Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   Sodyum Karbonat (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/25848-sodyum-karbonat.html)

bluemoon24 29-12-2008 11:35 AM

Sodyum Karbonat
 


Meksika'dan, Kanarya Adalarından ve Hindistan'dan ithal edilen kırmız

böceği; Meksika ve Antiller'den bakam ağacı; Hindistan ve Uzak Doğu'dan çivit,

Brezilya'dan brezil. Orta Doğu'dan mazı, vb. Bazen kumaş, boyayı kendiliğinden

emerdi, bazen de boyadan önce kumaşı yağlardan arıtmak gerekiyordu. Kısacası,

dokuma eskiden beri bilime dayanan bir teknik olmuştu. Kumaşları

yağlarından arıtmakta şapın ne gibi yararları olabileceğini ilk sezen, İngiliz

Wtlliam Petty (1623-1687) olmuş ve: Şap, kumaşla boya arasında bir bağdır,

demişti. Ama boyamada en yararlı çalışmaları yapanlar Fransızlar oldular.

Fizikçi Cisternay Du Fay (1698-1739) boya ve şap oranını tam olarak tespit etti.

Kimyagerler Jean Hellot (1685-1766), Pierre-Joseph Macquer (1718-1784) ve

İngiliz meslektaşları Bancroft (1744-1818) yüzlerce yıllık tekrarların dışında

bir teknik bulmaya çalıştılar. Boya Sanatının öğeleri adlı eserin yazarı olan

büyük kimyacı Claude Berthollet (1748-1822), Lavoisier'nin görüşlerine dayanarak

kimyaya, bilime dayanan bir yöntem kazandırmaya çalıştı. İki başka

teknik daha boyaya sıkıca bağlıydı: Birincisi, deri sanayisinde de kullanılan

şap üretimi. Şapın 1461'de Kilise topraklarında keşfedilmiş olması nedeniyle,

üretimi XV. yüzyılın sonuna kadar Papalığın tekelinde kalmış, üç yüz yıl içinde

de bütün Avrupa'ya yayılmıştı. İskoçyalı Kimyacı Peter Spence 1845'te modern

yöntemi keşfedinceye kadar şap üretiminde bir değişiklik görülmedi. İkinci

tekniğe gelince; bu, kumaşların beyazlaştırılmasıydı. Soldurma işlemi, kumaşları

uzun zaman güneşe sermek yoluyla sağlanıyordu. Berthollet, Gobelins'deyken bunu

klorun etkisinde bırakmakla elde etti. Sonra da klorlu tuz bileşimi icat ederek

bunu, Paris yakınındaki Javel köyünde sanayi çapında üretmeye başladı. Ev

kadınlarının o gün bugündür kullandıkları Javel çamaşır suyu böylece bulunmuş

oldu. Kumaşları dokumak ve boyamakla iş bitmiyordu, bunları bir de

yıkamak gerekiyordu. XVIII. yüzyılın sonuna kadar, yıkama bir sorun olmamıştı.

Venezüela ve Mısır'dan gelmekte olan sodyum karbonattan ya da İspanya

kıyılarında çıkarılan bir deniz bitkisini yakarak sabun imal ediyorlardı. Bundan

başka potasyum ve sodyum külleri de cam ve kâğıt üretiminde, yünlerin yağlardan

arıtılmasında kullanılmaktaydı. Ne var ki. Devrim öncesinden başlayarak

İspanya ile ticaret yavaşlamış ve birkaç yıl sonra da büsbütün durmuştu. O kadar

ki, sodyum karbonatın yerini tutabilecek bir madde bulmak zorunluydu. 1788'de

Bilimler Akademisi, bulana prim vaat etti. 1790'da Nicolas Leblanc (1742-1806)

adlı bir aday çıktı. Orleans dükünün özel doktoru olan Leblanc, nötr tuzlar

hakkında kayda değer araştırmalar yapmıştı. Şimdi de deniz tuzunu, yüksek ısıda

kömürün ve sülfirik asitin etkisinde tutarak yeni bir madde imal etmeyi teklif

etmekteydi. Fakat elde edilen madde kaliteli olmakla birlikte çok miktarda, pis

kokulu bir kalıntı bırakıyordu ve bundan kurtulmanın nasıl mümkün olabileceğini

kimse kestiremiyordu.Bu, en sonunda pratik bir güçlüktü, ama Bilimler

Akademisi bunu bahane ederek bilgine primi vermedi. Leblanc'a güveni sarsılmayan

tek kişi, efendisi Orleans düküydü. Hatta Saint-Denis'de bir fabrika kurup bu

maddeyi üretebilmesi için kendisine 200.000 frank sermaye verdi. Ama şanssızlık

Leblanc'ın yakasını bir türlü bırakmıyordu. Devrim sırasında Orleans dükü

tutuklandı ve giyotinle idam edildi. Bütün mallarına el konulduğundan, fabrika

elden gitti. Böylece mucit günden güne yoksulluğa düştü. Sonunda 1804'te

haklarını tanıdılar, ama bu defa da kapitalistler elinden tutmak istemediler.

