Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   31 Mart Hadisesinin Içyüzü (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/27813-31-mart-hadisesi-nin-icyuzu.html)

bluemoon24 29-12-2008 01:15 PM

31 Mart Hadisesinin Içyüzü
 


Ancak suç, samimi Müslümanlara yikilsin diye, bir kisim dini

sloganlar kullanilmis ve"seri'at elden

gidiyor" diye dine ve dindarlara hücum planlari hazirlanmistir. Ittihadcilar,

kendilerinin tertipledikleri bu olayi dindarlari mürteciler diye suçlayarak

dindara yikmislar ve maalesef kendileri gibi düsünen tarihçileri de kullanarak,

bu olayi en büyük irtica olayi diye takdim etmislerdir. Böyle bir tertibi

fiiliyata dökmek için hem yeterli sebepler vardir ve hem de memleketin bazi

halleri böyle bir fitne için alevlendirici özellik arzediyordu. Şöyleki:

Evvela, 31 Mart Vak'asinin sebepleri

nelerdi?

A) Bu olayin asil sebebi,

Ittihadcilarin yaptiklari zulüm ve istibdaddi. Ittihadcilar, tam bir zorba

kesilmislerdi ve muhaliflerini sokoklarda öldürecek kadar azitmislardi. Mesela,

Ismail Mahir Pasa, muhalif gazetecilerden Ahmed Samimi ve Hasan Fehmi Bey

Istanbul caddelerinde açikça öldürüldü ve faili meçhuller artmaya basladi.

Sultan Abdülhamid, Mesrutiyen geregi icraya karismiyor ve sadece temsil

vazifesini görüyordu. Devlete daha çok hakim olmayi isteyen Ittahadcilar,

yabanci devletler tarafindanAbddülhamid'e karsi bir seyler yapmaya zorlaniyorlardi. Onlar için tek

hedef, gölgesinden dahi korktuklari Sultan Abdülhamid idi. B) Osmanli Devleti'ni yikma

planlarinin yapildigi Meclis'teki vekillerin degismesi için, millet tam

manasiyla kayniyordu. Ermenistan ve Rum Pontus tartismalariyla ugrasan

Meclis'teki vekillerden halk rahatsizdi.

C) Icradan uzak tutularak kösesine

çekilmeye mecburedilen Sultan

Abdülhamid'in yeniden devlet ve millet lehine harekete geçmesini arzu edenler

vardi. Çünkü Itihadcilar, Ingilizlerin masasi gibi, onu tahttan indirmek için

mesgullerdi.

D) Asker siyasete karismisti. Aldigi

askeri ve dini terbiyeye aykiri isler yapmaya baslamisti. Mesela Selanik ve

Manastir'dan Istanbul'a getirilen III. Orduya ait subaylari fiyakasindan halk ve

diger ordu mensuplari yaka silkmeye baslamislardi. Bununla kalmayip

Ittihadcilar, Istanbul'u korumakla görevli I. Orduyu tahkir ederek, III.Ordunun

Selanik'teki tümeninden nigahbân-i hürriyet ve muhâfiz-i mesrutiyet adiyla avci

taburlarini Istanbul'a sevk ettiler.

E) Hasan Fehmi Bey basta olmak üzere,

faili meçhul olaylarin artmasi milleti tedirgin ediyordu. F) Ittihadçilar kendilerine muhalif

gördükleri subaylari ve hatta askerleri kadro disi ediyorlardi; açikça bir

tasfiye hareketi baslamisti. Bu durum da ciddi bir gerginlik sebebiydi. G) Hürriyet adi altinda her türlü

ahlaksizlik serbest hale gelmisti. Açikça Şer-i serife aykiri isleri yapan

Ittihadcilara karsi, halkta ve özellikle de sagini solundan ayiramayan Dervis

Vahdet gibi bazi dindarlarda, idareye karsi bir nefret olusmaya baslamisti.

