Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   M.NİHAT MALKOÇ sizce ne demek, M.NİHAT MALKOÇ size neyi çağrıştırıyor? (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/150685-mnihat-malkoc-sizce-ne-demek-mnihat-malkoc-size-neyi-cagristiriyor.html)

bluemoon24 08-01-2009 10:53 PM

M.NİHAT MALKOÇ sizce ne demek, M.NİHAT MALKOÇ size neyi çağrıştırıyor?
 
*



ÜÇ MEVSİMLİ DÜNYA







Bir dünya kuruyorum pembe hayallerin üstüne



Bir dünya ki geceleri gündüze gebe



Pembe duyguların kol gezdiği,



Her aşığın vuslata erdiği,



Üç mevsimli,



Kışı olmayan,



Sahilleri yosun kokan,



Güvercinleri,ağlatmayan,



Adını saadet koyduğum



Bir dünya kuruyorum yine



-Hakikatte ne mümkün-



Resim defterimin üstüne! ... M.NİHAT MALKOÇ







azcık kısa yazsa ya da kısa yazılırı kopyala yapıştır yapsa: hiç üşenmeden oturup okuyacağım yazdıklarını ama yok...trabzonlular web sitesine cevirdi herif nediri...







BENİM ESİR MİLLETİM! ...

M.NİHAT MALKOÇ







Türkmenistan semalarında süzülerek uçarken hostesin sessizliği bozan o anonsunu unutmam mümkün değil:



"Değerli yolcularımız üç saat on beş dakikalık yolculuğumuz birazdan sona erecektir.Az sonra Aşkabat Hava Alanına ineceğiz.



Büyük bir heyecanla uçağın penceresinden aşağıya bakıyordum.Az sonra,yıllardır özlemini duyduğum ata topraklarına ayak basacaktım.



Hep bu anı beklemiştim yıllarca….



O esnada, farkında olmadan,Yavuz Bülent Bakilerin,çocukluk yıllarımda ezberlediğim "Unuttuğumuz İnsanlar" şiirinin şu mısraları döküldü dudaklarımdan:



"Ben çilesi çekilmemiş bir Türkmen.



Ben her sabah,ciğerine kurşun yiyen bir yetim.



Çaresizlikler içinde sizi düşünüyorum.



Ey esir insanlar diyarında benim esir milletim! ...



Ve ey Kafkas Dağları ardında



Bayraksız memleketim."



Bu duygularla uçaktan indim.



Artık ayağım yere değmişti.Hem de ata topraklarına! ...



Sanırım diğer öğretmen arkadaşlar benim kadar heyecanlı değildi.



Çünkü biz hep bu diyarın hasretiyle büyümüştük.Türkülerimiz,hoyratlarımız ve şiirlerimiz hep bu topraklara dairdi.Yine Yavuz Bülent Bakilerin "Türkistan" şiiri geldi aklıma.O şiiri gözlerimin önünden geçirmekle kalmadım adeta yaşadım:

"Öz yurdumu çarmıha germişler kırk yerinden



Unutmam bin yıl geçse acımın üzerinden



Vurulan bir ceylana yanar gibi derinden



Ulu Türkistana yandım.







Tanrım,bir gün acaba diyebilecek miyim



-Vuslatın yüzüme nakışladığı nurla-



Bir komşu bahçesine uzanır gibi huzurla



Türkistanın toprağına uzandım."



Türkistanın toprağına huzur içerisinde uzanmayı nasip eden Mevlama binlerce şükürler olsun.



Kardeş Türkmen halkına hizmet etme bahtiyarlığı benim için bütün maddî değerlerin fevkindedir.



Kimse bunu kuru ve hamasî bir Türkçülük ve Turancılık olarak da yorumlamaya kalkmasın.



Kim ne derse desin onlarla köklü tarihî bağlarımız var.Bu güçlü bağ yetmiş yıllık komünizm devrinde de kopmadı belki zaman zaman gevşedi.



Onlar bizim kardeşlerimiz.



Bunu kimse inkâr edemez.



Dinimiz bir…



Dilimiz bir…



Özümüz bir…



Sözümüz bir…



Bir,bir,bir,bir! ...



Bu kadar birin olduğu yerde ikilik olur mu?



Bu birleri çoğaltmak,uzatmak da mümkün! ....



Bu kadar birlerin olduğu yerde elbette birlik olması gerek.



Bazı kesimlerin ikilik ve fitne tohumu ekme gayretleri hüsranla sonuçlanacaktır.



Kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenler,Allahın izniyle,başarılı olamayacaklardır.



Ben buna bütün samimiyetimle inanıyorum.



