Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   VAHİDEDDÎN HAN ve Dönemi (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/27755-vahideddin-han-ve-donemi.html)

bluemoon24 29-12-2008 01:13 PM

VAHİDEDDÎN HAN ve Dönemi
 
Saltanata geçtiğinde ordu ve

donanmaya bir Hatt-ı Hümâyun göndererek Başkomutanlığı üzerine aldığını

bildirdi. Enver Paşanın Başkumandan Vekili ünvânını Başkumandanlık Kurmay

Başkanı şekline çevirdi. Tahta geçişi dolayısıyla hazırlanan Hatt-ı Hümâyunda

Pâdişâh: Kabinede adâletin dağıtımı ve güvenliğin sağlanması husûsunda daha

fazla gayret harcanmasını, zarurî gıdâ maddelerinin ucuzlatılması için acele

tedbir alınmasını, üretimin arttırılmasını, siyâsî suçluların af edilmesini,

savaş bölgesi dışındaki sıkıyönetimin kaldırılmasını, devlet hizmetinde

çalışacak olanların nâmuslu kimselerden seçilmesini, kânûnî bir sebep olmadıkça

kimsenin işinden uzaklaştırılmamasını istedi. (Ali Fuat Türkgeldi. Görüp

İşittiklerim, s. 156)

Bu istekler ve yeni icraatı

pâdişâhın devlet işlerinde ve memleket meselelerinde aktif bir yol tutacağının

açık bir deliliydi. Ancak bu sıralarda Birinci Dünyâ Savaşının korkunç

neticeleri alınmak üzereydi. Nitekim 30 Ekim 1918'de Mondros Mütârekesi imzâ

edilerek, Birinci Dünyâ Harbi, mağlubiyetimizle bitti.Mütârekeye imzâ koyan

delegeler, 10 Kasım 1918'de saraya arz-ı tâzim için geldiklerinde pâdişâh

bunları kabul etmedi. Mütârekeden hemen sonra Osmanlıları Birinci Dünyâ Savaşına

sokan Talât, Enver ve Cemâl Paşalar 3 Kasımda yurt dışına kaçtılar. 24 Kasım

1918'de Pâdişâh Daily Mail Gazetesi muhâbirine beyânat verdi. Daha sonra Times

Gazetesi'nde de yayınlanan bu beyânatta, Osmanlıların Dünyâ Savaşına girmeleri

sorumluluğunu İttihat ve Terakki Fırkasına yüklüyor, bu sûretle felâkete onları

sebep gösteriyordu. Bu beyânatında: Osmanlı Devletinin harbe katılması âdetâ

bir kazâ neticesidir. Eğer siyâsî vaziyetimizle coğrafî durumumuz ve millî

menfaatlarımız ciddî sûrette nazarı dikkate alınsaydı, vukû bulan teşebbüsün

aslâ mâkul olmadığı açıkça anlaşılırdı. Maalesef o zamanki hükûmetin

basiretsizliği bizi bu bâdireye sürükledi ve felâketimize sebep oldu. Eğer ben

Makam-ı saltanatta bulunsaydım, bu elim vak'a katiyyen husûle gelmezdi.

demiştir.

Neticede İttihatçı

liderlerin baskısından kurtulan Sultan Vahideddîn'in elinde ancak düşmanlara

teslim edilmiş bir milleti idâre etmek kaldı.

16 Mart 1920'de İstanbul

İtilâf devletleri tarafından işgâl edildi. Yunanlılar İzmir'e, İtalyanlar

Güneybatı, Fransızlar da Güney Anadolu'ya girdiler. Vahideddîn Han 11 Mayıs

1920'de düşmanların hazırladığı ve Anadolu'nun işgâlini ihtivâ eden Sevr

Antlaşmasını bütün baskılara rağmen imzâlamadı. Osmanlı ordusu tamâmen

lağvedildi. Medîne muhâfızı Fahri Paşa, on ikinci ordu kumandanıAli İhsan Paşa

ve Harbiye Nâzırı Mersinli Cemâl Paşa gibi değerli kumandanlar Malta'ya

sürüldüler. Yalnız pâdişâhın şahsını korumak için, yedi yüz kişilik maiyyet-i

seniyye kıt'ası bırakıldı. Sultan bu taburu, Ayasofya etrâfındaki sipere sokup

câmiye çan takmak veya müze yapmak isteyenlere ateş ediniz emrini

verdi.

