AĞIT YAKMIŞ SEVDALISINA ARDIÇ KUŞU
 

Şu günlerde ardıç kuşu karalar bağlıyor, ağıt yakıyor adını taşıdığı, onun bir parçası olan yavuklusuna, güzeller güzeli Ardıç ağacına…Ardıç kuşu yitirdiği sevdalısının ardından, tarihi göz yaşı kaselerini dolduran göz yaşlarını, bir zamanlar yemyeşil ardıç ağaçlarının süslediği, şimdilerde heyelanlarla başı dertte olan Kutsal Anadolu topraklarına armağan ediyor. Güzelim sonbaharın serin esen rüzgarı ile sevgisini dağlara taşıdığı Anadolu insanının, unutulmaz anıları için göz yaşı döküyor. Ardıç kuşu kanatları kırılmışçasına acı çekiyor yok edilen kutsal ardıç ağaçları için…O ağaçlar, HİTİT İmparatorluğu zamanında da Anadolu topraklarında yaşıyordu, yeşil kokan elleri ile insanı kucaklayarak. LİKYA-FRİKYA mezarlıklarını süsledi, yıllara meydan okuyan, çürümeyen dalları, yemyeşil yaprakları, kutsanmış meyveleri ile. Şimdilerde, uzaktaki GORDİON Höyüklerinden gülümsüyorlar bizlere, sevenlerine, o günlerin gizemini anlatırcasına…

Tanrının kutsadığı dağlardan, evrenin var oluşu ile var olmuş bereketli topraklardan, acımasızca söktüler köklerini, kestiler kollarını bacaklarını, koparıp götürdüler onu bir bilinmeyene geri dönüşümsüz. Meğerse, o dağlarda zengin maden yatakları varmış, rengi sarıymış, gök kuşağı gibi parlarmış, altınmış onun adı, çil-çil dökülürmüş, kadınlarımızın, kızlarımızın parmaklarında, kollarında, gerdanlarında salınırmış tüm görkemi ile. Gerdek gecesi er'i takacakmış ak gerdanına, oyalı- al ipekten örtüsünü kaldırmak için pembe-beyaz-masum yüzünden…

Boş sözler bütün bunlar, içi boş tenekeli, küflenmiş, yalanlara bulanmış laflar hepsi de. Aldatmaca tümü de, evet tümü de… Çilekeş analarımıza, bağrı yanık bacılarımıza, kutsal Anadolu'muzun çalışkan kadınlarına sorduğumuz; keselim mi, yok edelim mi yüzyıllar boyunca insana güzel bir yaşam sunan kutsal ardıç ağaçlarını? Öksüz bırakalım mı ardıç kuşlarını? Bütün bunları altın çıkarmak ve altınları boynunuza, kollarınıza, parmaklarınıza takmak için yapalım mı? sorunun yanıtı asla olacaktır. Anadolu'nun aydın ve yürekli kadınları, geri dönüşümsüz olan, bu ve benzer doğayı yok eden yanlışlıklara bu güne dek hep karşı çıkmıştır. Anadolu arifleri bilir kimselere kalmayacağını malın-mülkün-paranın…Onun için; Ateş-Su-Temiz hava gibi kutsaldır Toprak…İşlendikçe, emek verildikçe güzelleşir, ölümsüzleşir...Onlar için ardıç ağacı ve ardıç kuşunun aşkı kutsaldır, dillere destandır, Leyla-Mecnun, Kerem-Aslı gibi dağlara yazılmıştır, bolluğun-bereketin- ölümsüzlüğün simgesi olarak…

Sıra dağlara, bin bir renkli, kutsal bildiğimiz taşlara, özgür kanatlı kuşlara, bereketin simgesi yağmur bulutlarına, analarımıza, bacılarımıza, dedelerimize, ninelerimize, Anadolu ariflerimize sormadan kesiyorlar ardıç ağaçlarımızı... Kesmekle de kalmıyorlar köklerini kurutuyorlar Ana-Ata topraklarımıza sevgiyle sımsıkı sarılmış ağaçlarımızı.Acımasızca yok ediyorlar Anadolu'muzun kutsal olan neleri varsa, her şeyini- her şeylerini…Ne için yapıyorlar bütün bunları dersiniz?..Kırmızı koltuk, çil-çil paralar, evreni parmaklarının ucunda oynatma sevdalısı, simgelerle donatılmış yeşil kağıt parçaları, kokuşmuşluğun simgesi olan çıkarları için, evet çıkarları için… yapıyorlar bütün bunları…Yalnızca Ardıç kuşunun değil, rengarenk dağların, yüz yılların izini taşıyan değerli taşların, yemyeşil ovaların, mavi-beyaz köpüklü bulutların, ardıç ağaçlarına hısım akraba olan bin bir isimli ağaçların, duyarlı, umarlı, gerçek insanların yası var kesilen yok edilen kutsal ardıç ağaçlarımız için... Dallarını koparmaya kıyamadığımız, fıstık çamlarımız, kestanelerimiz, hayıtlarımız, meşelerimiz, zeytinlerimiz, cevizlerimiz, ıhlamurlarımız, kavaklarımız, salkım söğütlerimiz için de yas tutmuştuk / tutuyoruz, acımasızca yok edildikleri zaman…

Soruyoruz yüreği kokuşmuş, küflenmiş olanlara; Ardıç ağacını nasıl yeniden ekeceksiniz, nasıl ardıç ağacı ormanı yaratacaksınız? Kutsal ardıç ağaçlarını yok ettiniz acımasızca. Onun kutsal meyvelerini, tohumlarını gagası ile alarak, bedeninde can vererek dışkısı ile toprağa bırakan ardıç kuşları olmadan nasıl var edebilirsiniz yok ettiğiniz ardıç ormanlarını nasıl?.. nasıl?...Evreni, evrendekilerle birlikte yok eden zavallıları Büyük Güce bırakıyorum bir kez daha, her zamanki gibi sessizce…