Kardeş Türk Cumhuriyetleri, aynı ağacın meyveleridir.Bu vahdet ağacına zehirli aşı yapmak isteyenlere bu millet izin vermeyecektir.







e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com







ATA TOPRAKLARINDA OLMANIN HAZZI

M.NİHAT MALKOÇ







Türkî Cumhuriyetlere öğretmen alımı imtihanı neticesi elime geçtiğinde çok heyecanlanmıştım.



Kazanmıştım imtihanı! ...Hem de Türkmenistanın başkenti Aşkabata tayin edilmiştim.



Akçaabattan Aşkabata gidecektim.



Söylemesi bile bir hoş…



Akçaabattan Aşkabata! ...



Günler günleri kovaladı nihayet evlât-ü ayalden ayrılma zamanı geldi.



Bugüne kadar hiç mi hiç yurt dışına çıkmamıştım.



Yurt içi seyahatlerimde de hep ailemle beraber dolaştım.Yani ilk kez uzun süreli bir ayrılık yaşayacaktım.



Fakat içimde o üzüntüyü boğan bambaşka bir sevinç var.



Az bir şey mi Allah aşkına! ...



Yıllardır sevgisini içimde yaşattığım ata topraklarına gidiyorum.



Bir yanda hüzün,öte yanda bastırılması mümkün olmayan tarifsiz bir sevinç…



Kim demiş "Erkekler ağlamaz" diye? ...



İnsan olmanın alâmetidir gözyaşı…



Gözyaşının su gibi çağlamadığı ayrılıklara ayrılık mı denir?



Ben de insan olmanın gereğini izhar ettim.



Evlât-ü ayalden nemli gözlerle ayrıldım.



Ankarada pasaport işlemlerini hallettikten sonra sabaha karşı Esenboğa Havalimanının yolunu tuttum.Yalnız değiliz tabiki.



Onlarca kader arkadaşım var benimle beraber…



Kırk beş dakikalık Ankara-İstanbul yolculuğu sanki göz açıp kapayıncaya dek bitti.



Uçaktan iner inmez İstanbul Atatürk Hava Limanı Dış Hatlar Terminaline aldılar bizi.



Burası Türkiyenin Avrupaya veya genel anlamda dünyaya bakan yüzü! ...



Son derece çağdaş…



Son derece modern…



Son derece şık…



Türkiyenin yüz akı dersek abartmış sayılmayız.



Sözkonusu terminalde THYnın Türkmenistan uçağını bekledik.



Öğleye doğru pasaport kontrolü için kapıdan içeri aldılar bizi.



Uzun ve dar yapay bir koridordan uçağa doğru hareket ettik.



Türkmenistanın başkenti Aşkabata 23 Türk öğretmenle beraberce gidiyorduk.



Koltuğumuza oturduk uçak pistte hareket etmeye başladı.Biraz sonra da ayağımız yerden kesildi.



Artık İstanbul semalarındaydık.O anda "İstanbul Kanatlarımın Altında" filminde figüran hissettim kendimi.



Hakikaten İstanbul kanatlarımızın altındaydı.Ben de uçağın sağ kanadının tam üzerinde oturuyordum.



Her şey bir film gibiydi.



Fakat yaşadıklarımızın hepsi hakikatti.



Anavatandan ata vatana gidiyorduk.



Bir ara mikrofondan bir anons sesi duyuldu: "Kaptanınız konuşuyor.Şu anda Sivas üzerinde uçuyoruz.."



Pencerenin tam kenarında oturuyordum.Şimdi de Sivas kanatlarımızın altındaydı.



Belli bir zaman sonra yüksek,karlı bir dağ gözüme ilişti.Yanımda esmer yüzlü bir Türkmen delikanlısı oturuyordu. "Şu karşıda görünen yüce karlı dağ Ağrı Dağı mıdır? " diye sordum. "Evet" dercesine başını salladı.Ağrı Dağını tepeden görmek de varmış kaderimizde…Sonra Ermenistan topraklarına,ardından da Hazar Denizine ulaştık.Sonra uçsuz bucaksız bir çöl başladı.Yolculuğa başladığımızdan beri üç saat on beş dakika geçmişti ki kaptan pilot,birazdan Aşkabat Hava Alanına ineceğimizi haber verdi bizlere.



İstanbuldan Aşkabata olan yolculuğumuz üç saat on beş dakika sürmüştü.



Ama bu yolculuk bana sanki bir asır kadar uzun gelmişti.



Çünkü bir an evvel ata vatanın o mübarek topraklarına basma arzusu vardı içimde! ...



e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com







Muhterem Şiir Dostları







Trabzonun en büyük ve şirin ilçesi olan Akçaabatın 87.Kurtuluş Yıldönümü bugün (17 Şubat 2005) …..Bu vesileyle düzenlenen şiir yarışmasında birinci olarak iki yüz milyonluk para ödülü ve Başarı Belgesi aldım…Bu haberi ve birinci olan şiirimi siz şiir dostlarıyla paylaşmak istedim…İşte birinci olan şiirim:







PULATHANE(AKÇAABAT)

Sen Pulathaneyi gezdin mi dostum?



