![]() |
Şahrud ve Seyduna'nın Yitik Aşk Öyküsü ... Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan İki ayrı yürekte durmadan kanayan Seyduna’yla Şahrud Yüreklerinin akarken bıraktığı izi Birbirlerinin gözlerinde aradılar Yoktu. İki iklim farkıydılar Ne zaman göz göze değseler Yangın çıkmayacak denli uzaktılar Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı Üçüncü bir kente düşmüş suretleri Şahrud gökyüzü geliniydi. Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri Bir solukluk rüzgarda bile Usul usul kanardı gelincik bedeni Seyduna yeryüzü cehennemi Ölüm,çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını Yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı Onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi İki iklim ayrıldılar. “Ya Şahrud!”dedi Seyduna “Gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm. Ardına bakma,gözyaşımla vurulursun. Su gibi git.” Şahrud!un yüzüne keder mayın gibi durdu. Ve zaman gözlerinin su yeşiline kuruldu. Hüzün bir Buda heykeli gibi çırılçıplak, Yüzlerine oturdu. Rivayet odur ki, Şahrud vardığı denizlerde hala Seyduna türküleriyle uyanmakta, Seyduna,Şahrud’un gözlerinden kalan Masalla yaşlanmakta... (Biliyorum! sen yine parmak uçlarında üşüyorsun.Aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat,ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını,ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun.Sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta ve çırılçıplak bir ırmağa dönüşüyor yatağımızda apansız,parmakların tıkır tıkır işliyor iştahla.Biliyorsun yaşamaktır aşk. Geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda.Delice bir yangın parmaklarının buzulunda. Ah Şahrud her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli..) |
| WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:48 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.