Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Reiki (http://www.hayatimdegisti.com/forum/reiki/)
-   -   ışığa yolculuk (http://www.hayatimdegisti.com/forum/reiki/618882-isiga-yolculuk.html)

beyaz kebuter 13-06-2011 07:59 PM

ışığa yolculuk
 
Dönüşüm-Işığa –Aydınlanmaya Yolculuk

İnsan kalbinde çok değerli bir hazine taşır:Ruhun ışıltılı atomu...İlk insanın son kalıntısı, insanla kutsal yaşam arasında bir köprüdür.

Başlangıçta ve sonda var olan O, her yeni yaradılışta-tanrının insan olarak her ortaya çıkışında-, çok güçlü bir çağrı yayarak kendi varlığına şahitlik yapar....

İnsana nereden geldiğini ve gerçekte kim olduğunu hatırlamaya davet eder. Tecrübeyle olgunlaşmış küçük evrenin sakini bu çağrıya cevap verecektir.

O halde, göğüs kemiği sahnesine girelim. Göğüs kemiği hayatta arzuladığımız ve reddettiğimiz şeyleri aktaran manyetik bir organdır.

İnsan kendisini içinde taşıdığı sonsuzluk boyutuna açtığında, göğüs kemiği tarklı bir biçimde titreşmeye başlar. insanda yeni bir istek doğar, bu istek bedensel değildir, insanın küçük evreninden doğar bu istek.
Bu doğaüstü arzuya uygun olarak güçlü bir içgüdü göğüs kemiğinden hareket etmeye başlar.Ve bu istek kemiklerin yakarışı olarak kabul görür..

Gnosisiin her yerde hazır ve nazır ışığı vücud sistemin içine işler ve kalbin en derinlerindeki gülünü tutuşturur. Bu ilk dokunuştur.

Işıkla ilk temas anından itibaren yeni bir hayata uyanır insan. Kalbin en derininde, tapınağında yepyeni bir hareket başlar. Işıyan atom ,göğüs kemiğinin arkasındaki timus bezine parıltılı bir ışık gönderir.
Işıklı şoklar serisinden sonra timus kutsanır ve alıcı hale gelir,Mesih hormonu da denen yeni bir hormon salgılamaya başlar.

Bu horman kandaki tanrısal ışığı kafadaki dolaşımla kafanın kutsal tapınağına taşır. İnsan kendisini bu sonsuzluk akımına ne kadar açarsa, ışığın gücü beyin merkezlerini o kadar etkiler. Kandaki tanrısal ışığın yolculuğunun ilk sonuçları olarak insanda yeni tip düşünceler gelişir.
İnsan mutlak hakikati n arayıcısı olur.Bu yeni horman hipofiz bezi üzerinde çok özel bir etki oluşturup, hipofiz salgısını tutuşturur.

Hipofiz bilincin merkezidir. Aydınlanmaya başlayan bilinçe sahip insan basit bir arayıcı değildir artık adım atma ve eser yaratma zorunda olduğunu bilir.
İnsan ikili doğasının farkına varır, goncanın açılıp beslenmesi gerektiğini bilir; bunun için gereken herşeyi yapar.

İnsan, kozmozda evrenleri canlandıran bütün güçlere bağlı olduğunu ve hareket halindeki bütün kuvvetlerin mirasına, karmasına,aurasal varlığına ne kadar da bağlı olduğunu keşfeder.
Yeni bir evre başlar,bu aşama kişiyi bambaşka bir bilincin doğumuna, yeni bir animatörün doğumuna taşır :Kutsal Ruh’a....

Işık yolculuğunun sonunda ölümlü ruhun değişimi kaçınılmazdır.. ölümsüzlük kaçınılmazdır...
Aydınlanma devam etmelidir..

Ruhun ocağı, kundalini ateşi beyin sisteminde yerleşiktir.
Işık beynin kıvrımlarına yerleşecek, onu ışıklandıracak ve bu birliktelik beyinden kutsali sinirağlarına yayılacak ve benlik bilincine ulaşacaktır...

Kutsal ışık kafaya ulaştığında sempatik sinirlerden sakral sinirağına kadar iner.
.O zaman bir ışık patlaması olacaktır. İkinci bir kundalini ateşi patlaması sempatik sinir sistemini(otonom) kullanacaktır.

Benlik isteği nin sözü bu alt bölgede geçmez. üste çıkmaz, omurganın sağında ve solundaki iki kordandan dolaşır bu ateş... benlik ışıkla, gizemle –canavarla- savaşa girer.
İnsan, kutsal aydınlanmayla etkilendiğinde ve ona olumlu cevap verdiğinde, uygun davranışlar çıkaran bu güçlü yücelik, bir kez başa yükseldiğinde sempatik sistemin sağ kordonu boyunca kutsal sinir ağına kadar iner ve orada canavara karşı mücadele başlatır.

Aydınlanma hareketi, kutsal sinir ağını, karma merkezini geçmek zorundadır. Bunun için sempatik sistem boyunca birçok inişler gerekecektir.

(Işık, karmanın mekanı olan sakral plexusa ulaşır, manyetik alanın temizlenmesi gereklidir.) Aydınlanma gücünün bu baskınları çakranın işlemesinde önemli role sahiptir; ışığın gücü, kuvveti önemli rol oynar.İ
nsanda iç salgı bezleri ile bağlantılı yedi çakra –enerji merkezi-vardır ve bu çakralar eterik ve astral güçleri çekerek vücuda ulaştırırlar.

Koksiks çakramız(kuyruk sokumu) cinsel organlarımızla,
güneş çakramız pankreasla,
sakral çakramız böbrekler ve böbreküstü bezlerle,
kalp çakramız timus bezi ile,
boğaz çakramız tiroid bezi ile,
alın çakramız hipofizle,
taç çakramız da epifiz bezi ile uyumlu çalışır.

Aydınlatan ışık huzmesi ,Gnostik güçle ilişkisini sürdüren insanın kalbinden kafasına yükselir ve hipofizi harekete geçirir.

Sonra, sempatik sağ kordon boyunca aşağı iner, bu hareketin gücü yavaç çakraları hızlandırır Işığı engelleyen tüm engelleri yıkar.

Çakralar yeni ışık kuvveti kazanır.İnsan, kendisinde yeni bir doğuma yeni bir başlangıca şahid olur. çakralar giderek doğal güçlerini kazanır ve güç bir merkezde odaklanır.
Son bir atakla canavar yenilgiye uğratılır.Yeni ruh oluşur.

Bu zaferle ölüm yutulur, aural varlık yenik düşer. Şimdi bilinç akımı sempatik sistemin sol kordonuyla tekrar taşınabilir. Çakralar, yeni aydınlanma gücünü kazanmış olarak başka bir yöne doğru döneceklerdir.
Böylece ilk prana,kutsal besinler ilksel halleriyle daha fazla absorbe edilebilecektir. Bilinç akımının kafanın kutsal yerine ulaşmasıyla yeni bir bilinç doğar.

Epifiz bezi kutsal hayat içgüdüsünü doğrudan kabul etmeye hazır hale gelir,yeniden dirilir..
Bilinç ve ruh karşılaşır. Simyasal düğün gerçekleşir.

Bu beraberlikten yeni bir dizginlenmiş insan boyu doğar : İnsan kadüseyi elinde tutan Azize dönüşür.
İnsan artık ışıktan elbise giymiştir.İnsan nur olmuştur.
alıntı


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:14 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.