Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Psişik Yetenekler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/psisik-yetenekler/)
-   -   sınırlarımız ve biz.. (http://www.hayatimdegisti.com/forum/psisik-yetenekler/3765-sinirlarimiz-ve-biz.html)

shamanic 15-01-2008 09:07 PM

sınırlarımız ve biz..
 
aurayı tanımlamak

(karla mclaren – aura ve çakra kullanma kılavuzu)

uygun sınırları belirlemek, bütün psikolojik yöntemlerin ana kuralı ve bütün ilişkilerin temel hoşnutluk ya da tartışma noktasıdır.
ama sınır koymanın, kesinliği olan, bilimsel ve her durumda geçerli bir yöntemi henüz bulunamamıştır.

makul sınırlar konmadığında kimsenin yaşamının uyumlu bir akışı olmaz.
böyle bir durumda, insanın iç dünyası karşılanmamış ihtiyaçlar ve gerçekleşmemiş hayaller yığınıyla karmakarışıktır;
dış dünyası ise ya aşırı derecede işler ya da umutsuzca bir toplumsal baskıyla sarılıdır.

sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini asla bilemediği için bu insanlar arkadaşlarının duygusal sorunlarından
çevre meselelerine kadar her şeyi kişisel olarak algılar; bunları kendi sorumlulukları sanıp üstlenirler.

kendilerini, başkalarını ne kadar etkilediklerine göre tanımlarlar;
kendi hayatlarına ne kadar etki ettiklerine göre değil.

sınırları olmayan kişiler kendilerine sınır oluşturmak için çoğu zaman ağırlıklarını kullanırlar:
kilo aldıkça daha fazla yer kaplar ve kendilerini bu şekilde korurlar ya da
kilo kaybettikçe özdenetimleri olduğunu ispatlar ve hiçliğin içinde görünmez olurlar.

böyle insanlar kontrolü ellerinde tutmak ve sınırlar koymak için kimi zaman da fiziksel güvenlik ya da düzeni kullanırlar.
bu sahte sınırların hiçbiri işe yaramaz.

sınırları olmayan kişiler genellikle sağlık konularında, çevre meselelerinde, politikada, iş ya da finans dünyasında aşırı faal bir şekilde rol alırlar.
bunlar kötü faaliyetler değildir ve onlara da bir zarar vermez. yine de bu harici faaliyetlere aşırı odaklanma hiperaktif ve sınır-özürlü
insanların tanımlanmasını kolaylaştırır. ben onlara kaçak şifacılar diyorum.

kaçak şifacılar olağan şifacılardan önemli farklılıklar gösterirler.
onlar yaptıkları işlerde olağanüstü başarılıdırlar ama iç dünyalarına baktığınızda büyük bir boşluk ve kaos görürsünüz.
içlerindeki tüm enerji, iyileştirdikleri kişilere ve olaylara akıp gider; kendilerine ayıracak zamanları yoktur.

kaçak şifacıları tanımlamanın en iyi yolu, onlara kendileri için ne yaptıklarını sormaktır;
dinlenmek ya da kendilerini iyi hissetmek için ne yaptıklarını sormaktır.

olağan şifacılar böyle bir soruyla karşılaşınca hiç duraksamadan koca bir liste dökerler.
kaçak şifacıların ise ya dilleri tutulur ya da içinde bencillik olmayan misyonlarını anlatmaya başlarlar.

bencillik olmadığı doğrudur. onlar acılarından "kendilerinden arınarak";
kendi hayatlarının önemsiz bir parçası haline gelerek kurtulmaya çalışırlar.
sürekli başkaları için yaşayarak ve kendilerini ihmal ederek iç dünyalarındaki karmaşadan kurtulmaya çalışırlar.

bu yolda hastalanabilir hatta ölebilirler. başkalarına şifa verirken ya da toplumsal bir haksızlığa karşı çıkarken iyileştirici enerjilerini yönlendirirler
ama sınırları olmadığı ya da sınır nedir anlamadıkları için (büyük bir olasılıkla fiziksel ya da ruhsal bir hastalığa yelken açmışken)
enerjileri karşı tarafa zararlı da olabilir.

kaçak şifacılar başka insanların acı içinde olmasına dayanamazlar. o kişilerin rahatsızlıklarına bağlı öğrenebilecekleri dersler olduğunu
tamamen göz ardı ederek onları kurtarmaya girişirler. kaçak şifacıların niyetleri iyidir ama sonuçta çözülemez bağımlılıklar yaratırlar
çünkü iyileştirmek zorunda ve arzusunda oldukları için olayları akışına bırakamazlar.

sürekli yeni misyonlar yaratmak, yeni adaletsizlikler bulup üstüne gitmek ihtiyacındadırlar.
genellikle de işe sizin hayatınızdan ve çektiğiniz sıkıntılardan başlarlar.

