Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   Keşif Yoluyla Öğrenme (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/26640-kesif-yoluyla-ogrenme.html)

bluemoon24 29-12-2008 12:09 PM

Keşif Yoluyla Öğrenme
 
Öğrenmenin oluşabilmesi için,

zihinsel yapıların kurulması, soyut genellemelere ulaşılabilmesi, genel

kavramların oluşturulması zorunludur. Bu tür yapılar daha kalıcı bir özellik

göstermektedirler. Örneğin, bir öğrenci, çok ayrıntılı bilgiler edinebilir.

Ancak, öğrendiği konuya ilişkin genel bir zihinsel yapı oluşturamamışsa,

öğrendiklerini hızlı bir şekilde unutur. Oysa, konuya ilişkin genel bir zihinsel

yapı oluşturmuşsa, ayrıntılarla ilgili bilgiler bile bu yapıya kolayca

katılabilir, yapıyla bütünleştirilebilir.Bruner'in kuramı, bir öğrenme

kuramından çok öğretim kuramıdır. Bu kuram dört temel ilkeye

dayanmaktadır:a. Güdülenme

b. Yapı

c. Sıralama

d.

Pekiştirmea. Güdülenme İlkesiBruner'e göre, bütün çocuklarda

öğrenme isteği vardır. Bu isteğin desteklenmesi güdülenmeyi oluşturur. Dışsal

güdülenme belirli eylemlerin tekrarlanmasında etkili olurken, içsel güdülenme

öğrenmede sürekliliği sağlar. Bu nedenle, öğrenmede içsel güdülenme daha

önemlidir. Çocuklarda içsel güdülenmeye yol açan üç ana etken vardır. Birincisi

meraktır. Çocuk bu güdü ile dünyaya gelir ve yaşaması, canlılığını

sürdürebilmesi için gereklidir. Çocuklar, genellikle çok meraklı olurlar ve

dolayısıyla sürekli konu ve etkinlik değiştirirler. Okullarda bu duygudan

yararlanmak ve geliştirilmesi için uygun bir öğrenme ortamı oluşturmak

gerekir.İçsel güdülenme altında yatan ikinci etken başarma isteğidir. Bu

istek gerçekleştirildikçe çocukta bir yeterlilik duygusu oluşur. Başarılı ve

yeterli olunan alanlara karşı ise ilgi, yani güdülenme artar. Üçüncü etken

başkalarıyla birlikte olma eğilimi ya da güdüsüdür. Bu eğilim, çocuğun

başkalarıyla işbirliği yapmasına ve işbirliği duygusunun gelişmesine yol açar.

Öğretmenler, işbirliğine dayalı eğitim-öğretim etkinliklerinde bu doğal

eğilimden yararlanabilirler.Öğrenme uzun bir süreç olarak

düşünüldüğünde, öğrenmeye ilişkin seçeneklerin incelenmesi ve değerlendirilmesi

gerekir. Bu amaçla, öğretmenin öğrenciye çeşitli seçenekler sunması,

seçeneklerin incelenmesinde ve değerlendirilmesinde yardımcı olması, onu

öğrenmeye hazır duruma getirmesi önemlidir. Seçeneklerin incelenmesi ve

değerlendirilmesinde üç aşamadan geçilir.1. Eyleme

GirişmeÇocukları eyleme geçirmek için, onları öğrenme durumlarıyla ya da

problemlerle karşılaştırmalıdır. Ancak, problemler çok zor ya da çok kolay

olmamalıdır. Çocuklar çok zor problemleri almakta güçlük çekerler. Bu durum da,

güdülenmenin azalmasına neden olur. Çok kolay problemleri ise hafife alırlar. Bu

nedenle, öğrencilerin karşılaşacakları öğrenme durumları, onların merakını

sürekli tutacak ve başarma duygusunu oluşturacak güçlük düzeyinde

olmalıdır.2. Eylemi SürdürmeEylemlerini sürdürebilmeleri için

çocuklar giriştikleri araştırma ve etkinliklerin tehlikesiz olduğunu bilmek

isterler. Bu yüzden, inceleme ve değerlendirme sonucunda kazanacakları

avantajların karşılaşacakları risklerden daha fazla olduğuna

inandırılmalıdırlar. Çocuklar öğretmenin rehberliğinde sürdürecekleri

etkinlikleri, kendilerinin yapacakları etkinliklerden daha az sakıncalı

görmelidirler. 3. YönelmeGirişilen inceleme ve

değerlendirmelerin bir yönü olmalıdır. Çocuklar varılmak istenen hedefin ne

olduğunu, gerçekleşme düzeyini ve hedefe ne kadar yaklaştıklarını bilmelidirler.

Kısaca öğrencileri öğrenme için yönlendirirken üç özelliği göz önünde

bulundurmak gerekmektedir. Birincisi öğrencinin merakını canlı tutmaktır.

İkincisi uzun bir öğrenme süreci içinde olan öğrencinin desteklenmesidir.

