![]() |
27 MAYIS İHTİLALİ sizce ne demek, 27 MAYIS İHTİLALİ size neyi çağrıştırıyor? * DEVLET TİYATROSUNDA SERGİLENEN KOMEDİNİN 1. PERDESİ.. ÖNCE ASTILAR.. SONRA KURDUĞU ŞEKER FABRİKALARININ ŞEKERİNDEN YEDİLER. Dokunaklı bir müzik… Ağlamaklı bir ses… "Geldiler, aldılar, götürdüler, aşağıladılar, işkence ettiler, astılar"… Ağır çekim gözyaşları… Yine ağır çekim mağrur darbeci subaylar… Hülasa? Bize yazık ettiler. Vah vah vah! Bıktım, usandım 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin yıldönümleri münasebetiyle televizyonlarda yayınlanan anma programlarının / belgesellerin ezik dilinden. Evet, korkunç acılar çekildi ve ben bu acıları çekenlere saygısızlık etmeyi aklımın ucundan bile geçirmem, ama böyle de olmaz ki kardeşim, 27 Mayıs mezalimi sadece acı ve hüzünle anılmaz ki! İktidarı gasp edip Başbakan Menderes ve arkadaşlarını hunharca katleden aşağılık darbecilerin, eşkıyanın, teröristlerin ve onları azmettiren sözde hukukçuların, sözde aydınların, sözde akademisyenlerin idamlık bir suç işlediklerini olabildiğince sert bir üslupla ortaya koyan programlar gösterilsin televizyonlarda. 27 Mayıs ve diğer askeri darbelerin halen hayatta olan sorumlularına terörist muamelesi yapılması talep edilsin. Geçmişteki askeri darbeleri savunan ve gelecekte de askeri darbelerin yapılabileceğini / yapılması gerektiğini söyleyenlerin veya ima edenlerin terör azmettiricisi olarak yargılanmaları da talep edilsin. Talat Aydemir niye asıldı? Askeri darbeye teşebbüs ettiği için. 27 Mayıs'çılara, 12 Eylül'cülere niye dokunulmuyor peki? Askeri darbeyi teşebbüsün ötesine geçirmeyi başardıkları için. Bu ne demek? "Buyursunlar, herkes şansını deneyebilir" demek. Başarılı olursan ağamsın-paşamsın, başarısız olursan hainsin… Olur mu öyle şey? Ya bu orman kanununu değiştireceğiz yahut "hukuk devletiyiz" diye dolaşmayacağız ortalıkta! Dikkat buyurun: Yukarıda "sözde hukukçular, sözde aydınlar…" dedim. Sahi PKK veya DHKPC sözkonusu olduğunda "sözde genel sekreter", "sözde komutan", "sözde devrim mahkemesi, sözde halk mahkemesi", "sözde merkez komitesi üyesi" filan diyoruz da 27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştiren teröristler sözkonusu olduğunda niye "Sözde Milli Birlik Komitesi" demiyoruz? Niye "Yassıada Mahkemeleri" diyoruz da "Yassıada'daki sözde mahkemeler" demiyoruz? Niye eşkıyayı taltif ediyoruz? Niye kendi komutanlarını bile çiğneyen, genelkurmay başkanlarına bile eziyet eden asilere devlet adamı ve onların tetikçilerine hakim-savcı muamelesi yapıyoruz? Devletin haysiyeti ve şerefi bu ağır hakareti nasıl kaldırıyor? Silahlı bir ayaklanmadan söz ediyoruz. İllegal bir oluşumun suç dosyasından söz ediyoruz. Bir terör örgütünden ve terörist faaliyetlerden söz ediyoruz. DHPC Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızıp darbe yapsa, ülke yönetimini ele geçirip sözde Milli Birlik Komitesi kursa, milletin canına okusa, sözde mahkemelerde idam kararları verse, "Ne yapalım, güç onlarda ağamsız-paşamsın deyip geçmemiz lazım. Bir kere devlet adamı sıfatı kazandıkları için ileride de hesap soramayız" mı diyeceğiz? Olur mu öyle şey? Öyle şey olmazsa böyle şey nasıl oluyor? 27 Mayıs cuntasından ve genel olarak askeri cuntalardan niye hesap sorulmuyor? Hiyerarşinin içinde mi yoksa dışında mı olduğuna bakmadan, bütün askeri darbelere "isyan", "silahlı kalkışma", "terör" damgası vurmak ve isyancıları, kalkışmacıları, teröristleri çatır çatır yargılamak lazım. Bunun için gerekli yasal düzenlemeleri behemehal yapmak lazım. Böyle yasal düzenlemelerin bulunmaması, tam tersine illegal cuntaları / çeteleri koruyan yasal düzenlemelerin bulınması, Vatan-Millet-Sakarya kılıklı darbe terörüne davetiye çıkarıyor. Efendim? "Anayasa ve İç Hizmet Kanunu bazı durumlarda ordunun yönetime el koymasına izin veriyor, hatta bunu icbar ediyor" mu dediniz? Hakan ALBAYRAK / YENİŞAFAK Kaynak:Antropoloji |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:35 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.