Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Önemli Kararlar Verebilme (http://www.hayatimdegisti.com/forum/onemli-kararlar-verebilme/)
-   -   Zihnin Üç Buudu Ve Doğru Karar Verme (http://www.hayatimdegisti.com/forum/onemli-kararlar-verebilme/463282-zihnin-uc-buudu-ve-dogru-karar-verme.html)

rimdeng2121 10-01-2010 11:47 AM

Zihnin Üç Buudu Ve Doğru Karar Verme
 
Doğru ve akılcı kararlar vermeyi öğrenebildiğimiz ölçüde, hayatımızı başarılı şekilde sürdürebiliriz. Karar verme, tarif edip benimsediğimiz kavramlar üzerinde, yine kavramlarla düşünerek varılan hüküm veya çizilen stratejidir. Diğer bir ifadeyle bu iş, düşünme melekelerimizle ve zihin hususiyetlerimizle doğrudan bağlantılıdır. Beynimiz zihni faaliyetlerin yürütüldüğü müşahhas bir mekân olup, zihnimiz mücerred bir yapıdır. Erişkin bir insan beyninde ortalama olarak 10 milyar sinir hücresi vardır. Ahtapota benzeyen her bir sinir hücresi, komşu hücrelerle 10.000 bağlantı yapabilecek kapasitededir. Karar vermede zihin gücümüz önemli rol oynar. Zihnin fonksiyonlarını anlayabilmek için beyin ve zihin arasındaki farkı bilmek gerekir. İkisi arasındaki farkı, televizyon misalinde görebiliriz. Televizyonun arka kapağını açarsak, içerideki bütün renkli kabloları ve devreleri görürüz. Bu, bizim beynimize karşılık gelir. Beyin cerrahları da bir bakıma televizyon tamircileridir. TV’nin ekranına bakarsak, görüntüleri seyrederiz. Ekran da zihne karşılık gelir. Zihinde bilme ve anlama boyutu vardır. Beyin üzerinde çalışmalar yapanlar, zihnimizin hayal edemeyeceğimiz kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu söylemektedirler. Düşünme ve karar vermeyle alakalı problemlerimizin çoğu, süper bir bilgisayar olan beynimizin eksikliğinden ve hatasından, bu hatalar da, daha çok beynimizi ve zihnimizi verimli bir şekilde nasıl kullanacağımızı bilememeden ve eğitimsizlikten kaynaklanmaktadır.

Zihnin görünen ve bilinen kısmı şuuru; görünmeyen kısmı ise şuur altını oluşturur.
Düşünme işleminde şuur altımızın katkısı, hafıza (hatırlama) yolu ile olur. Şuur altımız, fikir ve düşünce tohumlarının oluştuğu merkezlerdir. Kısmen süper bir bilgisayara benzeyen zihnimiz nasıl çalışır? Hepimizin başına en az birkaç defa gelmiştir ki, herşeyi kontrol ederek evden çıkarız. Yolda aniden banyonun ışığını açık bıraktığımız gözümüzün önüne gelir. Burada zihindeki bilgisayar, binlerce bilgiyi aldıktan ve değerlendirdikten sonra, bunu bize söylemektedir. Eğer biz bu unutmayı 3-5 defa yaparsak, bu unutma bilgisayara kodlanır. Ve bir daha ki durumda, evden ayrılmadan önce bilgisayar, “ışıkları bir kez daha kontrol ediniz.”diye mesaj gönderir. İşte bu, tecrübe denen şeydir. Hayatın tecrübelere açık yönünde, zihnin hata ve eksikleri bulması, karar verildikten sonra gerçekleşir. Bu misal, tecrübeden geçmemiş zihne sahip insanın öğrenmesinin en iyi şekilde deneme-yanılma (tecrübe) ile olduğunu gösterir. (Vahiy-ilham yoluyla kalbe gelen doğrular ve öğrenmeler bahsimizden hariçtir). İmtihan dünyasında yaşayarak, tecrübe kazanarak bilgisayarımıza eksikleri hatırlatma işini, karar vermeden önce yaptırabiliriz. Aynı şey, zaman zaman ahlaki değer hükümleriyle ilgili karar verirken de (iyi-kötü, doğru-yanlış gibi) olur. Bir şeyi yaptıktan sonra sağduyumuz “Hayır! Bunu yapmamalıydınız, yanlıştı” diye bize hatırlatır. Bunu azaltmanın yolu; karar vereceğiniz konunun içinde bulunmak, yaşayarak tecrübe sahibi olmaktır.

