![]() |
serbest radikal * Emperyalizm-Kapitalizm siyaseti ve ekonomi-politik içerisinde yönetilen ülkemizin üst-yapı kurumları ve bu doğrultuda alt-yapı ilişkilerinde dayatılan neo-liberal uygulamaları emekçi sınıfının içinden güncele dayanarak analiz etmeye çalışan ham ancak olgunlaşmaya başlayan bir marksolog.* Doğal olarak yazılarını emekçi ve işçi sınıfının karşısında liberal kapitalist finans-politikalarını savunan burjuvazinin bir ferdi olarak değerlendirenler karşısında anlaşılmakta zorlanan bir yazar. Anlaşıldığı için birilerinin işine gelmeyen yazardır. Kendisini çok seviyoruz.* Devlet iktidarını ele geçiren her türlü siyasi oligarşinin bir önkabul olarak benimsediği kapitalizmin neo-liberal politikaları emperyalizmin her türlü üretim-tüketim ilişkisi içerisinde emekçilere ve yoksullara dayattığı mevcut yaşam koşullarının günümüzde orta direk ya da küçük burjuvazi denilen çalışan kesimini de etkilediği açıktır. Ülkemiz emperyalizme göbeğinden bağlıdır ve kapitalistleşememiş ancak kapitalist tekellerin bir pazarı olarak yerel burjuvazi sınıfının iktisadi anlamda desteklenerek gelişmekte olan ülkeler statüsüne çıkarılmıştır . Bu durum haliyle yönetici sınıfın yabancı tekellerce seçilen ve örgütlenen finans oligarşisinin denetleyici ve raportörü konumunda bir takım yerel tekeller yaratmıştır. En bariz şekilde bu raportörleri bilderberg toplantılarında görebilmekteyiz. Tekelci yerel burjuvazinin oligarşik siyasi iktidarlar üzerindeki dönüştürücü etkisi ve uluslararası tekellerden alınan emirler doğrultusunda bu siyasi oligarşilere gelen komutlar neticesinde yapılan baskılar ülkemizde kendi kapitalist gelişimini tamamlayamamış yarı sömürge bir faşizmin uygulandığı küçük burjuvazi sınıfını ortaya çıkmıştır. Küçük burjuvazi işçi sınıfı bilincini kazanamamış emeğini işçiler gibi tekellere ücret karşılığında satan lümpen bir sınıftır. Çeşitli meslekler , zanaatkarlar , fabrika işçileri ve bankalarda , devlet kurumlarında çalışan kamu emekçileri vs... küçük burjuvaziyi oluşturan öğelerdir. Sarı sendikalar ve devlet sendikaları ile örgütlenen bu sınıf parlamenter demokrasi ile sanal bir demokrasinin diktaları ile 4 yılda bir aşılanırlar ve kudurmaları engellenir. Küçük burjuvazi sınıfı siyasi lümpenliğin ve iktisadi sömürünün en azgın bir şekilde kullanıldığı bir yapıdır. Kapitalizmin küresel krizleri aşmak için acımasızca işçilerin üzerine saldığı sınıf da küçük burjuvazidir. Küresel krizlerin ulusal boyutunda tekelci yerel burjuvazi açık bir faşizm uygulayabildiği gibi bunu her zaman pratik edemeyeceği içindir ki küçük-burjuvaziyi bu oyunun içine alet etmektedir. Kapitalizmin halkı halka sömürtme anlayışının bir sınıfı olarak küçük-burjuvazi ufak fabrikasında işçisine zulmeden bir patron , okulda öğrencilerini din ve milliyetçilik ile zehir akıtan bir öğretmen , bir bankada esnek çalışma saatleriyle gece gündüz ay sonu hesabı tutmaya zorlanan memurun müdürü , küçük sanayi sitelerinde çocuk işçi çalıştıran , sendikasız ve iş güvencesiz tersanalerde işçilerin ölümüne sebep olan patron küçük burjuvazidir. Ve denilebilir ki küçük-burjuvazi uluslararası kapitalist tekellerin emirleri doğrultusunda hareket eden ulusal kapitalist tekellerin ulusal siyasi oligarşiler üzerinde dayattığı neo-liberal politikaların etkisi altında olan çalışan kesiminin işçi sınıf bilincine ücret politkaları ve göreli refah koşullarıyla ulaşamamış taşeronlaştırılmış lümpen sınıfıdır. Ve pratik toplumsal koşullarda , emek-sermaye çatışmasının emek sömürüsünün gizli bir şekilde yürütüldüğü finans faşizminin ve siyasi oligarşinin postalları altında başı ezilen ve hıncını emekçi - işçi sınıfının bilincine , örgütlenmesine saldırarak çıkaran bir asalak sınıftır. Kısacası sermaye adına işçi sınıfını ezmek için kullanılan bir tampon sınıftır. Son olarak Amerikan Merkez Bankasının mortgage * krizine çözüm olarak piyasaya dolar sürmesi ve her daim doların uluslararası sermayede dolaşımın devam ettirerek ve petrol ücretlerini yukarda tutarak doların etkin bir değişim aracı olarak kullanılmasını devam ettirmesi paketlerin elinde kalmaması için kullanılan bir yöntem olmuştu. Ancak amerikan finans emperyalizmine ekonomilerine keskin bir şekilde bağımlı kılmış ülkelere dolar ihracı yoluyla sermayenin ihracı ya da metanın pazarlanması yoluyla çok daha rahat bir yöntem olarak krizler karşısında bir tutunma yöntemi olarak seçilmiştir. Son zamanlarda merkez bankasından gelen uyarı da göz önüne alındığı taktirde insanların dolar üzerinden borçlanmaması gerektiği uyarısı da bu yöntemin suya düşmesi halinde ekonomimizin ne hale geleceğini itiraf etmekten başka bir şey değildir. Ülkeye giren dolar temelli sermaye özelleştirmeler yoluyla hızla yayılmaya devam etmektedir. Bu bakımdan üretimin dolar üzerinden değerlendirildiği bir iktisadi üretim süreci orta doğu'da ortaya çıkabilecek her yeni bir küresel kriz karşısında tepetaklak olmaya mecburdur. Ve traji-komik bir şekilde sonumuz hayvan gibi dolar rezervine sahip ancak batmakta olan bir ülke olacaktır. Bugün Unakıtan'ın da söylediği gibi çin devlet kapitalizmi elinde yüklü miktarda dolar rezervi tutmaktadır ve bunları piyasaya salmamaktadır. Bunu amerikan piyasalarını tehdit etmek için kullanmaktadır. 1929 DÜNYA ekonomik krizinde de aynısı olmuştur. 1970'de de bir benzeri yaşanmıştır. Doları piyasaya salacağı zaman kendi meta ihracına göre hareket eden çin unakıtan'ın güzümüzden kaçırmaya çalıştığı gibi kapitalizmin üretim yapmadan sadece meta dolaşımı sağlayan sermaye topraklarında bir refah ortamı yaratacağı tarihi uzun bir yalandır. Olmadı Hitler'in ikinci emperyalist paylaşım savaşında olduğu gibi piyasaya sahte ingiliz sterlini ya da amerikan doları yayarak diğer ekonomileri çökertiriz değil mi muallacım ne de olsa işleyen demir pas tutmaz. Durmak yok yola devam. Benzin kalırsa tabi.* |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:39 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.