Çalışmalar öğrencinin gerilimini arttırmamalıdır. Üçüncüsü ise, bilginin elde

edilmesi için yapılan çaba ve etkinliklerin yönlendirilmesidir. Öğrencinin

değişik yollar bulmasına yardım edilmelidir.b. Yapı İlkesiDaha

önce de belirtildiği gibi, öğrenmenin oluşabilmesi için öğrenilecek konuya

ilişkin bir zihinsel yapının kurulması gerekmektedir. Bu yapı öğrenmeye en uygun

yapı olmalıdır. Başka bir değişle, herhangi bir düşünce, bir problem ya da bilgi

bütünü öğrencinin anlayabileceği bir şekilde, basitleştirilerek sunulmalıdır. Bu

yapı, öğrencinin yaşına, yeteneğine ve yaşantılarına göre değişir. Herkes için

en uygun tek bir yapı yoktur. Ancak, farklı öğrenme ve gelişim düzeyindeki

bireyler için farklı, en uygun yapılar vardır. Bruner bilgiyi basitleştirmek

için yapıyı incelerken öğrenme bilişsel gelişim süreçlerini ve bilginin

kazanılmasını birlikte ele almaktadır. Herhangi bir konu ya da bütünsel

bir bilgi en uygun bir yapı içinde sunulduğu zaman, öğrenciler tarafından

kolayca öğrenilebilir. Öğretmenin başarılı olması da, konuların temel kavram ve

ilkelere dayandırılmasına ve bir bütünlük gösterecek şekilde yapılandırılmasına

bağlıdır. Böylece konunun temel öğelerinin ve bunlar arasındaki ilişkilerin

kavranması yeni öğrenmelere, yeni buluşlara yol açabilir. Örneğin, cümlenin

temel öğelerini ve dayandığı ilkeleri kavrayan bir öğrenci, bu bilgilere

dayanarak daha karmaşık cümleler kurabilir. c. Sıra

İlkesiBruner'e göre zihinsel gelişme basitten karmaşığa doğru bir sıra

izler. Dolayısıyla, ilköğretimden başlayarak, konuların da bu sıra içinde

sunulması gerekmektedir. Konuların gittikçe genişleyen ve derinleşen bir diziliş

içinde verilmesi hem konuların öğrenilmesini kolaylaştırır hem de düşüncenin

daha iyi gelişmesini sağlar. Konularla bilişsel gelişme arasında paralellik

kurulmazsa, konular çocuklara kolay ya da zor gelir. Bu da güdülenmenin

düşmesine, dolayısıyla da öğrenmenin azalmasına yol açar.d. Pekiştirme

İlkesiBruner'in kuramında pekiştirme önemli bir yer tutar. Öğrenmede

başarı pekiştirme işlemine bağlıdır. Pekiştirmenin zamanlaması konusunda

öğretmenler dikkatli olmalıdırlar. Pekiştirme öğrenciye amacına ulaşmakta

olduğunu hissettirmeli ve onu güdüleyebilmelidir. Pekiştireçler öğrencinin

anlayabileceği şekilde olmalıdır. Bu nedenle, 6-7 yaşına kadar fiziksel ödüller

sürdürülmelidir. Bu yaştaki çocuklara aferin demenin pek anlamı olmaz. Bruner'e

göre, ideal anlamda öğrenciyi dıştan güdülemek yerine kendisini düzeltici,

geliştirici bir işlev kazandırmak amaç olmalıdır. Sonuçların bilinmesi

öğrenmeyi, bir işi sürdürmeyi etkilemektedir.Bu yüzden, öğrenmeye

ilişkin sonuçlar öğrenciye verilmelidir. Böylece öğrenci kendi başarısı hakkında

bir yargıda bulunabilir. Geribildirim öğrenci için uyarıcı bir nitelik

taşımalıdır. Bu amaçla da, kendi başarını durumunu değerlendirebileceği bir

aşamada verilmelidir. Geri bildirimin çok erken ya da çok geç yapılması, aşırı

olumlu ya da aşırı olumsuz olması yarardan çok zarar getirebilir. Ayrıca,

geribildirimin öğrencinin kolayca anlayabileceği bir biçim ve yapıda olması da

önemlidir.



Dr.charles V.ford ..yalan, Yalan, Yalan, Yalancılığın PsikolojisiSosyal Kuralların Psikolojisi (Muzaffer Şerif)Diyabetik Hastada Psikolojik SorunlarPsikolojik Cilk HastalıklarıYaratıcılıkYapısalcılıkSürrealist YaklaşımPragmatik YaklaşımKişisel Modernlik Yaklaşımlarıİşlevselcilikİnşacı YaklaşımFenomenolojik YaklaşımDiferansiyel YaklaşımPsikodinamik YaklaşımDavranışçı YaklaşımBiyolojik YaklaşımBilişsel Öğrenme YaklaşımıVroom'un Beklenti TeorisiTutkulu Aşk TeorisiSosyal Karşılaştırma Teorisi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:36 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.