kaçak şifacılığın ardında yatan temel itki dünyayı acıdan kurtarmak gibi görünse de
aslında bunu gerçekleştirmeye çalışanlar kendi acılarının hatırasından kurtulmaya çalışmaktadırlar. !

bu yüzden kaçak şifacılık, şifacının benlik imajının şifa verme becerisine sımsıkı bağlı olduğu müthiş stres yüklü bir yerden gelmektedir.
kendi ihtiyaçlarını unuturlar; kendi sağlıklarına, evlerine, maddi durumlarına boş verirler:

onlar görev başındadırlar! seyretmesi acıklı bir görevdir bu. çünkü kaçak şifacılar daima kendilerini fiziksel ve zihinsel olarak tüketirler;
eninde sonunda iyileştirmeyi durdurmak zorunda kalırlar. bu kaçınılmaz son geldiğinde kaçak şifacının dünyası kararır.

misyonu olmadan ne yapacaktır? elinde başka nesi vardır ki? misyonsuz nasıl yaşayacaktır?

kaçak şifacılar kaçınılmaz son gelmeden önce kendilerini durdurabilir ve enerjilerini kendi hayatlarına yönlendirebilirlerse
o zaman bu özünü yıpratma işlemini tersine çevirebilirler.

sınırlarını belirleyip kendi acıları üzerinde çalışmaya başladıklarında başkalarının acılarını da kabullenebilir
ve müdahale etmekten; yani iyileştirmeye çalışmaktan vazgeçebilirler.

ilk adım, başkalarını iyileştirmelerine engel olmaktır. tamamen durdurulmaları gerekir çünkü,
"hayır" demekten, dinlenmekten ve başkalarından yardım istemekten neredeyse acizdirler.

kaçak şifacılar huzura, her şeyin adaletli olduğu ve acının olmadığı bir dünya ile değil,
hayati enerjilerini kendilerine yöneltmekle kavuşacaklardır.

kendilerini iyileştirmeleri ve dünyayı kurtarmaya başlamadan önce kendilerini dengelemeleri gerekmektedir.
özgüven sahibi olan bireyler başkalarını iyileştirmeyi ya da adaleti sağlamayı kendilerini yüceltmek için yapmazlar.
onlar, başkalarına yardım edebilmeleri için önce kendilerine yardım etmeleri gerektiğini bilirler.

nerede başlayıp nerede duracağını bilen insanlar güvende olmak için ağırlığı kullanmazlar.
fiziksel ve duygusal sınırları kişisel sağlıklarını tehlikeye sokmayacak şekilde çizilmiştir.
sahip oldukları şeylere ne sınırsız bir bağlılıkları ne de sınırsız bir aldırmazlıkları vardır.

dünyalarını korumak için onu kilitlemek ya da dikenli telle çevirmek gerekliliği duymazlar.
sınırları olan kişiler kendilerinden istenmedikçe şifa vermezler çünkü kendi hayatlarını yaşamakla meşguldürler.
sınırları olan kişiler başkalarını doğal olarak iyileştirirler. sınırları olan kişiler kendilerini sıkıntılarından toprakladıkları için güvenilirdirler.
sınırlarını belirlemiş kişilerin "yuvam" dedikleri rahat, ferah ve ruhsal olarak güvenli bir yerleri vardır.

hepimizin tanrı vergisi bir sınırlandırma sistemimiz vardır ;
auramız. aura, her ne kadar kendisine uçuk metafizik etiketler yapıştırılsa da aslında sadece bizim varlığımızın kişisel enerji sınırıdır.

görüş alanınızın dışında olduğu halde birinin size baktığını ya da arkanızdan geldiğini hiç hissettiğiniz oldu mu?
bu, auranızın enerji sınırının deneyimidir. en basit haliyle auranızın enerji antenleri bir başkası fiziksel alanınıza girdiğinde sizi uyaracaktır;

siz auraları görün ya da görmeyin bu uyarıyı alırsınız. biraz çalışma ve dikkatle auranızın size duygusal ve ruhsal sınırlarınız konusunda
söyleyeceklerinin farkındalığına varabilirsiniz. bu farkındalığı elde ettikten sonra gerekli sınırları çizmek bir gizem olmaktan çıkar.

sınırlarınızı gerçek, gerekli ve pratik bir varlık olarak görme ve dokunma yeteneğini kazanırsınız.
auranız ve kişisel sınır sisteminiz, çocukluktan çıkıp ergenliğe geçtiğinizde ve ailenizin korumasından uzaklaştıkça sizi birlikte büyür.

ilişkiler, iş, yüksek öğrenim ve sağlıklı cinsel ilişki sırasında kaybedilip yeniden bulunan sınır deneyimleri yaşandıkça farkındalık fazlalaşacaktır.
olgunlaştıkça yeni ve değişik deneyimler karşısında zaman zaman sınırlarımızı inceltiriz; hatta bazen kaldırırız.