Bir görmeden tarif etmek zor şimdi



Güzelliği sen de sezdin mi dostum?



Sualini yavaş yavaş sor şimdi







Güzellikler bölüşülür,paylanır



Ağıtlarda hasret,acı söylenir



Hıdırnebi Yaylasında yaylanır



Kavranlara basılmıştır lor şimdi







Buralarda fitne,fesat az olur



Müminin yüzünde nurdan iz olur



Hakikate giden yollar düz olur



Gerçekleri görmeyenler kör şimdi







Bahçelerde çiçek açar,yaz gelir



Baharla birlikte bize haz gelir



Koca ömür insanlığa az gelir



Aç gözünü hakikati gör şimdi







Yücesinde boz bulanık kör duman



Hasat vakti gelir kurulur harman



Çiçeklerde saklı bin çeşit derman



Yeşilliği gözlerimde fer şimdi







Sabah namazında kalkılır işe



Tez vakitte haber salınır eşe



Haram yiyip asla dönülmez köşe



Köylünün sırtından akar ter şimdi







Mutluluk ışığı yansıyor gözde



Samimiyet elbet gizlidir sözde



Seher vakti rızk aranır denizde



Deryalara atılmıştır tor şimdi







Muhabbetler büyür dönüşür aşka



Aşk varsa gönülde gerek yok köşke



Ömrüm bu toprakta geçseydi keşke



Hicrandan vuslata erer yâr şimdi







İremi andırır yeşil bağları



Yücelere kanat gerer dağları



Afiyetle yenir taze yağları



Doğru mu,yanlış mı,karar ver şimdi







Gecenin kör vakti garipler ağlar



Denizler köpürür,ırmaklar çağlar



Yeşile bürünür çiçekli bağlar



Menekşeler bahçelerde mor şimdi







Hiçbir yer değildir gönlüme göre



Hicran ateşine,kavuşmak çare



Gitmeye meylim yok başka bir yere



Şuraya bir yatak,yorgan ser şimdi







On Yedi Şubatlar bayramdır bize



Döküldü düşmanın leşi denize



İmanla Salipi getirdik dize



Hakka karşı kenetlenmiş şer şimdi







Övünmek hakkımız düşman utansın



Ülkemi bölüşen ferman utansın



Türke kefen biçen cihan utansın



Olanları hayırlara yor şimdi







Akçabatlım Sarganayı unutma



Garibi hor görüp zalimi tutma



Ceddinin sözünü yabana atma



Hayatını muhabbetle ör şimdi







Hasret hançer olur, boynumu vurur



Ruhumu bedenden alıp savurur



Yüreğimi baştan başa kavurur



İbrahimin ateşinde kor şimdi







Sılanın zehiri,kederi gurbet



Ölümün ötesi,beteri gurbet



Garibin azığı,kaderi gurbet



Piştik artık yakmaz bizi nâr şimdi







Köftesi,horonu mühürdür çağa



Başlasın eğlence,dizilin sağa



Çek dizleri,tenin değsin toprağa



Dört bir yanda oynanıyor bar şimdi







Ne söylesem el âleme söz olur



Söylemesem yüreklerim köz olur



Bahar gelir,benim ruhum güz olur



Karadağda üşür yağan kar şimdi! ...

M.NİHAT MALKOÇ







NİHAT MALKOÇUN BİYOGRAFİSİ







Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziranında Trabzonun Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyünde hayata "Merhaba" dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyünde okudu.Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesinde tamamladı.En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı.Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümünü kazandı.Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi.1992 yılında okulu bitirdi.İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhanede beş yıla yakın öğretmenlik yaptı.Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi.Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor.



Vatan borcunu İstanbulda Kara Kuvvetleri Lisan Okulunda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi.Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçemizi öğretti.Ankarada girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesine Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı.Burada iki yıl görev yaptı.Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistanın başkenti Aşkabata,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi.Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde ve İlâhiyat Lisesinde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı.Yine Aşkabatta Türkçe Öğretim Merkezinde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçeyi sevdirerek öğretti.Şu anda Akçaabata bağlı Derecik İlköğretim Okulunda görev yapmaktadır.



Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı.Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. "Bizim Okul" isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptı.Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı.Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesinin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği "İki binli Yıllara Doğru Trabzon" konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesinin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı.Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır.Halen bu birliğin üyesidir.



Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır.İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.







Kaynak:Antropoloji


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:43 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.