Rahmet-i Sonsuz, insan zihnini üç ayrı düşünme kabiliyeti ile donatmıştır. Bunlar sırasıyla:

1- Analitik düşünebilme: Bütünü daha küçük alt birimlere ayırtedebilme veya analiz edebilme gücü.

2- Sentez yönünde heptenci düşünebilme: Parçaları anlamlı şekilde birleştirerek yeni orijinal bütünler oluşturabilme veya modelleyebilme. Mucidlerde bu düşünme melekesi oldukça inkişaf etmiştir.

3- Değerlendirip önemini ve değerini hesaplayabilme.
Analizci düşünebilen bir zihnin hususiyetleri şunlardır:
- Bir sistemi alt birimlerine ayırabildikten sonra, her bir alt birimin birbirleriyle ve sistemle olan münasebetlerini görüp sembolize edebilme gücüne sahiptir.
- Problemin gerçek ve doğru sebeplerini tespit edebilir.
- Sistem içinde kararın verilmesinde önemli olan kritik alt birimleri fark edebilir.
- Tecrübelerin arkasında yatan prensipleri araştırıp ortaya çıkarabilme gücüne sahiptir.
Zihnin ikinci kabiliyeti olan sentez yapabilme kabiliyeti, heptenci ve sistemci düşünme ve yaklaşımla bağlantılıdır. Sistemci düşünen zihinler, ormana baktıklarında, ormanın bütün bir şeklini kuşbakışı olarak görürler. Analitik düşünenler ise, ormandaki tek tek ağaçları görebilirler. Sistemci düşünenler, aşırı derecede analitik olmaktan hoşlanmazlar. Heptenci düşünme, bizim idrak (algılama) tarzımızı yansıtır. Ayrıca, bütün, çoğu kez parçaların toplamından biraz daha fazla birşeyi ifade eder. Bundan dolayıdır ki, analitik düşünme gerçeğin yapısına ve seviyesine uygun olarak kullanılmalı ve belirli seviyede sistemci düşünme ile desteklenmelidir.

Heptenci düşünme, problemi ve hadiseyi zihin ve akıl gözüyle kuşbakışı şeklinde görebilmeyi sağlar. Bu düşünce tarzının başlıca özellikleri şunlardır:

-Her bir hadise kendilerine anlam kazandıran bir çevrede ve muhtevada meydana gelir.
-Tabiat-ekosistem, bütünlük, büyüme-gelişme, çevre kavramları heptenci düşünen bir zihnin ana fikirlerini meydana getirir. Sistemci bir yaklaşıma sahip olan bir kimse, hadiseleri anlamada, hikâyeleştirme, şematize hale getirme ve sembolize etme metodunu kullanır. Ekiplerin ve müesseselerin başarısızlığa uğramamaları için problemleri ve imkânları hakkında sistemci düşünebilmeleri son derece önemlidir. Hayal edebilme kabiliyeti, heptenci düşünmede faydalı bir rol oynar. Aklın görme kapasitesi ne kadar yüksek olursa; hadiseleri önceden görme ve tahmin edebilme gücü de o kadar fazla olur. Hayal etme kabiliyeti, yeniliğe, icada, risk almaya götürücü bir vasıtadır.

Zihnimizin üçüncü kabiliyeti de, bir şeyin değerini fark etme, önemini kavrayabilmedir. Çünkü karar verme iki ana prensibe dayalıdır.

Birincisi, doğruyu ve haklıyı sezip ortaya koyabilme ki bu insanın sebeplere riayet ettikten sonra Allah’ın ilahi esintileri kalplere göndermesiyle mümkün olur. İkincisi de, doğrudan cüz’i iradeye bağlı olan yapacağı şeyi bilme ve anlamadır.

