Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   Keynes'çi Ekonomi (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/25894-keynesci-ekonomi.html)

bluemoon24 29-12-2008 11:37 AM

Keynes'çi Ekonomi
 
Keynes, Adam Smith, David

Ricardo, John Stuart Mill, Alfred Marshall ve A.C. Pigou'dan kaynaklanan klasik

ve neoklasik görüşlere karşı çıkmıştır. Klasik ve neoklasik ekonomistlere göre,

piyasa sistemine dayanan özel girişim ekonomisi, yalnız tam istihdamda dengede

bulunur. Ekonomi, tam istihdamdan geçici olarak ayrılırsa, bazı kuvvetler

harekete geçip onu tekrar tam istihdama götürür.Keynes'in genel istihdam

teorisi, kapitalist bir ekonominin tam istihdamın altında dengede olabileceğini

ve klasik neoklasik ekonominin bu genel teoride özel bir durum olduğunu

varsaymaktadır. Keynes, klasik neoklasiklerin bu özel durumunun gerçek dünyada

uygulanmasının felaketlere yol açacağını iddia etmiştir.Keynes,

kapitalizmin otomatik olarak kendi kendini ayarlayabilen nitelikte olduğunu

kabul etmemiş, laissez faire altında kronik, büyük çapta işsizliğin meydana

gelebileceğini öne sürmüştür. İşsizliği hafifletmek için de pozitif maliye ve

para politikalarının uygulanmasını tavsiye etmiştir.Keynes'çi ekonomi,

genelde bir efektif talep teorisidir; hacmini ise iki faktör belirlemektedir:

Tüketim eğilimi ve yatırımın uyarılması. Tüketim eğilimi, değişik milli gelir

düzeylerinde tüketim miktarlarına ait fonksiyonel bir ilişki demektir. Milli

gelir arttığı zaman tüketim de artacaktır; ancak tüketim artışı, milli gelirdeki

artıştan az olacaktır.Ek tüketimin ek gelire oranı, Keynes'in teorisinde

önemli bir kavram olan marjinal tüketim eğilimini vermektedir. İşadamlarının

yatırım uyarısı, bunların varolan sermayelerinin gelecekteki kârları hakkındaki

beklentileriyle ilgili olduğu kadar, yatırım için borçlanırken yüzde kaç faiz

verecekleri ile de ilgilidir.Cari yatırım miktarıyla, beklenen kâr

oranları arasındaki fonksiyonel ilişki, "sermayenin marjinal etkinliği şedülü"

