Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Sözlük (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/)
-   -   ŞAHRUT sizce ne demek, ŞAHRUT size neyi çağrıştırıyor? (http://www.hayatimdegisti.com/forum/sozluk/143381-sahrut-sizce-ne-demek-sahrut-size-neyi-cagristiriyor.html)

bluemoon24 07-01-2009 04:09 PM

ŞAHRUT sizce ne demek, ŞAHRUT size neyi çağrıştırıyor?
 
*



Alamut Kalesinde cennet bahcelerinin içinden gecen nehir..................







Seyduna Türkülerinden de hatırlayabiliriz.....







Alamut kitabında kalenin içinde çağlayan nehir...



Fakat şarkılarda Seyduna ile Şahrut'un aşkından bahsederken,hep birbirine aşık iki nehir ele alınır.Seyduna normalde Hasan SABBAH'ın takma ismi olmasına karşın,şarkıdaki Seyduna adlı nehrin nerden geldiğini hala çözmüş deilim.Ama Seydunanın Şahruta söylediği agıtlar ve sarkılar gercekten müthiştir,herkese tavsiye ederim.







'Ey ŞAHRUT gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm...'







'Hassan Sabah ilginç bir kişiliktir. Ben tarihi seviyorum. Mezopotamya tarihini, Azeri tarihini okumayı seviyorum. O başkaldırı biçimiyle, o işgale karşı mücadale biçimiyle çok ilginç gelmiştir. Şahrud, özünde bir semboldür. Yani Şahrud denilen birisi yoktur. Alamut Kalesi'nin altında geçen bir ırmağın adıdır. Ben sevdiğim kadını bir suya, bir akan suya benzettiğim için akıp durulan bir şeyden ürettiğim için ve hayat veren bir ırmağa benzettiğim için o ismi kullandım. Ve güzel bir aşk öyküsü oldu. Belki de ayrılıklar, ya da acı, ya da büyü sanatsal üretimin temelinde çok önemli bir yer işgal ediyorlar'







t.b.







'Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğim



Cehennem yangınlarından ölmeden çıktıysa beden



Artık benim olmalı,benim



Yeter yüreğimin bir çift gözünü ateşine rehin verdiğim



Ateş artığı değildir karşılığımız



Pusatını dağ sisinden alan



Firarını mevsimine emanet eden bir namludur bu eşkiya sevda



Ki zulasına asılı durur kefenlediği ölümü



Ellerinin çeliğine su verilmişti ta Adem'den beri



Bilir



Ve r cürretiyle yoklar yüreğinin tetiğini



Güneşin kızılca kıyametine çatar kuruyan umut dallarını



Yanacaksa cehennemden beter yanmalı



Kim anlarki eşkiyanın sağlamlığını



Özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini



Kim...



Hani ellerine kuşlar inerdi



Kardan üşüyen kuşlar



Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi ay ŞAHRUT!



Üşüyorum ha



Aç ellerini



.......................................







alamut kalesi diye bir kitap vardı orda nehir ismi







alamut kalesinin yanında bütün azametiyle akan ona kardeş olan su



alamut-seyduna-şahrut ve hasan sabah







yitik öyküdür



tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan



iki yürekte durmadan kanayan



seydunayla sahrut.



yüreklerinin akarken bıraktığı izi birbirlerinin gözlerinde aradılar yoktu.



iki iklim farkıydılar



ne zaman göz göze değseler yangın çıkmayacak denli uzaktılar.



yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı



üçüncü bir kente düşmüş suretleri.



ŞAHRUT gökyüzü geliniydi,



yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri.



bir solukluk rüzgarda bile,



usul usul kanardı gelincik bedeni.



seyduna yeryüzü cehennemi



ölüm çağırır uçurumlarda sınardı sevdasını.



..



yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı



onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi.







iki iklim ayrıldılar



'ya şahrud' dedi seyduna



'gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm,



ardına bakma,gözyaşınla vurulursun,su gibi git'



şahrudun yüzüne keder mayın gibi durdu,



ve zaman gözlerinin su yeşiline kuruldu,



hüzün bir buda heykeli gibi çıpılçıplak yüzlerine oturdu.







ve hayat o dur ki



şahrut vardığı denizlerde hala seyduna türküleriyle uyanmakta,



seyduna şahrudun yüzünden kalan masalla yaşlanmakta.







kaçağım,eşkiya aşklar yaşarım durmadan



kaşla göz,dağla uçurum arası



......................................



dağbaşlarının teslimiyeti istenir,



ya katlim,



ya ihametim.



bilmezler bir başka yolu olduğunu,



yani ben eşkiya



her yanı pusu.



gözlerindeki dumanlı dağlara sevdam,



zülfünde gölgeye sığınmam bundandır



o zaman keyif çatarım silah diye sevdanın doruğuna.



buzullar erir, nehirler yatak değiştirir



sevdalarını ışıklarında yıkarlar



sonra da yürekleri seslerinde gürül gürül akarlar



.........................



iklim değişir yüzün olur



yüreğinden gayrısına sır vermediğim doğrudur



kaçaklıktır



hadi gel ŞAHRUDUM dağlara gövde verelim



göysüm tahtasının altı ol



yoksa vuracak beni hasretin bi tenhada,



yakışır mı bi kaçağa ecel eliyle ölmek...







Öpüyorsam ayrılığı gözünden



Söküyorsam yüreğimi göğsümden



Geciyorsam gözlerinin icinden



Sana olan sevdamdandır bilesin



Geciyorsam bir çiçeğin özünden



Sana olan sevdamdandır bilesin.







Meğer ne yanlızız insan olmuşsak



Yaprak gibi dalda sesziz solmuşsak



Yeri gelmiş acıyda gülmüşsek



Sana olan sevdamdandır bilesin



Yeri gelmiş ayrılığa gülmüşsek



Sana olan sevdamdandır bilesin







-Biliyorum sen yine parmak uclarında üşüyorsun.



Aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat



Ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını



Ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun.



Sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta



Ve cırılcıplak bir ırmağa dönüşüyoruz yatağımızda..



Apansız pencerende gülümsüyor güneş ne güzel.



Bütün parmakların tıkır tıkır işliyor



İştahla gülüyorsun yaşamaktır aşk



Geceyle gündüzün sesziz gecişimidir bir uyku boyunda.



Delice bir yangın parmaklarının buzulunda



Ah şahrut her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli.







Karşılıksız sevebilmekse sevda



Gercek seven küle dönmüş her cağda



Elim kolum bağlanmışsa kıyında



Sana olan sevdamdandır bilesin



Sevdunayım gebermişsem kıyında



Sana olan sevdamdandır bilesin.







Kaynak:Antropoloji


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:52 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.