![]() |
İÇSEL YOLCULUK sizce ne demek, İÇSEL YOLCULUK size neyi çağrıştırıyor? * bi daha geri dönememe riski yüksek olan yolculuk.. ''....İçinizde yiv yiv derinleşin de......Çıksın karşınıza en yakınınız.....'' (NFK) fazla da uzatmaya gerek yoktur........... [img]/images/smilies/smile.gif[/img] ... Bildiğimiz gibi kelebekler, dut yaprakları üzerine yumurtalarını bırakır ve yumurtladıktan üç dört gün sonra da ölürler. Baharda yumurtadan çıkan tüylü ve siyah renkli tırtıllar, dut yaprağı ile beslenerek birbuçuk ayda 7-8 cm olurlar. Büyüdükçe renkleri açılır ve tüyleri de kaybolur. İyice büyüyen tırtıllar üst dudaklarındaki delikten iplik halinde zamk gibi bir sıvı çıkararak içsel dünyalarına yolculuk etmek için kozalarını örmeye başlarlar. Tırtıl, kozanın önce dış kısmını,sonra da kendi vücudunun etrafını örmeye devam ederek en sonunda görünmez hale gelir, bir anlamda kendi kabuğuna çekilir. Kozanın içindeki iki üç haftalık bir içsel yolculuğun ardından tırtıl, ördüğü kozayı parçalayarak, gözlerimizi kamaştıran güzel bir kelebek olarak dış dünyaya merhaba der. Zaman zaman bizlerde daha iyi daha güzel şeyler yapabilmek için içsel yolculuğa çıkarak bir müddet kendi kabuğumuza çekilmeyi yeğleriz. Daha sonraki hayatımızı yönlendiriken,yüce Rabbimizin yüreğimize koyduğu güzelliklerden de katarak daha iyiye ve daha güzele ulaşacağımızı biliriz. Bedenimin bir yarısı diğerinden daha hızlı koşuyor. Sol yanım hep yollara düşmek istiyor, sağ yanım onu durdurmaya çalışıyor. İçimden bir ses, iç dünyama yolculuk edip, içsel tamirhaneme gitme vaktimin geldiğini fısıldıyor kulaklarıma. Bir yanım yorgun, diğer yanım olabildiğince çılgın. Bir hesaplaşma, bir alacak verecek kavgası, çözemediğim bir kargaşa var içimde. Bir çığlık, bir yok oluş bir diriliş var bedenimin bir yerlerinde. Ruhumun bedenime, bedenimin de ruhuma isyanları var. Belki topluca, belki de parça parça olupta kaçmak istiyorum. Bedenimin uyumsuz parçalarını ruhumun saatine göre ayarlamak istiyorum. Tavşanla kaplumbağanın hikayesini sanırım ki bilmeyenimiz yoktur. Marifet koşmakta değil, gideceğimiz yeri bilip sabır ve sabatla ilerlediğimizde hedefimize zaten allahın izniyle ulaşacağız. Durup biraz kendimizi dinlesek, içimize dönüp bir baksak, geldiğimiz yeri içimize biraz sindirmeye çalışsak, çıktığımız yükseklikten başımızın dönmesini engellemiş olmaz mıyız? En güzel yolculuğun insanın kendi ruhuna yapacağı yolculuk olduğunu anlamak için neden bu kadar duyarsızız? Bu duyarsızlık yüzünden kendimizi yeterince tanıyamaz oluyoruz ve ruhumuzla bedenimizin arası açılıyor... Çok hoşuma giden bir kızılderili hikayesi vardır bilmem sizler de bilir misiniz? Bir grup araştırmacı, bir kızılderilinin rehberliğinde araştırma gezisine çıkarlar. Grup kısıtlı zamanı daha dolu yaşamak için o kadar hızlı gider ki Kızılderili rehber bir an durur ve ilerlemez. Araştırmacılar şaşırır ve ona neden durduğunu sorarlar. Kızılderili onlara der ki ^^ Durmalıyız, çünkü ruhumuz geride kaldı....^^^ Ruhumuzla bedenimiz arasındaki mesafeyi açmayalım ve sık sık içsel yolculuğumuza çıkmayı ihmal etmeyelim... basamak basamak inersin,dipsiz bir kuyu gibidir,bir türlü sonu gelmez,derinlik sarhoşluğu diye bir laf duydunuz mu? duydunuz mu? dikkat edin başınız dönebilir! her zaman favorim olan yolculuk bir kere çok pratik, bavul,eşya hazırlama derdi yok, uçak biletini önceden rezerve etme yok, ve gidiş-dönüş tarihleri açık çünkü istediğin an gidip istediğin an gelebiliyorsun [img]/images/smilies/smile.gif[/img] yorar adamı,vurur yerden yere,farkında değilsindir farklı bişeydir,anlatımı tanımı zor olanlardan.iki geri bir ileri,şaşar beşer ruhsal depresik formda seferilik durumudur. Derûnî... Kaynak:Antropoloji |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:10 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.