Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   Telefon (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/25852-telefon.html)

bluemoon24 29-12-2008 11:35 AM

Telefon
 
Birincisini duplex (çift taraflı haberleşme)

tekniğiyle yani her iki yönden birden mesaj göndermek yoluyla sağladılar. Bu

güzel icat iki kişinin eseri oldu: Wheatstone (1852) ve Amerikalı Stearns

(1868). Ünlü Thomas Edison da bunu 1871'de guadruplex sistem haline soktu.

İkinci sorun için ilk çözüm bulan İngiliz Davit Hughes (1831-1900)

oldu.1855'te alfabenin harflerine karşılık olan bir klavye teklif etti. Ama yine

de en köklü çözüm yolunu basit bir telgraf teknisyeni olan Fransız Emile Baudot

(1845-1903) gösterdi. 1874'te karma bir yol Hughes ile şirketinin kullandığı

Morse makinelerinin birleştirilmesini teklif etti. Ve bunu gerçekleştirmeyi

başardı. Böylece yazılı bir telgraf meydana getirmekle kalmadı, birkaç mesajı

(5-6 taneyi) birden gönderme imkânını da sağlamış oldu. Açıkgöz bir adam

olan Baudot, icadının beratını almaya ve makinesini P.T.T.'ye kabul ettirmeyi

başardı. Bunun kendisine paraca bir tatmin sağladığı söylenemezse de adının

Morse'unki gibi gelecek kuşaklara bir cins isim olarak kaldığını görmek

kıvancına erişti. Telefon Baudot'nun ilk denenmesi sırasında icat

edildi.Bu icadın da uzun bir geçmişi olmuştur. İlkini, sicimi: telefonu

(Hooke) bir yana bırakalım; 1782'de sesleri 800 m. uzağa götürmeyi deneyen Papaz

Dom Gauthey'i de anıp geçtikten sonra, bu alanda ciddi ilk çalışmayı yapmış olan

Amerikalı Charles Page'a (1812-1873) gelelim. Page yumuşak demir parçacıklarını

hızla mıknatıslamak ve mıknatıslığını gidermek yoluyla sesleri almayı

başarmıştı. Meslektaşı Cenevreli fizikçi Auguste de la Rive (1801-1873) bunu

geliştirdi ve işi, telefonun gerçek ön-icatçısı olarak sayacağımız Alman fizikçi

Philipp Reiss (1801-1873) ele aldı . Reiss makinesi sesin titrediği bir

zardı ve bu titremeler elektrik devresini kapatmaktaydı. Reiss,

uluslararası üne sahip bir bilgin değildi. Öyle ki, çalışmaları kendini aynı

çalışmalara vermiş olan Amerikalı profesörün kulağına rastlantıyla çalındı. Bu

bir diksiyon profesörünün oğlu olup 3 Mart 1847'de Edinburg'da doğan Graham Bell

idi. Kendisi de babası gibi fonetikle konuşma mekanizması ve sağır dilsizlerle

ilgilenmişti. Bu alandaki incelemeleri sırasında Holmholtz'un İşitme Duyusu

Açısından Müziğin Fizyolojik Teorisi (1863) adlı eserinden, elektromıknatısın

etkilediği bir diyapazon aracılığıyla nasıl sesler elde edilebileceği hakkında

fikir edinmiş ve elektrik konusunda incelemeler yapmaya başlamıştı.

