Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   Cinsellik (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/26568-cinsellik.html)

bluemoon24 29-12-2008 12:06 PM

Cinsellik
 
Bazı türlerde, evrimsel olarak ayrı ayrı eşeyler gelişmiş olmasına

karşın iki ayn eşey aynı bireyde bulunabilir. Erdişilik

(hermafroditlik) denen bu çifteşeyli durum, yassı ve yuvarlak

solucanlar, sümüklüböcekler, midyeler gibi bazı canlılarda kendi

kendini dölleme olanağı yaratırsa da, genellikle bundan kaçınılır ve

çapraz döllenme yeğlenir. Ayrıca bak. üreme. İnsanlarda da kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen, üremeye yönelik cinsel

kalıplar vardır; toplumsal yapı, bu kalıpların yaşama aktarılmasını

kendi kurallarıyla yönlendirir. İnsan, cinselliği öğrenen tek canlıdır.

İnsanda doğal olarak cinsel uyarım yaratan her durum, yaşanan kültürün

izin verdiği ölçü ve biçimler çerçevesinde ele alınır. Günlük yaşamda

kişiler arası ilişkiler, iletişim araçları, reklamlar ve benzer

yollardan, kişi sürekli-olarak cinsel uyaranlarla karşı karşıyadır. Ama

her cinsel uyarı cinsel eyleme yol açmaz; kişi, uyarıyı eyleme dökmek

ile baskılamak arasında denge kurmak durumundadır. Bu konuda toplumun

koyduğu sınırlar ye koşullar belirleyici rol oynar. Toplum içinde

erkeklik ve kadınlık rolleri, beklentiler, yaşantılar, öğrenme ye

özdeşle-şim yoluyla bu sınırlar belirlenir. Çocukluk cinselliği içindeki oyunlar, cinsel uyanış ve ilgi, ergenlik

çağındaki cinsel yönelişler, evlilik kurumu ve evlilik dışı cinsel

ilişkilere yönelik tutumlar kültüre bağlı olarak değişir. Örneğin,

yaşadığı çevrede başka yoldan cinsel doyum olanağı bulamayan gençlerin

hayvanlarla cinsel ilişki kurması bazı kültürlerde yaygındır ve olağan

karşılanır; evlilik öncesi ilişki bazı toplumlarda tümüyle

yasaklanmışken, bazı toplumlarda evliliğe hazırlık amacı taşıdığında

hoş görülebilir. Bu konuda tekeşlilik-Çokeşlilik seçimi, erkek-kadın

rolleri, dinsel inanışlar ve gelenekler belirleyici olur, Bir davranışın cinsellik taşıyıp taşımadığı amacına bağlı olarak

değişir. Genelde cinsel çağn anlamı taşıyan soyunma, tıbbi amaçla

yapıldığında ya da çıplaklar kampında aynı çağrışımı yaratmaz. Öpme,

cinsellik dışında bir yakınlık duygusu (annenin çocuğunu öpmesi), bir

saygı ya da törensel bir eylem (Papa'nın elinin, yüzüğünün öpülmesi)

anlamı taşıyabilir. Kişiler bu amacı kestirme konusunda oldukça

duyarlıdır; bir selamlaşma öpücüğünün biraz uzamasına ya da bedensel

yakınlaşmanın biraz ileri gitmesine hemen cinsel anlam yüklenir. Bireyin gelişimi ve ruhsal yaşamı açısından, cinsellik yalnızca üreme

organlarına bağlı bir etkinlik ve doyum olarak görülmez. Psikanaliz

cinselliğe çok daha geniş bir yer verir; cinsellik, yalnızca bir amaç

(cinsel birleşme) ya da bir nesne (cinsel eş) doğrultusunda boşalım

gösteren bir dürtü değildir ve üreme içügüdüsüne indirgenemez.

Bebeklikten başlayarak, açlık, dışkılama gibi temel gereksinimlerin

doyumundan öte haz veren birçok uyarım ve eylem, cinsel olarak

nitelenir ye bunlar ileride cinsel sevginin bileşenlerini oluşturur. Bu

bağlamda tüm yaşamsal enerji bir cinsel enerjidir (libido).

