![]() |
adalet * hakede hakkının verilmesidir. herkese eşit olmakla karıştırılmaması gerekir. * mülkün temeli.. * ozdemir asafın hoş bir şiiri: adalet insansız adalet olmaz Adaletsiz insan olur mu? Olur, olmaz olur mu! Ama, olmaz olsun.. * göreli kavram. toplum içerisinde birbirinden çok farklı ve birbirleri ile çelişebilecek nitelikte adalet anlayışları mevcut bulunduğundan hiçbir zaman yerini bulamayacak* olgu. * iyilik yapmak kolay, zor olan adaletli olmak. * olmadığı yerde en çok sözü edilen, istenen ütopya. * eşitlikle bir olmayan olgudur. yeri gelirse eşitlikten de üstün olabilir. örneğin günümüz türkiyesinin ekonomik ortamında bir şirkete gidip 50 çalışandan 45'inin bayan olduğunu görüp işsizlikten dem vurulduğunu işitiyorsam çok açıkça sosyal adaletsizliğin varolduğunu görürüm. işte o an anlarsınız adalete mi hasretiz yoksa eşitliğe mi? * adaletin timsali hz omer dir. meşhur mesel: nil kıyısında bir çoban koyununu kurt kapsa, hesabı ömerden sorulur. * hala gözleri kapalı ama bu sefer elleride bağlı olan terazisi şaşmış mekanizma. * Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk. * * özdemir asaf'ın güzel ve anlamlı dörtlüğüdür. kapitalist devletlerin bir türlü beceremediğidir. * sadece bir bayan adı ülkemde. * günlerce uyuyamadığın bir uykunun bedenindeki salınımlarına, bir saatlik yenik düşüşün bedeli, ömründen iki yıl olabiliyormuş.. bir öpüşlük zamanın, bir saatlik uykunun bile faturası kesilmek zorunda değil mi? adal^et'i kana ve ete susamış doktorlar dağıtıyor! almayanı kovalıyorlar! * adalet bazen insanları kandırmaktan başka hiçbir işe yaramayan ve her zaman haklıya hakkını vermeyen ilginç * bir sistemdir. * Adalet ahlakın ve hukukun en üst ve merkezi değeridir. Kökleri başkalarının birlikteliğinde, ortak yaşamındadır. Eylem ve amaç olarak her bireye ona ait olanı, hakkı olanı vermek ve buna saygı gösterme isteği tüm bireylerde vardır. Bu, başkalarıyla ilişkiye girilen her eylemde belli ölçüde hayata geçirilir. Bu yüzden ne yargıçlara özgü bir erdemdir, ne de sadece adaletin yönetiminde uygulanır. Adalet gerçek bir teoriden beslenen soyut bir kavrama karşılık gelir. Ama verilen tanımların ötesinde, insan yaşamında görülür, diğerleri ile girilen birinci dereceden ilişkilerde ve eylemlerde açıktır, adil olanın yaşam alanı, adil olanın deneyimi ve adalet duygusu bunların üzerine kurulur. Bu yüzden, kesin bir deneme, sabit bir gerçeklik olarak kök saldığı pratik alanlarda daha geçerlidir. O zaman kişi, davranışı ve eylemiyle adaletle ilişkiye geçer. Bu yüzden, adalet adalet üzerine düşünceleri, deneyimler, yaşananlar, acılar, tanıklıklar ve gördükleri aracılığı ile oluşur. Bu düşünce zorunlu olarak eşitliğe orantıya ve simetriye bağlıdır. Ve adalet kavramının özüne inen bu kavramların, belki de hiç farkına varılmadan elde edilmesiyle artık yerleşir. Aynı zamanda adaletin pratikte, teorik olanın kutbundan olduğu kavranacaktır. Yani herkes, içinde bulunduğu eşitsizliği orantısızlığı ve asimetriyi sınarken, acı çekerek ya da tanık olarak, adil olmayan durumlarla karşılaşacak.. * bir kefesine değersiz bir avuç demir para, diğer tarafına 5-6 tane yüz euro banknotlar koyalım. Eğer bunu eşit kollu terazide tartacak olursanız paraların büyüklüğünü değil ağırlığını ölçersiniz.Sarrafta ise eurolar ağır gelir. Kimisine göre ikisi de değersizdir. Adalet hangi malı hangi teraziyle tartacağını bilen bir sistemdir. olmalıdır. * * türkiye'de suçluları, tacizcileri, hortumcuları koruyan, madurları suçlu bulan bir sisteme dönüşmektedir. * bir kadın ismi. * Praksidike nin tanrıcası kabul edildiği sistem.bu sistemin normalde mazlumları zalimlerden korumak ıcın olması gerekırken bu Türkiyede tam tersine dönmekte... * uygulanış yöntemleri kişiden kişiye değişen zorunluluk. * beşeri adaletin en efektifi kısasa kısas metoduyla uygulanandır. bireysel dışavurumuyla alakalı bakınız: * aristoteles'in "dağıtıcı adalet" ve "denkleştirici adalet" şeklindeki ayrımıyla hukuk düşüncesine en önemli katkısını yaptığı kavramdır. dağıtıcı adalet, şeref ve malların paylaştırılmasında herkesin yeteneğine ve toplum içindeki durumuna göre kendine düşeni almasını emreder. bu suretle eşit durumdaki insanların eşit şeylere mâlik olacakları öngörülmüştür. dağıtıcı adaletin asıl amacı, kişi ile toplum veya devlet arasındaki ilişkileri düzenlemektir. kişinin devlete karşı ödevlerinin de yeteneklerine ve durumuna göre değişmesi, dağıtıcı adaletin bir gereğidir. denkleştirici adalet, bir hukukî ilişkide taraf olanların eşit muamele görmesini gerektirir. sübjektif, ferdî durumların nazara alınmaması ve adaletin uygulanması şarttır. denkleştirici adalet, hukukun uygulanmasıyla ilgili teknik ilkeleri kapsar. adalet terazisini, adaletin uygulandığı kişileri görmeksizin kullanan gözü bandajlı ilâhe themis, denkleştirici adaletin sembolüdür. günümüzde bu ayrıma üçüncü bir kol olarak "sosyal adalet" de eklenmiştir. * 1946 yilinda adalet mensucat fabrikasi iscileri tarafindan kurulmus olan spor klubu. kirmizi-beyaz renklerle kurulan klup fenerbahce'den aldigi 4 milli futbolcuyla o donemin en guclu kadrolarindan birine sahip oldu. kurulusundan 10 yil kadar sonra da dagildi. * ibresi güçlüden yana sapan mekanizma. herkesin olmamasından ötürü yakındığı. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:40 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.