Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   Balkan Antantı (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/27053-balkan-antanti.html)

bluemoon24 29-12-2008 12:26 PM

Balkan Antantı
 
Öte yandan, Locarno Anlaşmaları,

Kellogg Paktı ve Litvinov Protokolu gibi barışçı teşebbüslerle, Küçük Antant

gibi statükocu ittifakların ortaya çıkması da, Balkanlardaki işbirliğinde teşvik

edici etkenler olmuştur.Balkan Birliği konusundaki ilk adımlar Balkan

hükümetleri tarafından değil, fakat gayrı resmi çabalarla atılmıştır. Dünya

Barış Kongresi Derneği'nin 1929 Ekimi'nde Atina'da yaptığı toplantıda, Kongre

başkanı ve eski Yunan başbakanlarından Aleksandr Papanastasiyu devamlı bir

Balkan Antantı kurulması fikrini ortaya atmış ve Türkiye dahil bütün Balkanlı

delegasyonlar bu fikri kabul ederek, 1930 Ekimi'nde Atina'da Birinci Balkan

Konferansı açılmıştır.Bundan sonra bu konferanslar Atina, İstanbul,

Bükreş ve Selanik'te olmak üzere her yıl tekrarlanarak, Balkan milletleri

arasında bir işbirliği kurulmuştur. Bu konferanslar sonunda, Balkan Ticaret ve

Sanayi Odası, Balkan Denizcilik Bürosu, Balkan Ziraat Odası, Balkan Turist

Federasyonu, Balkan Hukukçuları Komisyonu, Balkan Tıb Federasyonu gibi

teşekküller ortaya çıkmıştır.1932 de yapılan Üçüncü Balkan Konferansı

ise bir Balkan Paktı tasarısı ortaya çıkarmıştır ki, bu suretle işbirliği

faaliyetleri bununla siyasal münasebetler alanına geçirilmiş olmaktaydı. Bununla

beraber, siyasal işbirliğinin gerçekleşmesi hemen mümkün olmadı. Balkan

Konferanslarında görülmüştü ki, özellikle Bulgaristan işbirliğinde çekingen

davranmaktadır.Arnavutluk ile Bulgaristan, Balkan Konferanslarında,

revizyonist gayelerini dolaylı bir şekilde belirterek azınlık meselelerinin de

tartışmasında ısrar etmişler, fakat Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya

buna engel olmuşlardır. Bununla beraber, özellikle Türkiye uzlaştırıcı bir

politika izleyerek Bulgaristan'ın tam işbirliğini, sağlamaya çalışmış, lakin

muvaffak olamamıştır.1933 Şubatı'nda Küçük Antant'ın devamlı bir statü

ve teşkilat kurması ve Almanya'da Nazi Partisi'nin iktidara geçmesi,

Balkanlıları da harekete geçmeye sevketmiş görünmektedir. Türkiye ve Yunanistan,

siyasal alanda da Balkanlarda bir işbirliği kurulmasına ve bu konuda bir paktın

imzasına karar verip, 1933 Mayısı'nda bu düşüncelerini Bulgaristan'a da

bildirdiler. Lakin Bulgaristan teklife yanaşmayınca, Türkiye ve Yunanistan 14

Eylül 1933 de bir Samimi Anlaşma Paktı (Pacte d'Entente Cordiale)

