![]() |
god is an astronaut irlandalı post rock grubu . birbirinden harika 3 albüme imza atmışlardır . a moment of stillness isimli bir de ep'leri mevcut. far from refuge albümünden birkaç şarkı dinlemek için http://www.myspace.com/... a deafening distance isimli harika ötesi şarkıları mutlaka dinlenmeli. ayrıca bu şarkı ağlatan şarkılar kategorisine de rahatlıkla girebilir. görüldüğü gibi herkes babasının izinden gitmek durumunda değil.* edit: açıklayıcı-bakınız: barışarock 2007'nin -diğerlerine haksızlık etmek istemem ama- nefaset grubu, performansı, hikayesi, kabusu, tatlı rüyası. god is an astronaut dedirtir en imanlı kimseye, öyle diyeyim. rock'tan ziyade, boğazıma her daim bir post'luk tıkayan gruptur god is an astronaut. bundan bir kaç ay evvel, barışarock'a geleceklerini duyduğumda sevinçten dudağımı filan uçuklatmıştır kendileri. sonra düşünmüşüzdür barışarock'tan sonra artık tişörtleri neyin de basılır bunların durunuz, o aşamaya geldik mi bilmiyoruz henüz. fragile denen o şey var ya. şarkı demeye dilim varmıyor. hani fragilee diye bağırdığımda 2. şarkı olarak tesadüfen çalınan. o işte. sırf o yüzden bile ulan tanrı burada diyebilir insan. ay üstünde yürüyen astronot misali.. ötekilerle yani çıkan anarşist punk gruplarıyla filan karşılaştırmak yersiz mi yersiz geliyor bana. zira alakaları dahi yok. barışarock böyle grup görmemiştir ama, söylemesi ayıptır. narkoz etkisi yapıyor bu müzik direkt. bana narkoz etkisi yapıyor da müziği yapanlara ne etkisi yapıyor artık, bilmiyorum.. bütün bir cumartesi gecesi, yerden üç santim yüksekte gezmemi sağlayan grup olmuştur kendileri, en güzel, en post, en rock, en müzik olmuştur. çimlere uzanıp gökyüzündeki yıldızları izleyerek izlemenin verdiği zevki dünyadaki başka hiçbir şeyin veremeyeceği grup. barışarock 2007'den arda kalan en acaip en güzel şeydir. gece saat 1:30 civarı sahneye çıktı bu adamlar. epi topu 3 kişi. 2 de büyük ekran, şarkıların ipnotik videoları yayınlanıyor bu sırada. bu grup tek başına dinlenmelidir. çünkü size bir deneyim yaşatıyor ve bu deneyimi tanıdık bir başkası varken yanınızda, kolay kolay yaşayamayabilirsiniz, sevgiliniz dahi olsa. belki gecenin o saati olmasından da olabilir, seyirci sayısı görece az, insanlar daha sakin ve yorgun, gökyüzü biraz daha yakın sanki o saatlerde artık. üstelik kanda öyle çok alkolün de olmasına gerek yok. gayet ayık kafayla bu hissi verebildi bu adamlar... damardan kahır enjeksiyonu diyorum ben buna. bir süre sonra videolar da gereksizleşiyor, sahne de zaten silikleşiyor, kendi iç dünyanıza dönüyorsunuz giderek. yıllardır kıyıda köşede unuttuğunuz bir sürü duygu çıkıyor su yüzüne, gözlerinizi kapayıp yyükseliyorsunuz. orada artık ne müzisyen var ne başka insanlar ne tanıdık kimse... meditasyon gibi, yükselip kendinizi görmek gibi, herkesi görmek gibi. yıllardır bir mağaranın dibinde akan dingin ve buz gibi bir su misali bekleyen acılarla yüzleşiyorsunuz ilk defa. kaçmak aklınızdan geçmiyor, aksine, onlara sarılıyorsunuz, yıllar evvel kaybettiğiniz ruhunuzun parçaları onlar, nasıl kaçarsınız kendinizden? müzik değil bu. bambaşka birşey. bir trans. ruh hali ne olursa olsun en neşeli insanı bile depresyona sokabilecek potansiyele sahiptir şarkıları.sadece müzik,alır götürür insanı,yaşananlar geçer birer birer göz önünden,hisler önce karmaşıklaşır sonra çözümlenmeye başlar.anlatmak zor,dinlemek lazım. orgazmik müzikleri bir yana, olağandışı post rock grup ismi geleneğini devam ettirmeleriyle ve şarkılarına koydukları harika adlarla gözüme daha da bir girmiş gruptur. tek korkum grup isimlerini seçerken eric von daniken'den etkilenip etkilenmediklerini bilemiyor oluşum. Kaynak: İtüSözlük |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:52 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.