Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Pratik Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/pratik-bilgiler/)
-   -   Kayra Akademi Ziyareti – 2 (http://www.hayatimdegisti.com/forum/pratik-bilgiler/92878-kayra-akademi-ziyareti-2-a.html)

bluemoon24 03-01-2009 02:38 PM

Kayra Akademi Ziyareti – 2
 
Bugüne kadar tattığım tüm Türk şarapları bir yana, Kayra İmperial bir yana. Hakikaten uluslararası platformda ülkemizi gururla temsil edecek bir şarap bu. Bu şarabın adını ilk duyduğumda onca yerel Anadolu üzümü varken en prestijli Türk şaraplarından birinin bir Shiraz olmasını yadırgamıştım. İki hafta önce ilk kez tattığımda önyargımda ne kadar yanıldığımı gördüm. Shiraz aslında Fransız Syrah üzümünün Avustralyadaki adı. Pers İmparatorluğunun başkenti olan Shiraz ile yakından uzaktan bir ilgisi bulunmayan bu asil üzüm doğru işlendiğinde dünyanın en iyi Cabernet Sauvignon şaraplarıyla eş lezzet ve kıymette sonuçlar verebiliyor. Avustralya farklı olmak adına bu üzüme yeni bir ad vermekle kalmayıp Fransız örneklerinden stil olarak da ayırıyor.

Kanımca Kayra İmperial kişilik olarak bir Shirazdan çok kuzey Rhône vadisinin önde gelen Syrah bölgelerinden bir Côte-Rôtie veya Hermitage kırmızısını anımsatıyor. Görsel açıdan son derece koyu, adeta siyah bir renge, belirgin bir yoğunluğun işareti olan kalın bacaklara sahip. Burunda büyük kırmızılarda sıkça rastlandığı gibi meşe ön planda ve şarabın diğer öğeleri sanki kış uykusunda. Damakta ise Imperial ilk yudumda ağırlığını ortaya koyuyor. Hasat esnasında istisnai olduğu her halinden belli olan meyve, kabuktan çekirdeğe, tanenden posaya mükemmel özütlenmiş. Meşe -ki sonradan öğreniyorum, tam 24 ay küçük Fransız fıçılarda beklemiş- yoğun ancak meyve ile ahenk içinde. Henüz çok genç olan Imperial kuvvetle dengenin az bulunur beraberliğinin simgesi.

Anadolunun en önemli iki kırmızı üzümü olan Boğazkere ve Öküzgözü hayranları içinse bu klasik küpajı Türk şarapçılığına kazandıran tarihi Buzbağ markasının Rezerv şarabı biçilmiş kaftan. Geçmişin leziz Buzbağlarını anımsatan güçlü ancak ince tanenlere ve ağız sulandırıcı bir canlılığa sahip. Harmanda eşit oranda kullanılan her iki üzümün de kişiliği tüm şeffaflıklarıyla yansımış. Bir yabancıya Türk şarabını tanıtmak gerekirse hiç düşünmeden seçilebilecek leziz, dengeli bir kırmızı Buzbağ Rezerv. Yabancı ve yerli üzümlerin birlikteliğini yansıtan Leona serisinin bir Shiraz ve Öküzgözü küpajı olan kırmızısı da dikkate değer bir şarap. Yeni Dünya stilinde işlenmiş Shiraz kahve, moka, böğürtlen ve kiraz aromaları ile meşeden gelen vanilya baharatsılığıyla ön planda. Bir bakıma Avustralyanın klasik Barossa Vadisi Shirazlarını andırıyor.

Aynı gün öğleden sonra sınırlı sayıda katılımcıyla gerçekleşen Kaliforniya Şarapları seminer ve tadımında incelediğimiz Terra California serisinden Chardonnay ve Zinfandel de oldukça başarılı şaraplar. Cazip fiyatlarıyla benzer ithal rakiplerini geride bırakan bu ikili, üzümlerinin Kaliforniya güneşinde eriştiği mükemmel olgunluğu yansıtan örnekler. Seçkin, meraklı ve bilgili katılımcılar sayesinde keyifle geçen tadımda Chardonnay olgun ananas, bal ve zencefil aromaları sunarken ahududu reçeli ve tarçın yüklü Zinfandel de kişilikli ve lezizdi. Gecenin süperstarlarından Ridge Monte Bello Chardonnay ne yazık ki hafif de olsa buşone çıkmasına rağmen olağanüstü gücünü sergilemekten çekinmiyordu. Rosenblum Monte Rosso Zinfandel ise bu dağ bağının yıllandıkça ortaya çıkan sınırsız zenginliğini kanıtlarcasına geceye son noktayı koydu.

Kayra Akademi ziyaretim simaları ve şaraplarıyla iki haftalık Türkiye tatilime renk kattı. Genç ve dinamik bir neslin 2000li yıllarda Türk şarapçılığını eğitim, çeşit ve kalite açısından yeni ufuklara taşıdığını görmek mutluluk verici. Devletin ve hükümetin şarap sektörünün önünü açmak yerine frenlemeye çalıştığını gözler önüne seren mevcut kanun ve uygulamalar hakkında bilgi almak ise bir o kadar üzücüydü her zamanki gibi. Halbuki Kaliforniya modelinin başarısını incelerken insan ister istemez potansiyeli bu eyaletten defalarca üstün olan ülkemizin neden bu kadar geç kaldığını düşünmeden edemiyor. Tam bu düşünceler içindeyken geçtiğimiz gün "İstanbulda Bir Surrealist: Salvador Dali" adlı örnek sergiyi gezme fırsatını bulup ülkemizin kültür ve sanatta bir çok ulusu geride bırakan statüsüyle gurur duyduk. Sonrasında keşke susamasaydık da görmeseydim…

İstanbulun en meşhur restoranlarının birinin içecek ve şarap listelerini inceledikten sonra en azından şarap konusunda biz adam olmayız diyesi geliyor insanın. Ortam, dekorasyon, manzara mükemmel. Özel bir müzeyi süsleyen bu tür bir cafénin ucuz olmasını beklemek yanlış belki ama ikinci en pahalı seçenek tepemin tasını öyle bir attırdı ki bahsetmeden geçemeyeceğim. Marimar Torres meşhur İspanyol şarap ailesinin Kaliforniyada yerleşen üyelerinden, makul fiyatlı Chardonnay ve Pinot Noir üretiyor. Taş çatlasa 40 YTL eden bu şarapların kırmızısına -üstelik geçkin bir rekoltesine- menüde tam 308 YTL gibi bir fiyat biçilmesine inanamadım. Amerikada 7 YTL etmeyen Woodbridge Chardonnay ise aynı listede 130 YTL. Türk üreticilerden sadece üçüne yer verilmesi de cabası. Yabancı müşterisi de çok olan bu popüler mekanda mesela Imperial gibi nefis bir Türk şarabı 308 YTLnin epey altına gururla sunulabilse fena mı olur?

Sizlere iyi şarap dolu günler diliyorum, çünkü ömür vasat şarap içmek için çok kısa!

Gence Alton ile Her Kadehten kategorisine ait tüm yazılar için tıklayınız


Kaynak: Şarap Günlüğü


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:13 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.