Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   OSMANOGULLARIN DRAMI (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/27687-osmanogullarin-drami.html)

bluemoon24 29-12-2008 01:09 PM

OSMANOGULLARIN DRAMI
 
•••Hanedan mensuplarindan çogu, Sultan

Vahidettin basta olmak üzere Sam'da Selimiye Camii Serifinin avlusunda

medfundur. Halife Abdülmecid Efendi Medine'de Cerinet'tül Bakiye

defnolunmustur.
Paris Camii'nde cenazesi 10 sene beklemistir. Kendisi öyle

vasiyet ettigi için

1944'den 1954 e kadar mücadele

edilmistir. Bir Ali Osman'a yakisan da böyle vatan topragina gömülmeyi

istemektir.

Mesela O'nun oglu Sehzâde Ömer

Faruk Efendi
Misir'da vefat etti. Misir bir Müslüman topragi oldugu halde

Türkiye'de isbasina gelen herkese mektup yazmistir. Her türlü siyasî haktan

mahrum olarak vatanda yasamama müsaade edin. Bogaziçi'nde balikçilik yapmaya

raziyim diye Cemal Gürsel'e bile mektup yazdi. Sonunda kabul edilmeyecegini

anlayinca, o sirada Hanedan hakkinda bir yazi yazmis bulunan rahmetli Osman

Yüksel Serdengeçti'ye bir mektup yazarak Bizi vatana kabul etmeyeceklcrinden

emin oldum. Bir zarfin içine Allah rizasi için bir avuç vatan topragi koyun da

hiç olmazsa kabrime konulsun
diyecek kadar vatan hasreti içinde kivranmis

bir insandi.

Bunun diger bir misali de Sultan Abdülhamid'in

kizlarindan birisi olan Zekiye Sultan'dir. Kocasi da Gazi Osman Pasa'nin

ogludur.
Nice'de vefat ettiginde vasiyet etti ki, bir gün müsait olursa

beni vatan da defnedin. Bu sebeple cenazesi Nice'deki bir kilisede tahnit

edilmis (ilaçlanmis) olarak 30 sene bekledi. Sonunda kilise mensuplari götürüp

bir yere defnettiler.

•••


...Sultan Vahdettin aç'ti. Öldügü

zaman Italyan bakkallarina 150 bin liret borcu vardi. Tabutuna haciz karari

geldi.Ve Bu tabut para ödenmeden

kaldirilamaz diye tabuta yazi asildi.
Abdülmecid Efendi'nin oglu ve Sultan

Vahdettin'in damadi Ömer Faruk Efendi ve bir kaç kisi, mutfak kapisindan tabutu

kaçirdilar, Sam'a götürüp defnettiler. Sonradan kizi, Italyan bakkallarin

borcunu ödedi.

•••
Vahidettin Italya'ya ilk gittigi

zaman, San Remo'da kiralik bir villada kalmaya basladi. Oradayken Kral Emanuel,

Vahdettin'e bir yaver gönderdi. Ulkenin muhtelif yerlerinde saraylarim vardir.

Zatiali nerede oturmak istiyorsa emrine amadedir. Kendisine aylik su kadar

liret tahsis edilmistir dedi. Sultan Vahdettin bunlarin hiçbirisini kabul

etmedi. Yaveri Miralay Fahri Engin o sirada tercümanlik yapiyordu. Efendim

bu kadar ikrami reddediyorsunuz. Herhalde mutfaginizda kuru sogan bile

olmadigini bilmiyorsunuz
dedi. Bunun üzerine Vahdettin Fahri Bey, Maiyeti

saniyemde bulunmaya mecbur degilsiniz. Zor geliyorsa ayriliniz. Ben

Müslümanlarin halifesi sifatiyla bir gayri müslim hükümdarin ihsanini kabul

edemem
dedi.

•••


Mahmut Sevket Efendi'yi ziyarete

gitmistik. Bir Fransiz kasabasinda oturuyordu. O siralar kizi Avinyon'da

ameliyat olmus. Birlikte onu ziyarete gittik. Odasina girdigimiz zaman kizi

konusamiyordu. Mahmud Sevket Efendi Nermin diye sesleniyor, kizinda cevap yok.

Nermin isaretle kagit kalem istedi, bulduk. Yazdi ki ameliyat ederken

yanlislikla dilimi kestiler konusamiyorum. O adamin karyolanin üzerine bir

abanisi yardi. Dünyada bir kizim var, bundan sonra o da böyle dilsiz mi

kalacak? diye. Ben hayatimda, aniden bir insan yüzünden böyle ter aktigini

görmedim. Sonra bana döndü dedi ki: Osmanogullarinin dramini yazip bizi

aleme mi acindiracaksin? Hiristiyanlara da Müslümanlari asirlarca zaferden

zafere kosturmus bir aileden iste böyle intikaminizi aldiniz, sizin arzu

ettiginizden daha büyük facialara sürüklendiler?
diye mi göstereceksin? Bu

söz, onlarin gurbet hayatini anlatirken daima kulaklarimda

çinladi.