Bütün bu sebeplerin bulundugu bir

ortamda, özellikle 24 Temmuz 1908-14 Nisan 1909 tarihleri arasinda, her iki

tarafa ait gazeteler, gerginligi artirici yayinlar yapiyorlardi. Partiler, sanki

bir iç savas olacak gibi fedai yazmaya baslayan cemiyetler kurmaya basladilar.

Ittihadcilar, zafer sarhosluguyla baski ve zorbaliklarini daha da artirmaya

basladilar. Sinirsiz hürriyet anlayisi, askerlere kadar asilandi ve erler

subaylara itaat etmez hale geldiler. Dine ve ahlaka aykiri bazi seyler,

askerlere telkin edilmeye baslandi. Orduda itaat ve ahlak bozulmaya baslayinca,

dinde hassas ama muhakeme-i akliyede eksik olan bazi nâdânlar, iyilik yapiyorum

zanniyla bazi fitne tohumlarini ekmeye basladilar. Hürriyetin yanlis anlasilmasi

ve tatbik edilmesi sonucunda, devletin idaresi cahillerin elinde kaldi ve herkes

kendi basina hareket eder hale geldi. Istanbul serseri mayinlarla dolu bir hale

gelmisti.

Iste Ingiliz Gizli Servisi'nin

tahrikleriyle hareket eden Ittihad ve Terakkiciler, 31 Mart 1325 günü yani 14

Nisan 1909 tarihinde, gergin durumu firsat bilerek tertiplerini fiiliyata

dökmeye karar verdiler ve III.Ordudan

getirdikleri avci taburlarina mensup neferlerin fisegini patlattilar. Baslarinda

tek bir subayin dahi bulunmadigi ve sadece basçavus ve çavuslarin komuta ettigi

bu erler, "Şeri'at isterüz" deyü isyan ettiler. Ayasofya ve Sultanahmed Camii

önlerinden toplanan kalabalik, Sadrazam Hüseyin Hilmi Pasa ile Meclis-i Meb'usan

Reisi Ahmet Riza Bey'in azlini ve bütün Ittihadcilarin sürgün edilmelerini

istiyorlardi. Yukarida zikredilen sebeplerden dolayi, isyan eden askerlere,

basta hamallar olmak üzere her çesit insan karismisti.

GörünürdeIttihadcilara karsi, seriati ve onun teminati

olan Abdülhamid'i kurtarmak için yapilmis bir isyandi. Ancak tamamen

Ittihadcilarin ve Ingiliz Gizli Servisi'nin, Abdülhamid'i tahttan indirmek ve bu

arada dindar halki da ezerek gözdagi verilmek için yapilmis bir tertipti. Bu

serseri mayin gibi isyan eden askerler, Ittihadcilarin ilerigelenlerinden Ahmet Riza Bey zannederek

Adliye Nâziri Nâzim Pasa'yi ve Gazeteci Hüseyin Cahid zanniyla da Milletvekili

Emir Şekib Arslan Bey'i öldürdüler. Sultan Hamid, II. Tümen kumandanini

çagirarak âsileri dagitmasini istedi; ancak Padisah'in talimatini dinlemeyen

komutan Ordu Komutanindan emir almadigini söyleyecek kadar alçalmisti. Maalesef

Ittihadci olan ve sonradan bu haline çok pisman olan Mahmud Muhtar Pasa ise,

emir vermemekte direndi. Daha sonra isyan eden bu cahil askerlere, kendileri

gibi cahil olan hamallar ve de sagini solundan fark edemeyecek kadar ahmak olan

bazi dindarlar da katildi. Zaten Ittihadcilarin muhalifleri de böyle bir firsat

bekliyordu. Onlar da akilli hareket edemediler. Is, çigirindan çikmisti.

Bediüzzaman basta olmak üzere, bir kisim akilli Islam alimleri, askerlere ve

hamallara, bunun bir oyun oldugunu ve oyuna gelmemeleri gerektigini ikaz

ettiler. Hatta Bediüzzaman, bir nutuk ile sekiz taburu itaata getirmisti.

