![]() |
hayata sığamayanlar öğrenimi tamamlamak. okudukça, içinizin bu denli ortalık önüne serilmesinden rahatsızlık duyduğunuz ve fakat yine de iç rahatlatan, birilerinin sizin varlığınızın farkında olduğunu hatırlatan, kaotik yapınızın çözülmemiş olmadığını hatırlatan içre bir yazı. gülüp geçtiğiniz bu hayalperestler, silik bi tip diye adlandırdıklarınız, düşünceleri uç noktalarda seyiren, hayata sürtünen bu kişiler, hayatları boyu hem insanların bayağılıklarından, sıradanlıklarından kaçıp daha derin bir hayatın izinde sürüklenirken, diğer yandan da acı bir şekilde insanlardan uzak kalmanın, onlar, onlar, onlar gibi olamananın üzüntüsünü kalplerinde taşırlar. güneş ışığı üzerlerinde 'onlar'da olduğu gibi parlamaz, ışık canlarını yakar. sizin öylesine yapmış olduğunuz bir şakayı dahi bazen yıllarca unutamazlar, siz yazınızı bir kerede yazar ve yollayacağınız yere yollarsınız. hayata sığamayan bu kişiler ise defalarca düzeltirler o yazıyı, bitirdiklerinde baştan, baştan, yeniden bir kez daha okuyup en küçük bir detaya bile sizin asla farkına varmayacağınız küçük göndermeler eklerler. fark etmezsiniz bile. bütün rollere sahip olmak istediklerinden ve yapamadıklarından karaktersiz ve silik gözükürler. gülüşleri yarım yamalak ve buruk olsa da, hayat bir roman değildir, bu yüzden kimse, yüzünde acıyla karışık tatminsiz bir gülüş vardı yazmaz haklarında, sadece, güldü lan işte.. diye yazar tırt bulvarsal gazeteler. onlar hep bekler. hayatlar, hızlı yaşantılar yanlarından akıp giderken ve eski dostlar durmadan hep daha uzaklaşırken, onlar bu ayrılıkları, bu dağılmayı, zamanın gelip geçisini en derinden hisseden kişiler olur. ayak üstü konuşmalardan ve masaya gelen yabancılardan rahatsız olurlarken akıllarında hep daha bulanık bir geceye özlem yatar. kurallara, geleneklere, yatıştırıcı dinlere, indirimli kuponlara, tv programlarına tahamülleri yoktur. azıyla yetinemezken, küçük burjuvanın kendini beğenmişliğine, o 'sözde' özgürcü uçuk yaşantısına ve her şeyi yaşa manifestosuna da katlanamazlar. kaotiktirler, her uç noktayı, her türlü aykırı karanlık tohumu içlerinde taşırlarken, aslında bu uç noktalarından utanmaları gerekecek hiçbir şeyin olmadığını bilirler. topluma da dayanamazlar, çünkü toplum kısıtlayıcıdır, arzuları bastırır. süperegoya idleri ile cevap verirler, idlerini estetikselleştirmeyi de başarabilmiştirler. yine de öykü ne kadar cezbedici de olsa, sihirlerin olmadığı bir dünyada pek çoğu er geç hevesini kaybetmeye, sönmeye yüz tutar. sürekli değişen dostlar, zamanın soğuk durağanlığının farkı, şansın çok da kendileri yanında olmaması ve her şeye heves duymalarından ötürü bir türlü bir konuda yoğunlaşamamaları ve dikkatlerini toplayamamaları sonucunda kendilerini çoğu zaman ya sonsuz bir içkiye verirler -ki artık tutunamıyorgiller'den olmanın o melankolik romantizmi yerini soğuk ve iç karartıcı panikataklara bırakmıştır.- ya iflah olmaz delilere dönüşüp kendi içlerindeki dünyaya ömür boyu hapsolurlar ya r ederler ya da her gün r ediyormuşçasına yaşarlar. ama şunu da belirtmekte fayda var ki, r edenleri de asla arkalarında bir not bırakmaz.. çünkü şov yapmazlar. onlar bu dünyanın gerçek ilerici bütün hareketlerinin öncülüğünü çekmişlerdir. beyninin iki yarısını kullanabilenler ise, bu dünyada bir çağı açarken, diğerini kapatır.. kendinizi tanıyın diyen testlerde kendileri için işaretlenebilecek bir şık yoktur ve bütün depresyonda mısınız? diyen teslerde ise acilen bir psikoloğa gözükün sonucu çıkar. gülerler, çünkü depresyon ruhlarının, varoluşlarının bir yansımasıdır. onsuz hissedemezler. bonus, taşanlardır efendim. Kaynak: İtüSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:13 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.