tanıştığımız yeni bir insanın, yeni bir fikrin ya da yeni bir deneyimin kendimizi ya da bakış açımızı değiştirmemize
değip değmeyeceğini düşünürüz. doğru ve yeterli bir destekle çoğumuz bu deneyimlerden sınırlarımızı daha iyi tanıyarak
ve yaşadığı dünyaya daha uyumlu hale gelmiş olarak çıkarız.

ancak çoğumuzun sınırlarımızla bağlantıyı kaybetme eğilimi vardır.
muhtemelen bunun sebebi günlük yaşamda ya da sıradan bir sohbette olağan bir konuymuş gibi ("n'aber, auran alemde?") bundan söz etmiyor olmamızdır.

ebeveynlik anlayışının ve okul eğitiminin temelinde çocuklar üzerinde kontrol kurmak yatar;
bu da çocukları tam olarak nerede başlayıp nerede bittiğini bilmedikleri bir kişisel sınır karmaşası içinde bırakır.

kendi yönünü çizme, bireysellik ve kişiye özel ihtiyaçlar da medya tarafından kirletilmiş ve gruplara bağımlı hale getirilmiş toplum tarafından düzenlenir.
sözle ifade edilsin ya da edilmesin uyum sağlamak büyük bir baskı olarak kendisini hissettirir.

bunun sonucunda sahip olunması gereken doğru şeylere sahip olan; giyilmesi gereken doğru giysileri giyen;
söylenmesi gereken doğru sözleri söyleyen, doğru malumatı edinen ve böyle sürüp giden bir toplum yaratılır.

böyle bir toplum da kendisiyle bağlantı halinde olan bireyler yaratamaz.
auranızı yeniden tanımakla, kendinizi yeniden kendi hayatınızın içine yerleştirirsiniz;
burası iyileşmenin, gerçeğin, spiritüelliğin ve tanrı'yla bağlantının merkezidir.

sevgiyle.. actionsmile

yeni bir hayat 07-10-2008 12:30 PM

Ynt: sınırlarımız ve biz..
 

Teşekkürler shamanic;
Meğer ben de bir süre önce kaçak şifacılıktan istifa etmişim de haberim yokmuş. Başkalarının üzüntüleriyle kendini unutan bir insandım ben de gerçekten.. Halbuki insanların yaşadıkları herşeyde kendilerini olgunlaştıran , geliştiren sebepler var.O yüzden ilişkilerimizde sınırlarımızı bilmemiz gerekiyor.Kendi hayatımızın farkında olmamız gerekiyor..
Bazı kişilerde de şu serzenişler çok görülür..Yeterince anne- baba sevgisi görmedim; çok fakirlik yaşadım; öğretmenim (patronum, sponsorum) benimle ilgilenmedi;falancadaki şartlar bende yoktu vs..Kendinin farkındalığında olmayanların bahanesi de çok oluyor..Kendimi aramaya başladıktan sonra bu durumları aşmışım,onu farkettim..

blanco08 25-01-2009 12:54 PM

simdi aslinda yazinizi anladim
ama mesela bir doktor hastasini düsünür yani en azindan mesleginin hakkini vererek yapan bir dr. düsünür...

hatta belkide bazen günlerce hastanede kalmak zorunda kalip, kendine vakit ayiramayabilir..

bu durumda hastaya yardimi kesmelimi demek istiyorsunuz?

eminimki öyle demek istememissinizdir aslinda ama genede aklima takildi.


tesekkürler

shamanic 26-01-2009 05:02 PM

merhabalar sevgili blanco..
aktardığım yazıda verilen mesajın sorun ile aynı omadığını sen de farketmişsin aslında.. ark5

doktor mutlaka tek başına değildir.. ekip ile çalışmaktadır.. elbete ki hastasını an be an kontrol etmesi gereken mutlaka kendisinin takip etmesi gerektiği durumlarda vardır.. bu da mesleğinin sorumluluğu gereği gerekirse günlerce kişisel alanından uzak kalmasını gerektirebilir..
ancak bu sürekli olmaz.. bunun için sağlıkçılar ve hemşireler gibi kendisine destek olan bir ekibi vardır..

bu ekibin varlığı doktorun onları da eğiterek bilgilendirerek kendisi için gerekli olan zamanı yaşamasını sağlaması içindir..

düzenli olarak gerektiği kadar dinlenen..sürekli devrim niteliğinde gelişmelerin olduğu tıp dünyasındaki bilgileri takip ederek bilgisini tazeleyen bir doktorun.. yorgun bitkin ve eksik bilgisi ile hastasının başında bekleyen bir doktordan daha verimli olur diye düşünüyorum..

sevgiler.. actionsmile


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:00 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.