Psikanalitik gelişme kuramında cinsellik bebeklikten başlar; libido,

ağızcıl, dışkıl ve fallik dönemlerde değişik haz bölgeleri ve ruhsal

kipler üzerinde yoğunlaştıktan sonra, yeterli bedensel olgunlaşmaya

ulaşıldığında üreme üzerinde odaklanır. Yaşamın ilk yılında çocukluk cinselliği ağız bölgesinin çevresinde

yoğunlaşmıştır. Ağız yalnızca beslenme yolu değil, dünyayı tanıma, duyu

ve haz alma organıdır. Sonraki dönemde anüs ve dışkılama işlevi önem

kazanır; çocuk, içte tutma ve bırakma kiplerini dış çevrenin

isteklerine uyarlar. Bu denetim kaçınılmaz olarak utanç ve özerklik

duygularının gelişmesine yol açar. Ana babalar, akranlar ve bütün

toplum, çocuğu cinsellik konusunda koşullandırır ve eğitir; örneğin

çocuk, bedeninin her yanına dokunabilir, ama cinsel organlarıyla

oynadığında elini çekmesi için uyarılır. Bu süreç içinde çocuk, önce

kendine bir cinsel kimlik edinir: Kendisini kız ya da erkek olarak

algılar ve başkalarına bu kimliğe uygun olarak davranır. Ayrıca bak.

cinsel kimlik; cinsel rol. Yeni doğmuş bebeklerde yalnızca dokunma yoluyla alman uyaranlara cinsel

tepki verme yetisi .vardır. Çocuk giderek öbür uyaranları algılama,

tepki verme, dişi ya da erkeklere karşı çekicilik kazanma, cinsel olan

ve olmayan uyaranları anlamlandırma yetilerini kazanır ve kendi cinsel

tepkilerini yönlendirip denetlemeyi öğrenir. Bunu izleyen dönem, aşın cinsel istek ve dürtülerle uyarılmış olan

üreme organlarım yitirme korkusuyla yaşanır ve çocuğun ana ya da

babasıyla özdeşleşmesiyle sonuçlanır (bak. iğdiştik korkusu; Oidipus

karmaşası). Ergenlikte, toplumsal roller arasında kendi kimliğini

sınama çabasına giren gençte cinsel kimlik büyük ölçüde yapılanır ve

yakınlık kurma, eş bulma arayıştan gelişir. Bu arayışın amacı, karşı

cinsten, sevilen bir eşle karşılıklı haz almaya (orgazm) ve döl vermeye

yönelik cinsel bir uyum kurmaktır. Bu süreçteki herhangi bir aksaklık

cinsel işlev bozukluğuna( )

yol açabileceği gibi, cinsel yönelim ve haz alma, bastınlamayan bir

tutku biçiminde, toplumun onaylamadığı doğrultuda gelişebilir. Ayrıca

bak. cinsel sapma. Bütün toplumlar, cinsel ilişkiyi denetleme yolunda çeşitli kısıtlama ve

düzenlemeler getirmiştir. Batı toplumlarındaki düzenlemelerin temeli,

Eski Yunan ve Roma kültürlerinin üstünde gelişen Musevilik ve

Hıristiyanlık etkisine dayanır. Özellikle Hıristiyanlık, cinselliği,

öbür dünyanın nimetlerine kavuşmayı engelleyen dünyevi bir zaaf olarak

görmüştür. Ne Tanrı'nın eşi vardır, ne de Hz. isa'nın; cinsellik ancak

evlilik içinde ve döl vermek için katlanılması gereken üzücü bir

zorunluluktur. Hıristiyanlıktaki bu cinselliğe karşı tutum özellikle

kadınlar üzerinde yoğunlaşmış, Âdem'e yasak elmayı sunarak ilk günaha

kışkırtan Havva'nın soyundan gelen kadınlar dünya zevklerine kapılan

zayıf yaratıklar olarak görülmüştür. Cinsellik olgusuna benzer biçimde yaklaşan İslam dini de yalnızca

evlilik içi cinsel ilişkiye izin vermiş, bunun dışındaki her tür

ilişkiyi önlemek için kadınların örtünmesi (tesettür), günlük yaşamda

kadın ite erkeğin bir arada bulunmaması, evlilik dışı cinsel ilişkide

taşlayarak öldürme (recm) cezası gibi çok sert kurallar koymuştur. Toplumlarda cinselliği denetleme konusunda dört ana eğilim