Ittihadcilar, Ingilizlerin aleti

olmuslar ve bütün Müslümanlarin ümidi haline gelen Abdülhamid'i indirmekten

baska gaye gütmemislerdir. Bu olayi kendileri tertip etmelerine ragmen, israrla

bir irtica olayi oldugunu ifade etmeleri, günümüze kadar gelen devlet ile

milletin arasini açmak adetinin kötü bir baslangici oldu.

Firsati ganimet bilen Ittihadcilar, olaylar

büyüyünce, Selanik'ten Hareket Ordusu adini verdikleri kuvvetleri, Padisah'i

kurtarmak gibi yalanci bir sloganla Istanbul'a sevk etmeye basladilar. Bu

hareket ordusunun sadece kumandani olan Mahmut Şevket Pasa Müslüman ve Türk'tü.

Askerlerin çogu, yagmaci ve Müslüman katili olan Makedonyalilardi. Tam bir

çapulcu ordusuydu. Olayin vahametini anlayan Istanbul'daki generaller ve

özellikle I. Ordu Komutani Nazim Pasa, Sultan Abdülhamid'e müdahele etmeleri

gerektigini anlattilarsa da, Müslümani Müslümana kirdirmayacagini söyleyen

Padisah, onlara gerekli talimati vermedi. I. Ordu Kumandani Nazim Pasa'ya,

Hareket Ordusu'na silah çekmemeleri için yemin bile ettirdi. 25 Nisan'da Hareket

Ordusu, Yunan ordusu gibi davrandi ve Yildiz Sarayi'ni yagmaladi. Kütüphane

disinda Padisah'in altin arabasini bile parçalayip götürdüler. Daha sonra da 27

Nisan 1909'da Meclis-i Umumi'yi toplayarak Abdülhamid'i hal' kararini silah

zoruyla çikardilar. En önemli ithamlari, 31 Mart Vak'asi'ni tertip etmekle

suçlamak idi. Halbuki bu tamamen yalandi. I. Orduya talimat vermemekte direnen

Padisah, Müslümani Müslümana kirdirmakla itham ediliyordu.

Kisaca 31 Mart Olayi, Ittihadcilarin

tertipledikleri bir fitneydi; ancak muhalifleri olan Kâmil Pasa-zâde Said Pasa,

Ismail Kemal Bey, muhalif gazetecilerden Mizanci Murad ve Volkan Gazetesi bas

yazari Dervis Vahdeti gibi bazi safdiller de durumdan pasta çikarmak ugruna

atese körükle gittiler ve fitne atesini söndürmek yerinedaha da alevlendirdiler. Neticede düsmanlar

kâr etti; devlet, millet ve din zarar etti. Çünkü kurulan Divan-i Harb-i Örfî

çok masumlari idam sehpalarinda sallandirdi. Din düsmani kesimlerin eline de tam

bir irtica sermayesi verilmis oldu. Bediüzzaman gibi allâmeler bile, 31

MartOlayi ile suçlandilar; ama beraat

ettiler.1*****

Dipnot:

1- Kur'an, Ahmed Bedevi, Inkilap

Tarihive Jön Türkler, sh. 276 vd.;

Osman Nuri,Abdülhamid-i Sâni ve Devr-i

Saltanat, c. I, sh. 111; Danismand, Osmanli Tarihi Kronolojisi, c. II; Öztuna,

Osmanli Devleti Tarihi, c.I, sh. 616-619; Bediüzzaman Said Nursi, Âsâr-i

Bedî'iyye, sh. 309, 316-317, 324, 395-396, 441; Mektûbât, sh. 429; Badilli,

Tarihçe-i Hayat I, sh. 235-260

"Tarihçiler bu olayin, kendi

zulümlerini örtmek isteyen Ittihadcilarin, II. Abdülhamid'in tahttan

indirilmesini temin etmek için, Ingiliz Gizli Servisi'nin yardimi ile ve

Ingilizlerin aleti olarak tertipledikleri bir hadise oldugunda ittifak

etmislerdir."


Kaynak: Yeni Dünya

Dergisi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:48 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.