HÜLYA KOÇYİĞİT
 

Bu ayki konuklarımızdan biri de sinemamızın değerli sanatçılarından Hülya Koçyiğit. O bir ışık, o bir örnek, o herşeyden önce mükemmel bir insan. Tüm saygınlığı, asil duruşu ve samimiyeti ile sorularımızı yanıtladı.

Hem kendinizi hem de çevrenizi aydınlatan bir ışığınız var. Bunun sırrı nedir?

İçimde büyüttüğüm insan sevgisi ve doğa sevgisi. Herkesle paylaşmak istediğim sonsuz bir sevgi var içimde. O herhalde gözlerime yansıyor.

Genç ve dinç kalmak için okuyucularımıza önerileriniz nedir?

Mutlaka bir hobileri olmalı. Benim seçtiğim hobilerim; toplum gönüllüsü olmak, toplumu ilgilendiren her konuda örgütlü olarak çalışmalara katılmak. Zannediyorum günümüz çağı bunu gerektiriyor. Demokrasi ile idare edilen bir ülkede yaşadığımıza göre sesimizi duyurmak için örgütlü olmalıyız. Bu örgüt çalışmalarında toplu olarak emek vermek insanı zinde ve canlı tutuyor. Böylece insan çevresiyle her zaman alakalı oluyor.

Estetik konusunda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Ben de estetiğe görüntü olarak hayranım. Bir insanın, vücudundaki herhangi bir yeriyle ilgili kompleks yapacak kadar endişesi varsa, kaygı duyuyorsa elbette ki bu imkanlardan yararlanmalarını öneririm.

Mutlu bir aile yaşamınız var. Günümüzde boşanmalar hızla artıyor. Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Keşke evliliği bir ömür boyu sürecek dayanışma, paylaşma, dostluk, arkadaşlık olarak görüp yola çıksalar da, olmazsa boşanırım anlayışı ile yaklaşıp sonunda üzülmeseler. Çünkü; aslında aile insan hayatının en güzel kurumu. Onun için galiba başlangıçta karar vermeden biraz düşünmek lazım. Gençlerimiz biraz tahammülsüz. Herhalde hayat onlara göre biraz hızlı akıyor ve bu sürate yetişmek için telaş içindeler. Bir savaşta gibi hissediyorlar kendilerini; hayat savaşı... Bu nedenle hiç kimsenin hiçbir şeye tahammülü yok. Halbuki biraz hoşgörü, empati olsa herşey yolunda gider diye düşünüyorum.

40 yıllık sinema oyuncusuydunuz. Simdi bir de dizi oyuncusu oldunuz. Sizi televizyonda da izlemek çok keyifli ancak bizim kuşak sizi tekrar sinemada görmek istiyor. Yeni film projeleriniz var mı?

Yeni kuşak sinemaya gitme alışkanlığını yitirdi. Televizyon rehavetine kapıldı. Bu da beni ürkütüyor. Bence sanat talep edilen bir şey olmalı. Bir emek karşılığı sahip olunmalı. İnsan evden çıkıp; parasını ödeyip, film, tiyatro seyretmeli, konser izlemeli ya da müzeye gidip gezmeli. Yani sanat talep etmeli. Yoksa kendisine sunulan her şeye eyvallah demek zorunda kalır. Bu da insanı geliştirmez. Oysa sanat insanı çok geliştiren bir olgu. Bu bilinçte olmak lazım.

Televizyondaki şiddet içeren diziler hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Bir kadın, bir anne olarak gönlüm razı değil bu tür olayların gündemde olmasına. Böyle bir talep var herhalde çünkü bu tip hikayeler çok izleniyor. Direkt olmasa da endirekt olarak çocuklar ve gençler etkileniyor.

Siz, Türkan Şoray, Filiz Akın, Fatma Girik Türk Sinemasının muhteşem dörtlüsüsünüz. Hiç bir gün birbiriniz hakkında kötü konuştuğunuz duyulmadı. Ve birlikte görünmekten hiç çekinmediniz. Oysa günümüz sanatçıları arasında birçok çekişme yaşanıyor. Sizce bunun sebebi ne?

Medyanın bu yönde yönlendirici bir etkisi var. Ama ne olursa olsun bu tahriklere kapılmamak lazım. Bu tip polemiklere girerek gündemi meşgul etmek doğru değil. Bu sayede ismini duyurabilmek günümüzde moda oldu. Halbuki gerçek değil, uzun vadede geçerli de değil. Kişiye birşey kazandırmaz. Meslektaşların tabi ki rekabet içinde olmaları şart. Zaten kendini aşabilmesi için gerekir. Daha iyiyi arayabilmesi için bunun yanında meslek haysiyeti ya da mesleği sevdirmek, mesleğin geleceğini düşünmek söz konusu olduğu zaman bu tür davranışlar toplum tarafından da hoş karşılanmaz.

Yaşamınızdaki değerlerin sıralamasını yapar mısınız?

Herşeyden önce ailem, sonra mesleğim ve ülkem.

Rutin sağlık kontrolü yaptırır mısınız?

Elbette rutin sağlık kontrolümü yaptırıyorum. Günümüzde bir çok kadının göğüsünde oluşan kistler bende de var. Bu nedenle belirli zamanlarda kontrollerimi yaptırıyorum. Kesinlikle de tüm hanımların bu konuda duyarlı olmalarını öneriyorum. Bu kistlere zararsız bile dense her yıl kontrol ettirmek şart.

2008 yılına girmeye çok az bir zaman kaldı. Okuyucularımıza iletmek istediğiniz mesajlarınız var mı?

Aslında temenniler her yıl kilişe gibi yapılıyor. Bence; herşeyden önce akıl sağlığı ve beden sağlığı çok önemli. Günlerimiz çok stresli geçiyor. Trafik bile başlı başına strese girmemiz için yetiyor. Daha hoşgörülü olup, kendi sağlığımızı korumak için, hayatta herşeyi olağan karşılamaya çalışmalıyız. Umudumuzu, güzel hayallerimizi yok etmemeliyiz. 2008 yılında herkese sağlık, huzur ve mutluluk diliyorum.

Esin Sayar

esinsayar@sagliktabugun.com