karanlık oda
 

dünyadan sıyrılmayı sağlayan güzel mekanlardan. ışık yalnızca küçük kırmızı bir ampülden gelir bazen o da olmaz*. istemedikleriniz giremez çünkü kapı daima kilitli durur kendini bilmezin biri dalıp bütün filmleri kartları heba etmesin diye. sonra derin derin kimyasalları solursunuz ve kansere davetiye çıkarırsınız. fotoğrafçıların çoğunun kanserden ölmesi de bundandır. agrandizör, developer, fixer, ilford odanın olmazsa olmazlarındandır.

2002 yılında düzenlenen altıncı caddenin birinci ve manganın da ikinci olduğu sing your songadlı yarışmaya güle güle ve ışıklar açık kaldı adlı iki şarkısıyla da katılmaya hak kazanan istanbullu grup.





karanlığından ziyade fixer kokusuyla hatırlanan oda

, ya da kısaca .

gerçek sihiri kendi ellerinizle yapabileceğiniz yegane mekan. görüntünün developer banyosunda yavaş yavaş ortaya çıkışını izlemenin ve her aşamasını kendinizin gerçekleştirdiği birşeyler üretmenin zevki tarif edilemez.

zamanı unutturur. tüm sıfatlarından sıyrılır insan, sıfırdan mükemmele ulaşmaya çabalar her seferinde.

fotoğrafçılığa ilk başlanıldığında, ortamın hazırlandığı insanın elinin ayağının titrediği,daha sonra merakla sonucun beklenildiği odamız.

fizik labaratuvarlarında mercek deneyi için koca labaratuvardan izole edilmiş ve oraya giren kızlı erkekli grupta hahaha karanlık odada fordlamayın lan birbirinizi ahahah gibi iğrenç espirilere mekan olan odadır..

fotoğrafçılığa başlamaya neden olan o büyülü mekan. kimyasalların kokusundan bir çok insanın burnunu tıkayarak girebildiği, sizin ise büyük bir zevkle içinize çektiğiniz karanlık oda kokusu, kalp çarpıntılarıyla filmi spirale sarmak filmin kurumasını sabırsızlıkla beklemek...ve en önemlisi sihirli suyun içindeki, o beyaz kartta yavaş yavaş ortaya çıkan şekiller...bitmesini istemediğiniz büyülü an...

fotoğrafınızı kuruması için asıp, dakikalarca sanat eserinizi karşıdan seyretmek. oysa sadece camın önündeki bir kedidir fotoğraftaki. ama hayır...bu fotoğrafta bir şey vardır, faklıdır işte, muhteşemdir. herkesin görmesi gereken bir güzelliktir... gösterirsiniz önünüze gelene...o güzeliği herkes görsün istersiniz. o farklılığı...ama herkes sadece kuru bir ''güzel'' demekle yetinir...bilirsiniz artık o sizin 'ilk'iniz, o sizin 'güzel'iniz, o sizin, sadece sizin 'sanat eseri'nizdir...



Kaynak: İtüSözlük