Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   Temerrüt (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/26052-temerrut.html)

bluemoon24 29-12-2008 11:44 AM

Temerrüt
 
Alacaklının TemerrüdüBununla ilgili koşullar Borçlar

Kanunu'nun (BK) 90. maddesinde düzenlenmiştir. Bu konuda aranan koşullar

şunlardır: Her şeyden önce borçlu tarafından borcun ifası, borç ilişkisinde

öngörülen zamanda ve yerde gerçek ve eylemli (fiili) olarak, yani usulü

dairesinde alacaklıya önerilmiş olmalıdır.İfanın gerçekleşmesi için

alacaklının yapması gereken işler varsa ve alacaklının bu işleri savsaklaması

nedeniyle borçlu edimini yerine getiremiyorsa, yine alacaklının temerrüdü söz

konusu olur. Örneğin, edime ilişkin bazı özelliklerin alıcı tarafında

belirlenmesi gerekiyorsa ya da bir yapı yapılmasına ilişkin istisna

sözleşmesinde inşaat ruhsatı alma yükümü alacaklıya aitse ve alacaklı bu işleri

yerine getirmezse, yine sonuç olarak alacaklı temerrüde düşmüş olur.Bu

koşulların dışında borcun ifasının imkân dahilinde bulunması da zorunludur.

Başka bir deyişle, ifanın imkânsızlığı alacaklının temerrüdünü engeller. Ayrıca

alacaklı kendisine sunulan edimi haklı bir neden olmaksızın reddetmiş

bulunmalıdır. Alacaklının temerrüdünün doğurduğu sonuçlar

şöylebelirlenebilir:Tevdi: Borçlu, alacaklının temerrüdü halinde,

alacaklıya vereceği şeyi uygun bir yere tevdi ederek, sorumluluktan

kurtulabilir. (BK m. 91) Alacaklının borçlanılan şeyi nereye tevdi edeceğini ifa

yerindeki yargıç tayin eder. Yani borçlu, yargıca başvurarak tevdi yerinin

tayinini ister. Eğer verilecek şey ticari eşya niteliğindeyse, yargıç kararı

olmaksızın da bunu bir ardiyeye tevdi edebilir. Tevdi gerçekleştiğinde borçlu,

şeyin hasara uğramasından ve tevdi giderlerinden sorumlu olmaz. Borçlu tevdi

ettiği şeyi geri alacak olursa, o zaman alacak bütün bağımlı haklarla birlikte,

kesintiye uğramaksızın varolmaya devam eder. Satmak hakkı: Borcun

konusunu oluşturan mal, özellikleri, niteliği gereği çok masraflı ise, borçlu

önce alacaklıyı bu konuda uyararak ve uyarıdan (ihtardan) sonra satış için

yargıçtan izin alarak söz konusu malı alenen sattırabilir. Malın değeri

belirliyse ve satış giderini kaldırmayacak ölçüde azsa, o takdirde açık artırma,

hatta ihtar bile yapılmaksızın satış mümkündür. Borçlu satım bedelini tevdi

ederek borcundan kurtulabilir. Sözleşmeden dönme: Edimin konusu bir

yapma borcu ise, bu takdirde tevdi olanağı bulunmadığından, borçlu sözleşmeden

dönebilir (akdi feshedebilir). (BK m. 94) Sözleşmeden dönme halinde, BK'nın

106-108. maddeleri arasında düzenlenen borçlunun temerrüdü ile ilgili hükümler

burada da örnekseme yoluyla uygulanır. Bu temel sonuçların dışında,

alacaklının temerrüdü halinde aşağıdaki hükümler de meydana gelir: Alacaklı

temerrüde düştüğü andan itibaren, mal borçlunun kusuru olmadan hasara uğrar ya

da telef olursa, bundan doğan zarara alacaklı katlanır. Temerrüt tarihinden

itibaren, edim için borçlunun yapacağı giderler, özellikle şeyin korunma

giderleri alacaklıya ait olur. Eğer alacaklıya ifa öneren borçlu, daha önce

borçlu temerrüdüne düşmüş bulunmaktaysa, bu öneriyle birlikte temerrütten

kurtulur ve temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi işlemez.İfa,