ya da "yatırım talep şedülü" adını alır. Herhangi bir dönemde yatırım, bir

iskonto oranı olarak ifade edilen sermayenin marjinal etkinliği ile faiz

oranının eşit olduğu noktaya kadar yapılır.Milli geliri ve istihdamı

belirleyen karmaşık ilişkiler arasında yatırım, stratejik bir faktördür. Düşük

yatırım düzeyleri beraberinde düşük istihdam da getirmektedir. Yatırımdaki

dalgalanmalar, istihdamda ve gelirde çok daha şiddetli dalgalanmalara yol

açmaktadır. Gelir arttıkça, tüketimin artışına benzer bir şekilde otomatik

yatırım artışlarına rastlanmaktadır.Yatırım, Keynes'in efektif talep

teorisinde stratejik bir faktör olmaktadır. Çünkü yatırım, tüketim mallarına

harcanacak satın alma gücü dağıttığı halde piyasaya arzedilen tüketici mallarına

herhangi bir katkıda bulunmamaktadır. Bir firmanın üretimini kârlı gördüğü

tüketim malı miktarı, üretilmekte olan yatırım malları miktarına bağlıdır. Çünkü

tüketim malları talebi iki yerden kaynaklanmaktadır: Tüketim malları üretiminde

istihdam edilenlerin gelirleri ve yatırım malları üretiminde istihdam

edilenlerin gelirleri.Keynes'in teorisi, arzdan çok talep üzerinde

durmaktadır. Cari yatırımlar, efektif talep teorisinde önem taşımamaktadır,

çünkü gelecekteki üretim kapasitesine bir katkıda bulunmamaktadır. Yatırımın bu

teori içindeki önemi, ekonomiye satın alma gücü sağlamasıdır. Piyasaya tüketim

malı sağlamadan gelir sağlayan her faaliyet, efektif talebin bir parçası olarak

yatırımın fonksiyonunu yerine getirmektedir. Örneğin, devlet tahvillerinden

sağlanan para ile yapılan devlet harcamaları, özel yatırım harcamaları gibi

tüketim malı talebini etkilemektedir.Keynes'çi ekonomiyle en yakından

ilgili olan program, telafi edici maliye politikasıdır. Özel sektör tarafından

meydana getirilen efektif talep miktarı, tam istihdamın oluşması için yetersiz

ise, bu yetersizlik kamu sektörü harcamalarının artırılmasıyla telafi

edilebilir, dengelenebilir. Kamu harcamalarının arzu edilen etkiyi yapabilmesi

için, özel sektör harcamalarını azaltmayacak şekilde finanse edilmesi

gerekmektedir.Kamu harcamalarının vergilerle finanse edilmesi arzu

edilen bir finansman yolu değildir; çünkü kullanılabilir (vergiden sonraki)

geliri ve dolayısıyla özel tüketimi azaltacaktır. Sonuç olarak kamu

harcamalarındaki artış, borç ile karşılanmaktadır. Kimden borç alınacağı da

önemlidir. Devletin bankalara borçlanması, kişilerden borç alınmasına tercih

edilmelidir; çünkü bankalardan alınan borcun özel sektör harcamalarını azaltması

ihtimali daha düşüktür. Bu şartlar altında devlet bütçesinde meydana gelen açık,

kamu harcamalarının özel harcamaların yerini almaması için gerekli

görülmektedir.Keynes'çi ekonomi politikasında bütçe açıkları, özel

sektör harcamaları arzu edilen istihdam düzeyini oluşturmaya yeterli olmadığı

sürece, arzu edilen bir araçtır. Özel sektörün talebi canlı ve yeterli ise bütçe

açıklarına gerek yoktur. Bu takdirde devlet harcamalarının vergilerle finanse

edilmesi gerekmektedir.Keynes'in teorisi ve politikası ABD'de Başkan

Roosevelt'in ikinci başkanlığı (1937-1941) sırasında, savaş ekonomisinde, 1946

İstihdam Kanunu'nda, 1960'lı yıllarda, Kennedy ve Johnson'un başkanlıkları

sırasında yaygın bir şekilde uygulanmıştır. 1970'li yıllarda Keynes'çi ekonomi,

stagflasyondan dolayı artan eleştirilere hedef olmuştur. Resesyonla enflasyonun

bir arada yer alması, ekonominin Keynes'çi tedavi yöntemleriyle sağlığa

kavuşturulması konusunda bir ikilem yaratmıştır: İşsizliği azaltmak için talep

kamçılandığı takdirde enflasyon hızı yükselecek, enflasyonla mücadele için talep

daraltılmak istenirse işsizlik artacaktı.Keynes'çi teori ve politika,

genel talep fazlasından kaynaklanan enflasyonun ortadan kaldırılması amacıyla

hazırlanmıştır. Bu nedenle, petrol, gıda maddeleri gibi malların fiyatlarından

kaynaklanan enflasyona çözüm yolu bulma yönünden uygun değildir. Öte yandan,

maliyetlerin ittiği enflasyonla genel talep enflasyonunu birbirinden ayırmak

sanıldığı kadar kolay değildir.Keynes'çi ekonomi, 1970'li yılların yarı

durgun, enflasyoncu dönemine gerekli çözümleri getirememiştir. Keynes'çi

ekonomiye yöneltilen başlıca eleştiri, bu ekonominin, politikaya uygulandığında

enflasyona yol açtığı yolundadır. Bu eleştiri, üç noktada ele alınmalıdır:

