KAR KÖRLÜĞÜNE DİKKAT!
 

Kar körlüğü, güneşin parlak olduğu zamandan daha çok, kapalı ve bulutlu havalarda tehlike oluyor.

Güneşten gelen ultraviole ışınlarının kar ya da buzla kaplı alanlarda yansıması sonucu korunmamış kişinin göz bebeği üzerinde yaptığı kar körlüğü, güneşin parlak olduğu zamandan çok, havanın kapalı olduğu bulutlu ve sisli havalarda ortaya çıkıyor.

Güneşli havalarda göz kendisini fazla ışıktan korumak için göz bebeğini küçültmesi sonucu, fazla ışık almayı önlüyor.

Bulutlu ve kapalı havalarda ise göz daha iyi görmek için göz bebeğini ihtiyaç olan miktarda büyütüyor ve bu büyüme de kar ve buzdan yansıyan ışınları daha fazla alarak risk artıyor.

Işığa karşı hassaslaşmanın 8 ile 12 saat sonra başladığı kar körlüğünde, rakımın yüksekliği de belirtilerin artmasında etkin rol oynuyor.

Gözlerde ilk önce rahatsızlık ve kuruma başlıyor ve zaman ilerledikçe gözün içinde kum tanesi varmış hissi doğuyor. Işığa karşı hassaslaşma ve zaman ilerledikçe gözlerden yaş geliyor.

Etkisinin bir kaç gün sürdüğü kar körlüğünün tedavisinde ilk yardım kuralları uygulanmaz ise ağrılar çok rahatsız edici duruma geliyor.

Uzmanlar, kar körlüğünde gözün hareket etmesini önlemek için gözü bağlamayı ve göz kapaklarının üzerine soğuk kompres uygulanmayı, ayrıca göz kapaklarının ovuşturulmamasını öneriyor.

NASIL ÖNLENİR?

Bu konuda realage`in bilgi aldığı uzmanlar, kar körlüğünü önlemenin en etkin yolu yüzde koruyucu özelliği olan ultraviole gözlük kullanmak olduğunu belirtti.

Uzmanlar, ayrıca ışık yansımasına çıplak gözle bakılmamasını belirterek, gözlük olmadığı zamanlarda ise gözün karla temas etmesini önlemek için kazazedenin koyu renk kıyafet giyen bir arkadaşının hemen arkasında yürümesini ve arkadaşının sırtına bakmasını öneriyor.