alacaklının reddi gerçekleşmeden de imkânsız hale gelebilir. (BK m. 95) Buna

göre:İfa alacaklının şahsına bağlı bir sebeble ona önerilmezse,

Borçlu, alacaklının şahsını bilemiyorsa, borçlu alacaklının temerrüdünde

tanınan tevdi ve sözleşmeden dönme olanaklarından yararlanabilir. Bu

hallere örnek olarak, alacaklının gaip olması, temyiz kudretini yitirmiş

bulunması ve kendisine bir kanuni temsilci atanmamış bulunması, alacaklının

ölmesi üzerine gerçek mirasçının çekişmelere meydan vermesi, birden fazla

kişinin gerçek alacaklı olduklarını iddia etmeleri gibi olaylar

verilebilir.Borçlunun TemerrüdüBorçlu, borcun konusunu oluşturan

edimi borç ilişkisinde öngörülen zamanda yerine getirmediği takdirde temerrüde

(gecikmeye) düşer. Bu duruma borçlunun temerrüdü (gecikmesi, direnmesi) denir;

geciken borçluya da mütemerrit borçlu adı verilir.Temerrüt faizinin

ödenmesinin kusura bağlı olmadığını yinelemekle yetinelim. Temerrüdün alacaklı

yönünden doğurduğu hükümleri, daha doğrusu alacaklıya sağladığı yetkileri de

açıklamak gerekir.Borçlar Kanunu, tam iki taraflı sözleşmelerde

alacaklıya daha geniş haklar vermiş ve borçlunun durumunu daha da

ağırlaştırmıştır. Genel olarak alacaklı aynen ifa ve gecikmeden doğan zararın

tazmini ve para borçlarında ayrıca temerrüt faizi isteyebilirken, tam iki

taraflı sözleşmelerde ek bazı haklara sahip kılınmaktadır. (BK m.

106-108)Alım, satım, hizmet, kira, istisna gibi tam iki taraflı bir

sözleşmede, temerrüt olayının gerçekleşmesinden sonra, alacaklının, ek

olanaklardan yararlanabilmesi için borçluya borcunu ifa için bir süre (mehil)

vermesi gerekir. Mehil uygun olmalıdır. Uygunluk her somut olayın özelliklerine

göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir.Mehil, temerrüt için aranan ihtarla

birlikte yapılabilir. BK'nın 107. maddesi hükmüne göre, borcun kesin olarak

belirli bir zamanda ödeneceği kararlaştırıldığı takdirde ya da ifanın artık

anlam ve faydasını yitirdiği durumlarda mehil tayinine gerek kalmaz. Mehile

karşın ifanın borçlu tarafından yerine getirilmediği durumlarda alacaklının

sahip bulunduğu yetkiler şunlardır:Alacaklı, aynen ifa ve gecikme

tazminatını, tüm temerrüt hallerinde olduğu gibi isteyebilir. Alacaklı,

ifadan vazgeçtiğini mehil bittiğinde derhal borçluya bildirerek, ifa etmemeden

doğan zararın giderilmesini isteyebilir. Buna alacaklının ifa çıkarı

(menfaati) denir ve bu olasılıkta borç ilişkisi varlığını sürdürür. Bu

bildirim, mehil tayini ile ilgili ihbar ile birlikte de yapılabilir.

Alacaklı, mehil sonunda sözleşmeden dönebilir ve sözleşmeye duyduğu

güven nedeniyle uğradığı zararı (menfi zararı) talep edebilir. (BK m. 108/II)

Dönme yerine yasa ve uygulama fesih terimine ağırlık vermektedir. Dönme

(fesih) beyanı ile birlikte borç ilikisi ortadan kalktığından, taraflar

verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iade ile yükümlüdür. (BK

m.108/I) BK'nın 106-108. maddelerinde yer alan hükümler, bu konuda özel

hükümler öngörülmemişse uygulama alanı bulacaktır. Örneğin satım sözleşmesinde,

malı teslim etmiş olan satıcının, semeni (satış bedelini) tediyede temerrüde

düşen alıcıya karşı bu hakkını ayrıca saklı tutmamışsa, sözleşmeden dönemeyeceği

örgörülmüştür. (BK mü 211/III)Kısmi temerrüt durumunda ise, BK'nın

106-108, maddeleri hükümleri sadece gecikmeli bölüm için uygulama alanı

bulabilecekir. Bu husus, Türk Ticaret Kanunu'nun 25/I. maddesinden

anlaşılmaktadır.



Afyon Jeotermal Merkezi Isıtma Sistemi, Ekonomisi Ve Hava Kirliliğini Önlemedeki KatkKserofitlik Ve Su Ekonomisi ÖkofizyolojisiZoraki KabulZihniyetZevk-Gerçeklik İlkesiYansımalı DüşünceYafes ve Sam KompleksiVücut ŞemasıVerbalizmVaroluşun EstetiğiÜst İletişimUyuz Keçi EtkisiUyumUlyses MetaforuTutum ÖlçekleriTutum DeğişimiTutumTutuklular İkilemiTransaksiyonel SüreçTransaksiyonel Analiz


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:01 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.