Düsünün ki bir sehzade

ölmüstür. Belediye kendi imkanlari ile bir mezarlik yeri vermedigi için,

cenazesi Mans Denizine atilmistir. Bu, Sultan Abdülhamid'in

ogludur.




Yine Nice'de parkta bir sehzade ölü

olarak bulunuyor. Bankada son nefesini vermeden bir mektup yazmis ve gögsüne

ilistirmis. Mektupta söyle diyor. Benim ölümümden kimseyi mesul tutmayin,

ben açliktan ölüyorum. Yelegimin iç cebinde beni Islamî usullere göre Müslüman

mezarligina defnedecek para vardir.
Fransiz polisinin degerlendirmesi de

daha birkaç ay yasayacak kadar parasi oldugu halde cenazesini düsünüyor, bu

enayiymis oluyor.

•••

Abdulhakim Arvasi (rahimehullah) 1940'larda

buyurmus ki: Biz Sultan Aziz'in ahini çekiyoruz. Sultan Hamid'in ahina daha

sira gelmedi. Biz bu hanedana yapilan zulme kayidsizligimizin cezasini

çekiyoruz. Hanedan bedduasi müthistir. Bizim ecdadimiz, hanedan bedduasindan

korkardi. Çünkü onlarin liderlikleri Allah'in tensibi takdiri ve kendi

bileklerinin hakkiydi. Birçok Avrupa ülkesinde oldugu gibi, kimse onlari Türk

Milletinin basina memur olarak koymamistir.




Bu aksamdan itibaren

Osmanli Hanedani' ndan hiç kimse

kalmayacak
Osmanli

hanedaninin bütün erkekleri bu gün aksama kadar hudutlarimizi terke

mecburdurlar. Malum oldugu gibi bunlarin bir kismi dün muhtelif yerlere

gitmisler, bir kismi da bugün gitmek üzere kalmislardir. Hanedan azasi önce

gidecekleri yerleri tespit ettikten sonra polis müdürlügü gidecekleri

memleketlere kadar aile biletlerini almis ve harcirahlarini vermistir. Polis

Müdür Muavini Kamil Bey ayrica hanedan azasinin her birine birer senet

mukabilinde bin lira (125 sterlin) vermistir.

Vali Haydar ve

Emniyeti Umumiye Müdürü Muhittin beylerin verdikleri izahata göre bu alelhesap

verilmis bir miktar olup bir müddet sonra gidenlere ihtiyaçlarini temin etmek

üzere para gönderilecektir.

Aksam 7 Mart

1925

Tarih 10 Mayis

1928. Devrin Maarif Vekili Bay Necati, Ankara'da bir gösteriyi izlerken.

Necati'nin ismi, Kuran'i tarihe gömme çalismalarindan ötürü(!) önemli

caddelere verilmistir. Ankara'daki meshur Necati Bey caddesi de bunlardan

biridir.
BAY NECATININ

OLÜMÜ

Onk. Dr.

Haluk Nurbaki

Rahmetli

babam o zamanlar Konya'nin tek gazetesi olan Babalik gazetesinin basyazari

idi. Ondan isittigim su olayi aynen naklediyorum:

Devrin

ilk Maarif Vekillerinden (Milli Egitim Bakani) Necati Konya'ya gelmis ve Latin

harflerinin üstünlügünü(!) anlatmak üzere bir konferans düzenlemisti. Sehrin her

tarafina yapistirilan ilanlarda:

Eski

Harflerle Birlikte Kur'an'i da Tarihe'e Gömdük yaziyor ve konferansin ertesi

gün saat 10'da verilecegi belirtiliyordu.

Aksam,

mükellef bir ziyafet verildi. Yemekten sonra bay Necati, ani bir apandist

krizine yakalandi ve hemen hastahaneye kaldirilarak ameliyat edildi. Gösterilen

itinayi anlatmaya lüzum yok, bütün hastahane hatta Konya ayakta idi. Bay Necati

kurtulmus, fakat ne çare ki haddini asarak Kur'an'a dil uzatmisti. Gece yarisi,

imkansiz denebilecek bir sey oldu ve Bay Necati'nin yatagi yan demirinden

kirildi. Hasta yere düsmüs ve ameliyat yeri patlamisti. Ertesi gün saat 10'da,

yani konferansin yapilacagi bildirilen saatte öldü.

Kur'an'i

tarihe gömmek isteyenler, tarihin en kokusmus sahifelerine

gömüldüler.

Kaynak: Zafer dergisi, sayi: 213, 1994


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:02 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.