irnzaladılar.10 yıl için imzalanmış olan bu Pakt ile, iki devlet

sınırlarını karşılıklı olarak garanti ediyorlardı. Bu hüküm, Makedonya

üzerindeki emellerinden bir türlü vazgeçmek istemeyen Bulgaristan'da tepki ve

sinirlilik uyandırdı. Bulgaristan'ın bu şüphelerini gidermek ve Bulgaristan'ı da

bu Pakt'a almak için Türkiye Başbakanı İsmet İnönü ve Dışişleri Bakanı Tevfik

Rüştü Aras Sofya'ya gittilerse de, olumlu bir sonuç elde

edemediler.TürkYunan Paktı, Romanya'yı harekete geçirdi ve Romanya

Dışişleri Bakanı Titulescu'nun Ankarayı ziyareti sırasında, 17 Ekim 1933'te,

Türkiye ile Romanya arasında Dostluk, Saldırmazlık, Hakem ve Uzlaşma Antlaşması

imzalanmıştır. Romanya'yı bu antlaşmayı imzalamaya götüren sebeplerden biri,

Bulgaristan'ın revizyonist isteklerinden çekinmesi, diğeri de kendi deniz

ticaretinin, Boğazlar'da serbest geçişin bekçisi olan Türkiye'ye bağlı

bulunmasıydı.Türkiye'nin yaptığı bu anlaşmalar, Bulgaristan'ı

sinirlendirdiğinden, Bulgar basını Türkiye aleyhine kampanya açmış ve bu

kampanya Türk basını tarafından, cevapsız bırakılmamıştır. Lakin Bulgaristan'ın

bu tutumu Yugoslavya'yı da korkuttuğundan, Türk Dışişleri Bakanı'nın Belgrad'ı

ziyareti sırasında Türkiye ile Yugoslavya arasında 27 Kasım 1933'de bir Dostluk

ve Saldırmazlık Antlaşması imzalamıştır.Yugoslavya'yı bu antlaşmayı

imzalamaya götüren sebep, Bulgaristan'dan duyduğu endişe olduğu kadar,

İtalya'nın Arnavutluk'ta kurduğu kontrolün kendisi bakımından yarattığı tehlike

idi. Görüldüğü gibi, bu ikili anlaşmaların hepsinin pivotunu Türkiye teşkil

etmekteydi.Bu anlaşmaların her üçü de aynı gayeyi taşıdığına ve

gayelerde bir farklılık olmadığına göre, yapılması gereken normal iş, dört

devletin tek bir antlaşma ile birbirlerine bağlanmaları idi. İşte bu iş 9 Şubat

1934 tarihinde Balkan Antantı'nın imzası ile gerçekleştirildi. Balkan Antantı

ile taraflar, sınırlarını karşılıklı olarak garanti altına alıyorlar ve

birbirlerine danışmadan herhangi bir Balkan devletiyle birlikte bir siyasal

harekette bulunmamayı veya bir siyasal anlaşma yapmamayı taahhüt

ediyorlardı.Balkan Antantı'nın ortaya çıkmasında nasıl baş rolü Türkiye

oynadıysa, bu Antant'a sonuna kadar sadakatla bağlanan da Türkiye oldu. Fakat bu

siyasal antlaşma, dört Balkan devleti arasında amaç edinilen sıkı siyasal

işbirliğini gerçekleştiremedi ve başlangıçtan itibaren bazı zayıflık unsurlarına

sahip oldu.Antant ile birlikte gizli bir protokol de imzalanmıştı. Buna

göre, taraflardan biri Balkanlı olmayan bir devlet tarafından saldırıya uğrar ve

bir Balkan devleti de saldırgana yardım ederse, diğer taraflar bu Balkanlı

saldırgana karşı birlikte savaşa gireceklerdi. Fakat bu Protokol üzerine

Türkiye, bir Rus-Romen savaşında Romanya'ya yardım etmiyeceğini Sovyet Rusya'ya

bildirmiş ve Yunanistan da bu Protokolün kendisini İtalya ile bir çatışmaya

götürmeyeceği hususunda rezerv koymuştur.Öte yandan, Balkan Antantı

Batılılar ve Küçük Antant'ın kurucusu Çekoslovakya tarafından büyük bir

hoşnutlukta karşılanmakla beraber, 1936'dan itibaren Avrupa'da buhranların

şiddetlenmesi ve Berlin-Roma Mihverinin ağır basmaya başlaması, Balkan

Antantı'nı da zayıflamaya doğru götürmüştür. Bu gelişme özellikle, 1937'den

itibaren belirli bir hal almıştır.1936 da Avrupa'da Almanya'nın

üstünlüğü belirince, Romanya, Bulgaristan ve Macaristan'dan fazla Almanya'dan

endişe duymuş ve Balkan Antantı ile ilgisini zayıflatmıştır. Yugoslavya ise,

Berlin-Roma Mihveri karşısında, İtalya ve Bulgaristan'la anlaşma yoluna

gitmiştir. Bulgaristan'la Yugoslavya arasında 24 Ocak 1937'de bir yıkılmaz

barış ve samimi ve ebedi dostluk antlaşması imzalandı.Bunun arkasından

Yugoslavya 25 Mart 1937'de İtalya ile de bir antlaşma imzaladı. Beş yıl için

imzalanan bu antlaşmada, bu antlaşmanın tarafların mevcut milletlerarası

taahhütlerine halel getirmiyeceği belirtiliyor idiyse de, 2. madde ile iki

devlet, birbirlerini ilgilendiren ortak meselelerde birbirlerine danışma

taahhüdünde bulunuyorlardı. Bu ise Yugoslavya'yı, Balkan işbirliğinde daima

İtalya'yı hesaba katmak zorunluğunda bırakıyordu.Bulgar-Yugoslav

antlaşmasının imzasından önce Yugoslavya, diğer Balkan Antantı ortaklarının

muvafakatini almışsa da, Balkan Antantı birinci planda Bulgaristan'a yöneldiğine

göre, Yugoslav-Bulgar antlaşması bu Antant'ın ruhuna aykırı idi. Nihayet,

İtalya'nın gittikçe kuvvetlenmesi Yunanistan'ı da İtalya'ya karşı yumuşak bir

tutuma götürmüştür. Münih Konferansı ile Çekoslovakya'nın parçalanması Küçük

Antant'a son verdiği gibi, 1939 yılının olayları da Balkan Antantı'nı

parçalayacaktır.


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:47 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.