1872'de A.B.D.'ye göç eden ve Boston Üniversitesine ses fizyolojisi

profesörü olarak atanan Bell, sağırlarla ilgili projelerini bir yana atmış

değildi; hatta bir sağır kadınla evlenmişti. O kadar ki, 1875'te bir telgraf

maniplesi aracılığıyla bir diyapazonu onlar için titreştirmişti. Günün birinde

diyapazonun yerine mıknatıslı maden parçaları kullandı ve bunlardan birinin kuru

bir ses çıkararak elektromıknatısa gidip yapıştığını gözlemledi. Ani bir

esinlemeyle irkildi. Maden parçacıklarının yerine bir zar yerleştirdi ve zarı

titreşimlerine göre direnci değişen bir elektrik devresine bağladı. Sonra telin

öbür ucunda çalışmakta olan asistanına seslendi: Bay Watson, gelin! size

ihtiyacım var. Watson şaşkın ve ürkek bir tavırla koşup geldi: Patronunun

sesini telefondan duymuştu. Bu olay 10 Mart 1876'da olmuştu. O zamanlar

ilim adamları bu icadı Amerika'nın en olağanüstü buluşu olarak

nitelemekteydiler, ama o haliyle çok olduğu da bir gerçekti. Bir elektrik

jeneratörüyle çalışmıyordu. Elektrik akımını yaratan, vericideki manyetik alanın

değişimleriydi ve bu telden geçerek alıcıdaki elektromıknatısı harekete

getiriyordu. Bu durumda 10-12 metreyi aşamazdı. Aygıtı ilk geliştiren Edison

oldu (1876). Vericiye bir pil bağlayarak gücünü artırdı. 1878' de Hugnes

mikrofon'u icat etti ve böylece zarların titreşimleri sonucu elde edilen sesleri

büyük oranda yükseltmek mümkün oldu.Böylesine olağanüstü bir buluş,

sözgelişi, New York'ta iken Boston'daki arkadaşının sesini duymak görülmemiş bir

heyecan yarattı; olaylara, kıskançlıklara, kinlere ve davalara konu oldu. ilk

davayı açan Amerikalı değerli teknisyen Elisha Gray (1835-1901) idi. içine

kapanık bir araştırmacı olan Gray telefonu Graham Bell'le aynı zamanda bulmuş,

ama ne yazık ki beratını ondan iki saat sonra istemişti. Bu 120 dakikalık

gecikme mahkemelerin, haklarını reddetmesi için yetti. Graham Bell'in, icadını

telgraf şirketi Western Union'a teklif edip (1877) reddedilmesinden sonra

kurulan Bell Telephone Şirketi aleyhine; sözde başka mucitler, geliştiriciler ve

rakipler tarafından bir yığın davalar açılmaya başlanmış, bir yandan da berat

meseleleri çevresinde tatsız didişmeler ve açgözlü çekişmeler almış yürümüştü.

Bütün davalar art arda gerçek mucidin lehine sona ermekteydi. Telefon da

bir yandan durmadan yayılmakta, teller şehirlerden şehirlere uzanmaktaydı. 1880

yılında Amerika'nın 35 eyaleti telefon santralına kavuşmuş ve 70.000 abone

kaydetmişti. Bell 4 Ağustos 1922'de Halifax'da öldüğünde A.B.D. ve Kanada'daki

17 milyon abonelik şebekede ulaşım bir dakika durduruldu. 1876'da

telefonun icadı bunca hayranlık dolu bir şaşkınlık yarattıktan sonra fonografın

etkisi ne oldu, bir gözünüzün önüne getirin. Oysa bu konu da ani olarak patlak

vermemiş, çalışmalar az çok kulaktan kulağa duyulmuştu. Bilim adamları uzunca

bir süreden beri uğraşmaktaydılar; hatta 1857'de yarı yola varmışlardı bile. O

yıl mütevazı bir basın musahhihi olan Fransız Edouard-Leon Scott (1817-1879),

gerçek bir kaydedici fonograf imal etti. Bu, altında bir silindirin döndüğü

madeni bir sivri uç ve buna bağlı bir zardan oluşmuştu. Bu zarın önünde

konuşulunca ya da şarkı söylenince sesler sivri madeni uç aracılığıyla

silindirin üzerinde titreşimli izlet bırakıyordu. Bu kaydetmenin

tersinin olabileceği yani sivri ucu bu izlerden bir daha geçirmek yoluyla söz ya

da müziği yeniden meydana getirmek bambaşka bir alandı elbet. Ve kolay kolay

kimsenin aklına gelecek şey de değildi. Bunu ilk düşünen Charles Cros

(1842-1888) adında bir Fransız oldu. Cros şair, mizahçı, hem de bilim adamıydı.

Bir yandan şiirler yazıyor, bir yandan da teorik olarak renkli fotoğraf,

gezegenlerarası ulaşım ve fonograf tasarlıyordu. Tasarıları gerçekleşti ve

1877'de Bilimler Akademisine, paleophone adını verdiği gerçekte bir fonograf

olan bir aletin planını sundu. Edison'un bu çalışmadan haberi oldu mu?

Yoksa yalnızca bir rastlantı sonucu olarak mı bilmiyoruz; tıpatıp aynı ilkelere

dayanan makinesi için berat istedi. Edison'u bu makinenin önünde çocukça bir

şarkı olan Mary had a little lamb -Mary'nin minik bir kuzusu var şarkısını

söylerken görenler, makinenin az sonra hımhım bir sesle bunu tekrarladığını

duydular. 1878'in fonografı bir oyuncaktı, ama inanılmaz bir gelişme

gösterdi ve günümüzün elektrofon ve mikrosiyon plaklarına bir yığın yeni buluş

ve icatlara yol açtı...



Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel  The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre


WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:52 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.