Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   HAKKARİDE BİR MEVSİM sizce ne demek, HAKKARİDE BİR MEVSİM size neyi çağrıştırıyor? (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/149173-hakkaride-bir-mevsim-sizce-ne-demek-hakkaride-bir-mevsim-size-neyi-cagristiriyor.html)

bluemoon24 08-01-2009 09:11 PM

HAKKARİDE BİR MEVSİM sizce ne demek, HAKKARİDE BİR MEVSİM size neyi çağrıştırıyor?
 
*



deniz kazası...





Yolcu, bir gün yolunu yitirirsen, artık eski yolunu bulmaya çalışma, yeni bir yol ara kendine." (sf. 77)







"BAŞINA NE GELİRSE GELSİN, NERDE OLURSAN OL, YAŞAMINI SÜRDÜRMEYİ BİL." (sf. 83)







"ONLARI DİNLE! ONLARI DUY! " (sf. 85)







Bizim orada degil de burada dogmamız sadece kader degil mi







- Herşeyden önce olduğun yeri iyi belirle.Harita üzerinde işaretle(Hak. kenti güneydoğu.pir. köyü:2100 yeterlimi?)







2-Kimsin bunu bil. Neyin sahibisin, bunu bil. (Bu kadarını biliyorum: Bir okulum var. Ben bu okulun öğretmeni ve öğrencisiyim.







3-Düşleri bırak gerçeklere bak. (Unutayım mı denizleri eski sevgilileri eski sözcükleri dünü yarını?)







4-Yalnızlık yasak. (Denizlerde dolanırken gökyüzüyle dalgaların çalkantılarda umutsuzluklarda neredeydin?)







5-Kendine bir yurt arama. (Burada mı doğdum ben? Burada mı öleceğim?)







6-Yeni bir dil öğren yeni bir dil yarat kendine. (Başkalarının dili olamaz mı bu? Yaşama uğraşının dili? ortak bi dil?)







7-Burasını öğren burasını bil bu insanların dilini buranın iklimini bitkilerini hayvanlarını kurtlarını silahlarını ölümlerini. (Kendimi unutmak için mi? geldiğim yerleri? bildiğim insanları?)







8-TANRI'YA OLAN İNANCINI YİTİRDİNSE İNSANLARA İNAN. TANRI'YA GÜVENİN YOKSA İNSANLARA GÜVEN.(KENDİME DE GÜVENEYİM Mİ?)







9-Başına ne gelirse gelsin nerde olursan ol yaşamı sürdürmeyi bil. (ASLOLAN YALNIZA BU MU?)







10-Gereksiz sorular sorma. (MUTLULUK SORULARIN BİTTİĞİ YERDE BAŞLIYOR OLMALI ÖYLE Mİ...







HAK KENTİM







Çileli gözlerin







Cüzzamlı derin







Ve-kar ile devam eder adın







İrtifa binaltıyüz metre.







Nüfus on bin







Yarısı asker.







Ne yolun var,ne suyun







Yarlar arasından akan ve yaza doğru dağlarda eriyen







karlarla birlikte taşan Zapını saymazsak







Adın gibi garip bir kentsin Hak.







Sende yaşayanlar







Ne tanrılar ne insanlar







Hiçbir iz bırakmamış gibidirler.







Ola ki tanrılar hiçbir zaman uğramadılar semtine ama







İnsanlar







Yüzyıllar boyu gelip sende yerleşenler,kaçanlar,korkanlar,







Yalçın kayalarında bir korunak bulup,çoraklığına,dayanılmaz







İklimine karşın sende karar kılanlar, seni barınak bilenler







Sende yerleşenler







Niçin bir iz bırakmadılar arkalarında







O kaçan, durmadan kaçan halklar







Kovalanan ve kovalayanlar?







Kafka, karabasanlarında gördü belki seni, ama adlandırmadı.



(ya da hiç girmedin onun düşlerine.)







tolstoy bilseydi seni



soyluluğundan bin beter utanırdı.



ve kimbilir belki yazarlığında



-şimdi benim utandığım gibi-







avvakum bilseydi yakınında senin gibi bir kent olduğunu,







kafkasları aşıp çile çekmeye sana gelir,







senin mağaralarında yaşardı.







dostoyevski sürülseydi sana







yer üstünden notlar'ı yazardı







ya da suç ve suç'u...