Herkes tarafından terk edilmiş ve umutsuz kalmıştı. Leblanc bu duruma

dayanamayıp r etti. Leblanc yönteminin sakıncalarının kolaylıkla

giderildiğini ve nice sanayicinin onun sayesinde servet sahibi olduğunu

düşünecek olursak, bu karayazı insanı daha çok üzüyor. Mucitin ailesi yoksulluk

içinde yaşarken vatandaşlarından Jean Darcet adlı biri. (1777-1886), 'mamulü'

verimli olmaktan çıkaran kalıntılarından kurtarmanın yolunu buldu. O sırada işi

İrlandalı James Muspratt ele aldı (1793-1886). Sırasıyla eczacı çıraklığı,

Wellington ordusunda asker ve İngiliz donanmasında subay adaylığı yapmış olan bu

serüvenci, 1822'de Liverpool'a yerleşmiş ve Leblanc yöntemiyle sodyum karbonatı

imal etmeye karar vermişti Darcet'nin yöntemini geliştirip buna yenilerini de

ekledikten ve birçok mali güçlükler atlattıktan sonra bu maddeyi

sanayileştirmeyi başardı. Malını bütün dünyaya kabul ettirmek için uzun yıllar

çabaladı ve XIX. yüzyılın ortalarına doğru kesin başarıya ulaştı. 1863'te bütün

dünyaya yılda 300.000 ton mal satmaktaydı. Sodyum karbonat gelişmiş, büyük kimya

sanayii kurulmuştu. Yine aynı yıl içinde yani 1863'te yarım yüzyıldan

beridir laboratuvarları uğraştıran bir buluş daha sanayiide bomba etkisi yaptı:

Yirmi beş yaşında bir Belçikalı kimyager daha kolay ve daha ucuz bir üretim

yöntemi öneriyordu. Bu genç mucit Ernest Solvay (1838-1922) idi. 1836'da

İskoçya'da, daha sonra Viyana, Leeds ve Paris'te denenip de mali felâketlere yol

açan bir yöntemi başarıya ulaştırmıştı. Bu, tuzu amonyak ve karbonik gazla

işlemekten ibaretti. Reaksiyon sodyum bikarbonat vermekte, bundan da, ısıtılarak

istenilen karbonat elde edilmekteydi. Hemen şuna işaret etmeliyiz ki, bu

yöntemin basitliği bir görünüşten ibaret olup aslında Solvay'ı uzun zaman

uğraştırmıştı. Solvay'ın yönteminin gerçek bir ihtiyaca karşılık verdiğine de

inanmamız gerekir. Çünkü birkaç yıl içinde Belçika, A.B.D. Almanya, Rusya ve

daha birçok ülkelerde üst üste fabrikalar kurulmaya başlandı. Böylece Üretim

1875'te 40.000 tona, 1895'te 1.000.000 tona yükseldi. 1902'de de dünyada

üretilen 1.800 000 ton sodyum karbonatın 1.650.000 tonu Solvay yöntemiyle elde

edilmekteydi. Solvay, zavallı Leblanc'ın tersine şanslı çıkmış, büyük

bir servet, ün ve sevgi kazanmıştı. Ama bunları iyiye kullanmasını bildiğini de

hemen eklemek gerekir. Her şeyden önce, çok zengin bir sanayici olduktan sonra

bile bilim aşkını kaybetmedi. Aynı zamanda büyük bir insanseverdi. Brüksel ve

Paris'te enstitü ve kurumlar kurdu. 1911'de de bütün dünya fizikçilerim

Belçika'nın başkentinde toplayacak bir kongreler sistemi meydana getirdi

katkısının özellikle büyük etki ve sonuçları olmuştur. Planck, Rutherford, Bohr

gibi bilginler buluş ve icatlarını burada açıklamışlar ve bu toplantılar Curie,

Einstein, Jeans, Langevin, Perrin, Poincare ve daha başka ünlü bilim adamlarının

bir araya gelmelerine fırsat hazırlamıştı.



Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel  The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:26 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.