Doğru kelimesi, gerçeği doğru olarak anlayıp kavrama anlamına da kullanılır. Eşya ve hadiselerin nispi hakikatlerini ve izafiliğini ifade eden gerçek ise kompleks olup, farklı seviyelerden oluşmuştur. Bu noktadan doğru kelimesi, vahyi hakikatler gibi mutlak doğruları ifade ettiği gibi, realiteyi kavrayabilme derecesi olup kısmiliği ve sübjektifliği yansıtır. Kararlar genellikle realite ve doğruyu takdir edişimize bağlı olarak verilir. O zaman aşağıdaki hususu kabullenebiliriz:

Günlük hayatımız, doğruların ve gerçeklerin ağında şekillendiğinden bizler doğruların rehberliği altında hayatımızı şekillendirmekle mükellefiz. Ama bunu yaparken gerçekleri de tamamen göz ardı etmemeliyiz. Zira her bir mesele hakkında hem realiteler hem de doğrular vardır. Karar verme aşamasında benim vazifem, bu doğru ve realitelere ulaşmaya çalışmak olmalıdır. Çünkü, ancak doğruya ve realiteye dayalı kararlar başarılı olma şansına sahiptir.

Değerlendirme karar vermede önemli bir basamaktır. Değerlendirme prensipleri cihanşümuldur... Ancak düşüncelerimize ve davranışlarımıza yön veren değerler kültür ve toplum tarafından şekillendirildiğinden her zaman, objektif realiteye karşılık gelmediği hususu unutulmamalıdır.

İnsan karar vereceği konuda herşeyi bilemediğinden uzmanların yardımına ve onların meseleyi nasıl değerlendirdikleri konusundaki kriterlerine ihtiyaç duyar. Bir uzman kişiden gelen bilginin değerini ölçerken onun kriterlerini esas almalıdır. Çünkü uzman kişinin daha geniş ve derin olan bilgi ve tecrübesini kullanmak genelde daha avantajlıdır. Ancak istişare ettiğimiz kimsenin bilgi ve tecrübesinin derinliğini, yüksekliğini, genişliğini gösterecek sorular sormaktan çekinmemek gerekir. İnsanların uzmanlıkları hakkında yanlış ve eksik fikirler yürütmekten de kaçınmalıyız. Danışacağımız kimseyi önce araştırmalı; güvenilirliğini, namusluluğunu öğrenmeye çalışmalıyız. Çünkü kötü danışman, sizi gerçekten uzak, objektif olmayan durum ve yorumlarla yönlendirmeye çalışır.

Kararlarımızın doğru ve akılcı olması için aşağıdaki beş basamaklı planı uygulayabiliriz:
a. Önce hedef ve gaye tesbit edilmeli.
b. İlgili gerçekleri, fikirleri, bilgileri toplayıp organize etmeli. Muhtemel problemler ve zaman gibi sınırlayıcı faktörler dikkate alınmalı.
c. Hedefe nasıl ve ne şekilde ulaşabileceğimiz konusunda fikir ve alternatifler üretmeli.
d. Değerlendirme ve karar verme safhasında hedefimize ulaşmada kullanacağımız stratejinin avantaj ve dezavantajlarını tartıp değerlendirmeli. Ön denemeler ve küçültülmüş örnek uygulamalar yapmak oldukça faydalıdır. Bunların ışığında alternatif strateji ve yollardan en iyisi seçilmeli.
e. Karar vererek, seçtiğimiz strateji ve yolu pratiğe geçirmeli. Karar, uygulama safhasında izleyerek tekrar gözden geçirmeyi de ihmal edilmemelidir.
s45apk

opendor 17-01-2010 12:22 AM

Cevap: Zihnin Üç Buudu Ve Doğru Karar Verme
 
eline sağlık kardeş..

gurbetci 24-08-2010 08:33 PM

Cevap: Zihnin Üç Buudu Ve Doğru Karar Verme
 
evet elinize saglik.Benimde en buyuk sorunumkarar verememe daha bu gun yasadim.Esimden dayak yedim sacma sapan seyleri buyuterek siddete basvurdu dunkarar verdim ayrilacaktim ve kendi kendime soz vermistim.bu gun yine ozur dileyerek beni ikna etti bilmiyorum cok yorgunum nasil davranacagima karar veremiyorum.uzun zamandir da bu siteyi takip ediyorum hayatimi biraz olsun degistirebilirmiyim diye hic yol katedemedim.sigrt56

mertmis 22-09-2010 06:16 PM

Cevap: Zihnin Üç Buudu Ve Doğru Karar Verme
 
Kötü bir karar bile kararsızlıktan iyidir. Lütfen verdiğimiz kararları uygulayalım. Ancak hayatımız o zaman değişir. Sizi seviyorum teşekkür ediyorum


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:00 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.