gözlenmiştir. Bunlardan ilki, insanları sürekli eş arama sıkıntısından

kurtararak başka etkinliklere yöneltmek üzere evlilik kurumunun

desteklenmesidir. İkincisi, toplumda saldırganlık, kin ve öfkenin

önlenebilmesi için, zor kullanımına dayanan cinsel ilişkinin kesinlikle

denetim altına alınmasıdır. Üçüncüsü, her toplum evlenecek ya da eş

seçecek adaylar üzerinde belli bir denetim uygulama eğilimindedir. Aynı

toplum içinden seçilmiş bir eşle evlenme (endogami) birliği

güçlendirir, ama grubun yalıtılmasına ve siyasal gücünün kısıtlanmasına

yol açar; toplum dışından seçilmiş bir eşle evlenme (egzogami), bireyin

kendi toplumuyla bağlarını azaltmakla birlikte, toplumu genişletir ve

yeni ilişkilerle gücünü artırır. Hemen her toplumda karma bir

endogamiegzogami bileşimi görülür, ama kan bağı olan kişilerle cinsel

ilişki kurmayı (ensest) bütün toplumlar yasaklamıştır. Bunun temelinde

akraba evliliğinin genetiksel sakıncaları değil, büyük olasılıkla

toplumsal yapının getirdiği zorunluluklar (bireyler arası hak, ödev,

yükümlülük, miras konulannı düzenleyebilme kaygısı) yatar. Dördüncü

eğilim, boşanma, belli koşullarda bazı akrabalar arası (baldız,

kayınbirader) evliliklere izin verme gibi kaçamak yollarla bireyler

üzerinde denetim kurmaktır. Aynca bak. evlilik; evlilik hukuku. Tarih ye antropoloji açısından bakıldığında, değişik kültürlerde çok

geniş bir cinsel davranış yelpazesi gözlenir. Birçok toplum, döl

vermeye yönelik olmadığı için özdoyu-rumu onaylamaz, ama yasaklamaz da.

Cinsel düşler, bazı kültürlerin inanışına göre, geceleri insanların

koynuna giren cinlerin işidir. Öpüşme de evrensel bir olay değildir;

birçok toplum, yemek yemeye yarayan ağzın duygusal yaklaşımlar için hiç

de uygun bir organ olmadığını düşünür. Bazı kültürlerde kadın memesi

erotik bir uyaran olarak görülürken, bazılarında, örneğin, Çinlilerde

hemen hiçbir önem taşımaz. Antropolojik araştırmalar, evrensel

denebilecek bir cinsel davranış biçiminin tanımlanamayacağını

göstermiştir; her cinsel davranış o toplum içinde değerlendirilmelidir.

Hatta aynı toplumun değişik sınıflan arasında bile aynm-lar olduğu,

Avrupa ve ABD'de en üst ve en alt sınıfların daha hoşgörülü, orta

sınıfların daha tutucu olduğu saptanmıştır. Günümüzde kitle iletişim

araçlarının etkisiyle bu aynm giderek azalmaya başlamıştır. Ekonomik yapıdaki değişiklikler, özellikle yoğun sanayileşme ve hızlı

nüfus artışı, giderek çekirdek aile yapısının benimsenmesi, kadının iş

dünyasına atılması, çocukların bakımını ev dışında sürdürme

zorunluluğu, başka kültürleri tanıma olanağının artması, cinsellik

anlayışında çarpıcı değişikliklere yol açmıştır. Kadının, kendisine

yakıştırılan cinsel rolden uzaklaşarak özgürleşmesine ortam hazırlayan

bu hızlı değişim, değer yargılarında da önemli dönüşümlere yol açmış,

cinsel özgürlük ve cinsel sapmalar karşında daha hoşgörülü denebilecek

tutumlar gelişmeye başlamıştır. Aynca bak. eşcinsellere özgürlük

hareketi; feminizm. Cinsellik alanındaki ilk yasal düzenlemelere İÖ 2000 yılında

Yakındoğu'da rastlanır. Tektannlı dinlerin etkisiyle değişim gösteren

bu yasaların özünde şu ilkeler yatar: Kişinin cinselliğinin korunması;

onayı olmaksızın cinsel ilişkiye zorlamanın ve karar veremeyecek

durumda olan (zihinsel özürlü ve ruhsal sorunlu) kişilerle cinsel

ilişkiye girmenin suç sayılması; topluluk içinde açık cinsel ilişki ve

gösterilerin yasaklanması; evlilik dışı cinsel ilişki, fahişelik ve

cinsel sapma konulannı ele alan özel hükümlerle cinsel ahlakın yasal

yoldan düzenlenmesi. Son yıllarda Avrupa ve ABD'de birçok tıbbi, yasal

ve dinsel kurum, yasal düzenlemelerdeki ahlaki hükümlerin kaldırılması

yolunda çaba göstermektedir.


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:39 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.