Bilseydi, senin gibi bir yer var yeryüzünde







En korkunç kitabının konusu sen olurdun.







Ve genzimi yakan koku, benzin değil, koyunların kokusuydu.







İnce, uzun, sarışın kadınlarla sevişiyordum, rahat sıcak otel



Odalarında.







Ama her sevişmede, sende konakladığım günlerin, gecelerin







Yatakları,







O yataklarda yaşanan yalnızlığın kara düşleri çıkageliyordu.







Senin yüksekliklerinden deniz kıyılarına indim.







Denizde, dağların, sarp kayaların, toprak evlerin, derin mağaraların yansıyordu.







Denizin çakılları, dağ kekliği, yaban nanesi kokuyordu.







Kentleri kentlere götüren, geniş, asfalt, ya da beton yollarda







Arabamı sürerken senin kısraklarından birinin üstünden dolu







Dizgin ilerleyen bir atlıydım, yüreğim, tipili bir günde bir







Dağını, bir tepeni tırmandığım andaki gibi atıyordu.







Soluk soluğaydım.







Ve sıcak günlerde soğuk terliyordum.







Sende, gurbette duymuştum kendimi, kentim Hak.







Senden uzakta yaşadım gerçek gurbeti.







Bu satırları gene bir deniz kıyısından yazıyorum sana.







Az önce kızgın çakılların üstüne uzanmış, uzaktan geçen bir







Yelkenliye bakıyordum.







Sonra karnım acıktı, kıyıda bir aşevine gittim, bir balık istedim,







Bir kadeh de rakı.







Rakı rakı değildi,







Önüme konan balıksa







İnanır mısın, senin otlu peynirinin tadında.







Aylardan temmuz







Gene erken kalkıyorum sabahları.







Gene ilk işim, penceremi açıp gökyüzüne bakmak.







Gene sessizliği yaşıyorum







senin sessizliğini, kendi sessizliğimi.







Bakıyorum, güneş uçsuz bucaksız karların üstünde yansıyor.







Hiçbir iz yok, hiçbir iz yok, hiçbir iz-kurtlar inmemiş bu



Gece, köpekleri salmamışlar.







Sonra, birden (ne oluyorsa, yaşamını değiştiren



Ne oluyorsa, ne olduysa, hep birden oluyor) bir atlı, karlara bata çıka ilerliyor







Bana mı geliyor, benden mi uzaklaşıyor, belli değil.







Sonra öyle bir yaklaşıyor, öyle bir yaklaşıyor ki







Bakıyorum pupa yelken bir tekne bu.







İşte o zaman geçmişimi ve sende geçirdiğim günleri ansıyıp,







Oturuyorum masamın başına







Bir insanın başından geçenleri anlatmak için







Başka insanlara.

FERİD EDGÜ



ne alakası var şehrin içinde terör yok heralde, salaklaşmayın orda yaşayan insanlara sorun ne yaşandığını kendi halinde ufacık bir şehir veya gidin görün türkiyenin en temiz yeri insan anlamında







iç seslerin gölgesindeki dış seslerin romanı







Ferit Edgü, askerliğini Hakkari'de yedek subay olarak yapmış. Mürekkep yalamış bir insan olduğu için de ona öğretmenlik görevi vermişler. O kısacık dönem, Edgü'nün öykülerine ve romanlarına sinmiştir. Oradaki hayatın durağanlığını, koşulların zorluğunu, insanların bilgece duruşlarını anlatıyor. Okunması önerilir.







terör ve kan kokan bir mezsim olsa gerek...ha bide kacakcılık ve şemdinli tütünü kokusu var ki vazgeçilmez hakkari enstantanesidir...







diğer bir ismi



'o'



bu kitaba bir çok anı doldu...



elimizdeki yıpranmış 2. basım



inanmadığımız tesadüf kavramının içinde güzel bir tesadüf gibiydi )



lise.. portakallar..dostluk..







Ferit Edgü'nün romanı ve Erden Kıral'ın bu romandan uyarladığı film.







Kaynak:Antropoloji


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:10 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.