heykeliyle alex'e saldırır, droogiesler kafa yapan süt içerler, alex hapishaneden çıkınca droogieslerinin polis olması * vs... Şiddetsizlik bireyde kişiliksizlik yapar. Öyle hükümet yalakaları çıkar ortaya demiş ayrıca * . Develete de faşizan ve iki yüzlü bir profil çizmiş. Kubrick şiddetin eleştirisini de yapar ayrıca * . Özellikle 20nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren modernitenin ve proje olarak modern değerlerin bir simgesi konumunda olan, L.W. Beethoven'u Alex'in çelişkilerle dolu kişiliğini tamamlayan bariz bir imge olarak vermiş ve şiddetini Beethoven ile bağdaştırmıştır. Ayrıca hapis alex gibiler için ıslah yeri değildir. onlar orada düzelmezler, çıktıklarında da aynı şeyi yapacaklar mesajını da çakmış. Demiş de demiş Kubrick abi.... izlemeye değer. Fakat tam anlamak için biraz araştırma yapmanızı gerektirecek bir film. Son olarak imgelere dikkat! --spoiler-- Frank Alexander: She was very badly raped, you see! We were assaulted by a gang of vicious, young, hoodlums in this house! In this very room you are sitting in now! I was left a helpless cripple, but for her the agony was too great! The doctor said it was pneumonia because it happened some months later! During a flu epidemic! The doctors told me it was pneumonia, but I knew what it was! a victim of the modern age!! Poor, poor girl! --spoiler-- * sadece adı güzel olan filmdir. * derinliğini anlamak için zeka gerektiren filmdir. * izledikten sonra "ulan ne kadar zeki bir insanım" gibi bir düşünce gelebilir. uzun süre geçmezse bir doktora görünmek tavsiye edilir. * izledikten sonra kafada ''ulan ne kadar zekiyim filmi çok iyi anladım.'' düşüncesi oluşturmayan film. kurtlar vadisi, maskeli beşler gibi filmlerden daha ileri seviyedeki filmleri anlayamayan ve beğenmeyen insanların bu eksikliklerini filme bok atarak kapatmaya çalıştıkları su götürmez bir gerçektir. elbette bu tarz filmlerden hoşlanmayanlar bu değerlendirmenin dahili kapsamına girmiyor. ama o zaman da ''bok gibi film lan bu'' demek de benmerkezciliktir, en üstün zevkler bana aitciliktir. ayrıca ilginçtir ki film bittiğinde genelde kurulan cümle ''vay be!'' türevinden şeyler olur. fakat dedim ya zeka lazım biraz. izlediğini, okuduğunu, duyduğunu anlamak için. çok değil, sadece biraz... * beğenerek izlemiş olanlara fazla yaklaşılmaması gereken filmdir. * anthony burgess e ait, ilk basımı 1973 yılında yapılan kitap. * kubrick öyle bir adamdır ki, nasıl zaman ilerledikçe insanların dili kullanımı değişiyorsa, gelecekte de çok farklı kullanımlar olacağını öngörüp, film için yeni terimler yaratmıştır. insan zaman zaman karıştırır ama gulliver'im ağrıyor'un, başım ağrıyor demek olduğunu zamanla anlar. --spoiler-- filmin ilk yarısında ana karaktere sinirlenirsiniz, özellikle evdeki kadına tecavüz sahnesi, penis heykeli ile öldürme sahnesi sert sahnelerdir. ondan sonra nedense acımaya başlarsınız. benim en üzüldüğüm kısım, ailesinin yanına dönememesi ve üzerine eski arkadaşlarını polis olarak görüp, sağlam dayak yemesi. öyle ki, acısını tahmin edebileceğimiz, tekerli sandalyedeki adamın bile ana karakteri yakalamasını istemeyiz. bende öyle oldu en azından. --spoiler-- ayrıca filmin ilk 10-15 dakikası hakikaten karmaşık ve sıkıcıdır biraz, ama önemlidir anlatım bütünlüğü açısından, zaten 15.dakikaya kadar izlemişseniz sonra kaptırırsınız. * stanley kubrick'in yapmış oldugu bir efsane... * alternatif olarak tabir edilen gençlerin izleyip anlamadığı, hatta birinin gün itibariyle 'requiem for a dream le karşılaştırılamaz bile' gibi saçma salak bir cümle kurduğuna şahit olduğum filmdir.*bana göre bu zamana kadar çekilmiş en güzel filmdir. anlamak için insanın ciddi bir birikime sahip olmasını gerektiren bir külttür. * anlamak için önce okunması gereken kitaptır. kübrik çekti diye çok derin çok götten manalar çıkarmamak gerekir. * "olmuş bu." ny times, chaotic good |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:51 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.