İşgâl altındaki İstanbul'dan

vatanın kurtarılamayacağını anlayan Vahideddîn Han, güvendiği kumandanları

Anadolu'ya göndermek istedi. Ancak bunlar; Dünyâya karşı harp edilmez. Bu iş

olmaz. diyerek gitmeyi reddettiler. Sultanın, kurtuluşun Anadolu'dan

gerçekleşeceğine ümidi tamdı. Bir ara kendisi gitmeyi düşündüyse de İngilizler;

Eğer Anadolu'ya geçersen İstanbul'u Rumlara işgal ettirir, taş üstünde taş

bırakmayız. diyerek engellediler. Bunun üzerine bir gün saraya çağırdığı

Mustafa Kemâl'i; Paşa, paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunları

unutun. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Devleti

kurtarabilirsin. sözlerinden sonra, büyük yetkilerle Anadolu'ya

gönderdi.

Vahideddîn Han, bundan

sonra İstanbul'daki işgâl kumandanlarını oyalamak ve Anadolu'daki mücâdeleyi

gözden uzak tutmak için türlü siyâsî gayretler içine girdi. Fakat İngilizler de

Türk birliğini parçalamak için pâdişâh aleyhine çalışmaktan geri kalmadılar ve

aleyhinde kampanya başlattılar. Yegâne arzuları pâdişâhı milletin gözünden

düşürmekti. Nitekim bunda ısrar eden İstanbul'daki İngiliz işgâl kuvvetleri, 17

Kasım 1922 Cumâ günü halîfeyi baskı ve silah zoruyla DolmabahçeSarayından motora

alarak Malaya harp gemisine bıraktı. Bu gemi, son Osmanlı pâdişâhı ve İslâm

halîfesini, İngilizlerin Türk aydınlarını sürdükleri Malta Adasına götürdü.

Vahideddîn Han, acı ve sıkıntı içinde geçen bir sürgün hayâtından sonra, 16

Mayıs 1926'da İtalya'da vefât etti. Cenâzesi Şam'a getirilerek Sultan Selim

Câmii Kabristanına defnedildi.

Vahideddîn Han, çok akıllı ve çabuk

kavrayışlıydı. Arada Sultan Reşâd olmayıp da, İkinci Abdülhamîd Handan sonra

tahta çıksaydı, İttihat ve Terakki hükûmetinin hatâlarını önleyecek,

felâketlerin önüne geçecek kudret ve idâre sâhibiydi. Mala, dünyâya düşkün

olmadığı güzel ahlâklı ve eşi az görülebilecek kadar fazla nâmuslu olduğu

vesîkalarda göze çarpmaktadır. Çok sevdiği vatanından koparken yanında şahsî ve

pek cüz'î mal varlığından başka bir şey götürmediği, ayrılmasının üzerinden

henüz dört yıl geçmeden vefâtında kasaba, bakkala ve fırına olan borçlarından

dolayı 15 gün tabutunun kaldırılmamış olmasından da anlaşılmaktadır.

Vahiddedîn Hanın vatanının

ve milletinin uğradığı felâketler karşısında neler düşündüğü ve neler hissettiği

kayıtlara geçmiş şu hadîseden çıkarılabilir. 1919 senesi Ramazanında bir sabah

Yıldız Sarayında yangın çıkar. Kısa zamanda büyüyen alevler, sultanın geceleri

kaldığı dâireyi de sarar. O geceyi tesâdüfen Cihannümâ Köşkünde geçirmiş

olanVahideddîn, yangını haber alınca, üzerine pardesüsünü giyerek dışarı çıkar.

Köşkün önünde hiç telaş göstermeden yangını seyrederken çevrede ağlayanları

görünce gözleri yaşararak; Benim vatanım ateş içinde, onun yanında bunun ne

kıymeti var. demekten kendini alamaz. Kaynak:

http://membres.lycos.fr/ecdad/osmanli/padi$ahlar/36_VahideddinHan.php


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:02 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.