Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Pratik Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/pratik-bilgiler/)
-   -   Elveda Dagueneau (http://www.hayatimdegisti.com/forum/pratik-bilgiler/92879-elveda-dagueneau.html)

bluemoon24 03-01-2009 02:38 PM

Elveda Dagueneau
 
Sauvignon Blanc asil bir üzüm. Elinde değil, çünkü iki önemli Bordeaux üzümüyle yakın akraba. Cabernet Franc ile yaptığı evlilikten çocukları kırmızıların kralı Cabernet Sauvignonun ta kendisi. Anavatanı Bordeaux olsa da en dikkate değer Sauvignon Blanc şarapları hep Loire vadisinden gelmekte. Bunun sebebi de Bordeauxda yasalar yüksek verime izin verirken Loire vadisinde verim son derece kısıtlı tutulmakta. Aşırı verimlilik sonucu lezzet tembelliğine yatkın olan bu üzümden düşük verimle son derece aromatik ve derin şaraplar elde edilebiliyor. Özellikle Sancerre ve Pouilly-Fumé apelasyonlarında dünyanın en kişilikli Sauvignon Blanc şaraplarına rastlamak mümkün. Tüm bunların arasında ayrı bir yer tutan, Sauvignon Blanc üzümünün sınırlarını zorlayan biri var.

Aslında söylemesi çok zor, ama biri var değil, vardı. Gelmiş geçmiş en asi ve yetenekli şarap yapımcılarından Didier Dagueneau bundan iki hafta kadar önce hazin bir uçak kazasında aramızdan ayrıldı. Henüz 52 yaşında olan Dagueneau o denli hayat dolu bir kişilikti ki öldüğünü kabullenmek çok ama çok zor. İlk Dagueneau şarabımı tadana kadar Sauvignon Blanc bana sınırları olan, Yeni Zelandada meyvemsiliğinin doruğuna erişen bir üzümden ibaretti. Loire vadisinin bu üzümden yapılan beyazlarında farklı bir mineral zenginlik ve yüksek asiditenin getirdiği bir canlılık olduğu kesin. Ancak nasıl Domaine de la Romanée Conti Pinot Noirı boş bir kanvas niyetine kullanıyorsa Daguenau için de Sauvignon Blanc dünyanın en iyi şaraplarının arasına girmek için bir araçtı.

Söylemeye çalıştığım Didier Dagueneaunun şaraplarıyla tüm diğer Sauvignon Blanclar arasında dağlar kadar fark olduğu. Bu beyazlar sanki ses hızını aşar gibi başka bir frekans tutturmuş şaheserler. Loire vadisinde tüm alışılanın aksi yönünde, tekerleği yeniden icat edercesine şarap yapımcılığı dogmalarını temelden sarsan Dagueneau kimileri tarafından deli gözüyle bakılan, ele avuca sığmayan bir kişilikti. Şarapları geride az rastlanır bir saflık ve şeffaflık bıraktıyor. Damağı adeta neşter gibi kesebilecek kuvvette odaklanmış bir asiditenin sarmaladığı saf, yoğun meyveyi bağının mineral özelliklerini yansıtan elektrik kıvılcımları taşıyor adeta bu şaraplarda. Her yudum açık havada çalan bir senfoni orkestrası eşliğinde patlayan havai fişeklere bedel. Bölgede silex denilen silikat bazlı topraklarda yetişen bu şarapların tadı taş sıkılıp suyu çıkartılmış gibi.

Büyük üstadı diğerlerinden ayıran öyle gizli saklı bir formül de değil hani. Onun bağa verdiği önemin ve özenin yarısını gösterenlerin başarısız olması imkansız. Zamanında risk gibi görülen aşırı düşük verim uğruna "yeşil hasat" yapmak, yani asmada salkımları seyreltmek gibi teknikler ve özellikle biyodinamik tarım Dagueneaunun öncülüğünde bölgeye yayılan kavramlar. O bundan yıllar önce bağlarını at gücüyle sürerken tüm Fransa gülüp geçermiş. Bugün ise Romanée-Contide traktör asla göremezsiniz. Bu iki ikonun diğer bir ortak noktası hektar başına düşen bağcı sayısında rekoru elde tutmaları. Dagueneau bağ işçilerini şarap yapımının her evresini yakından tanımaları için tek tek eğitirmiş. Bu sayede bağcılar sorumlu oldukları sayılı üzümün hasat sonrası ne denli özenle işlendiğini idrak ederek üzerlerine bir o kadar daha, çocukları gibi düşerlermiş.

Senede üç kez bağlarından toprak örneklerini kimyasal analize tabi tutarak organik katkılarla sağlıklarını arttırmayı başka kim düşünebilir ki? Gençliğini motosiklet yarışlarıyla geçiren Dagueneau şarapçılığa kısa ömrünün ikinci yarısında soyunmuş. İki ölüme yakın kazadan sonra motosikleti bıraksa da bir Vikingi andıran cüssesiyle kendi kullandığı tüy siklet uçakta can vermesi ironik bir son. O yıllardaki kariyer değiştirme kararında ilk eşinden iki çocuğunu da düşünen Dagueneau, ikinci eşinden iki çocuk daha geride bıraktı. Yoktan var ettiği şaraphanesinin ilk yıllarında evinin sıcak suyundan feragat ederek en yeni cihaz ve ekipmanları seçecek kadar fanatik bir vizyoner bu. Titiz ve mükemmeliyetçi yaklaşımı şaraplarında hemen fark ediliyor.

Pouilly Fumé ile Sancerre benzer bölgeler olsalar da Loire nehrinin karşı yakalarında kalıyorlar. Kırmızı Sancerre şarapları olsa da Pouilly Fumé sadece Sauvignon Blanc ekili. Kasabanın asıl adı Pouilly. Bağları kaplayan meşhur sabah sisinden Fumé lakabını alan bu şarapların eski adı Blanc Fumé de Pouilly. Her bakımdan farkını ortaya koyan Dagueneau da apelasyon şarabına bu tarihi adı vermiş. Sanat yüklü etiketleri şişelerde sıradan şaraplar olmadığının habercileri. Atla sürdüğü bağın şarabının adı "safkan" anlamında Pur Sang. Diğer bir özel şarabıysa silika yüklü bağ toprağını etiketindeki taşla belirten Silex. Dünyanın en iyileri arasında hatrı sayılır bu şişelerden bulabilirseniz fiyatlar fırlamadan kapın derim. Zira üstadın son rekoltesi 2007 tükendiğinde şarapları tarihe karışacak. Gerisini fıçılarına yazdığı gibi "dieux seul le sait", sadece Tanrı bilir…

Sizlere iyi şarap dolu günler diliyorum, çünkü ömür vasat şarap içmek için çok kısa!

Gence Alton ile Her Kadehten kategorisine ait tüm yazılar için tıklayınız

Kaynak: Şarap Günlüğü


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:46 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.