Efektif talep artışları başlangıçta istihdamı artırabilir. Ancak, belirli bir

istihdam düzeyinden sonra fiyatlar da önemli ölçüde artacaktır. Kritik nokta,

tam istihdam düzeyindeki işsizlik oranıdır ve bu oran %4 dolayındadır. Daha

düşük tutulduğunda da ücret ve fiyat artışlarına yol

açmaktadır.Keynes'çi politikalar sayesinde İkinci Dünya Savaşı'ndan

sonraki depresyonlar ortadan kaldırılmıştır ama, bu depresyonlar enflasyona da

yol açmıştır. Çünkü Keynes öncesi dönemlerde depresyonlar, piyasaya yönelik

ekonomilerde, fiyatların denetlenmesini sağlıyordu. Uzun dönemli enflasyon,

depresyonları ortadan kaldırmanın bedeli gibi gözükmektedir. Başarılı bir maliye

politikasının gerektirdiği esneklik, siyasal bakımdan sağlanamayabilir ya da

öylesine gecikmeli bir politik süreç söz konusu olur ki, sağlam mali politikalar

etkinliklerini yitirebilirler.Vergi oranlarını artırmak, bu oranları

düşürmekten, kamu harcamalarını azaltmak da bunları arttırmaktan daha zordur. Bu

siyasal şartlar, Keynes'çi türdeki maliye politikalarına enflasyoncu bir etki

katar. Gerçekte bu faktör, yalnızca Keynes'çi ekonominin değil, siyasal

demokrasinin de zayıf bir noktası sayılmalıdır.Keynes'çi maliye

politikalarına en önemli eleştirileri monetarist akım yöneltmiştir.

Monetaristlerin politikası para miktarında sürekli, fakat sınırlı bir artış

öngörmektedir: Özel ekonomi, bundan başka bir devlet müdahalesiyle

karşılaşmamalıdır. Monetaristlere göre maliye politikası, üretimi ve istihdamı

etkileyemez. Etkilese bile ancak olumsuz etkileyebilir. Buna göre devlet

harcamaları kısılmalı ve bütçe denge halinde olmalıdır.Keynes'çi

ekonomistler, para politikasını maliye politikasının gerekli bir tamamlayıcısı

olarak görmüşlerdi. Ekspansiyonist maliye politikaları sonucu ya da başka

nedenlerle istihdam arttığı zaman, paranın işlem görmesi için para talebinde

meydana gelen artışı finanse etme gereği, para arzının atırılmasına yol

açmaktadır.Keynes'çi çerçeve, para politikasının hangi şartlar altında

etkin olduğunu tespit etmek bakımından uygundur. Yatırımda bir artışı teşvik

edebilmek için, para miktarındaki bir artışın faiz oranını önemli ölçüde

düşürmesi gerekmektedir. Para miktarındaki bir artışın faiz oranı üzerinde az ya

da çok etki yapması, likidite tercihi eğrisinin şekline bağlıdır. Keynes'e göre,

belirli bir noktadan sonra, para miktarındaki artışlar faiz oranı üzerinde fazla

etkili olamayacaktır; çünkü, düşük faiz oranlarında, para talebi çok esnek hale

gelmektedir. Para miktarını arttırarak faiz oranının düşürüldüğünü kabul etsek

bile, bunun etkisi yatırım talebi eğrisinin şekline bağlıdır. Bu eğrinin

esnekliği yoksa, yani eğri faiz oranlarındaki değişmelere tepki göstermiyorsa,

para politikasının yatırım ve istihdam üzerinde pek fazla bir etkisi

olmayacaktır. Diğer taraftan, yatırım talep eğrisi esnekse, faiz oranlarında

küçük değişmeler yatırımı büyük çapta arttırabilecektir.Para

politikasının etkisiyle artan yatırımın gelir üzerindeki etkileri, yatırım

çarpanının büyüklüğüne bağlı olacaktır.Keynes'çi ekonomi, ekonominin her zaman

tam istihdam durumunda olacağı görüşünden yola çıkan geleneksel ekonominin,

1929'da başlayan Büyük Depresyon'u açıklayamamasından kaynaklanan bir tepki

olarak doğmuştur. Geride kalan yıllar, Keynes'çi ekonominin, değişen ekonomik ve

tarihi şartlar karşısında geçerliliğini koruması için, yeniden gözden

geçirilmesini zorunlu kılmıştır.



Afyon Jeotermal Merkezi Isıtma Sistemi, Ekonomisi Ve Hava Kirliliğini Önlemedeki KatkKserofitlik Ve Su Ekonomisi ÖkofizyolojisiFloresanların EkonomikliğiVarlık Vergisi1987-1993 Türkiye Ekonomisi1983-1987 Türkiye Ekonomisi1980-1982 Türkiye Ekonomisi1923-1980 Türkiye Ekonomisi19 Şubat KriziSermaye Piyasası Kurulu (SPK)İMKB PazarlarıİMKB'de Kote İşlemiMilli Korunma KanunuAltın Kurallar5 Nisan KararlarıElliot Dalga KuramıDow KuramıDirectional MovementDikdörtgen FormasyonuDestek ve Direnç


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:25 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.