Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   Işık Dalgaları (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/25754-isik-dalgalari.html)

bluemoon24 29-12-2008 11:31 AM

Işık Dalgaları
 
Galile'nin İki Yeni Bilim'inde, öğretmen ile öğrencileri arasında,

ışık hızı üzerine şöyle bir konuşma geçer: SAGREDO: Peki ama, bu ışık

çabukluğunun ne çeşit ve ne kadar büyük bir çabukluk olduğunu düşünmeliyiz? Ani

ya da pek birdenbire midir, yoksa öbür hareketler gibi o da zaman mı

gerektirmektedir? Bunu deneyle saptayabilir miyiz?SIMPLICO: Günlük

yaşantı, ışığın yayılmasının birdenbire olduğunu göstermektedir; çünkü çok

uzağımızda ateşlenen bir topun önce alevini görürüz ve bu, hiç zaman almaz; oysa

topun sesi ancak oldukça önemli bir zaman aralığından sonra kulağımıza

ulaşır.SAGREDO: Evet ama Simplico, kimsenin yadırgamadığı bu yaşantıdan

benim çıkarabildiğim tek şey, bize ulaşan sesin ışıktan daha yavaş yol

aldığıdır; bu, bana ışığın gelişinin apansız olup olmadığını ya da son derece

çabuk geliyorsa, yine de zaman alıp almadığını öğretmiyor.SALVIATI:

Bunun ve buna benzer başka küçük gözlemlerin pek az kanıtlayıcı olması, birinde

aydınlanmamın, yani ışığın yayılmasının, gerçekten birdenbire olup olmadığını

kesinlikle saptamak için bir yöntem düşünmeme yol açtı.Salviati'nin

önerdiği deney tekniği ile, yani Galile zamanında ışığın hızını, anlatılan

şekilde ölçmek olanağı pek azdı. Süredurum İlkesi, enerjinin korunumu yasası,

yalnızca önceden çok iyi bilenen deneyler üzerinde yeni ve özgün bir biçimde

düşünmekle bulunmuştur.Galilei'nin, yaptığı deneyin tek kişi ile daha

kolay ve eksiksiz yapılabileceğini görmemiş olmasının insanı şaşırttığını

söyleyebiliriz. Belirli bir uzaklıkta duran arkadaşının yerine bir ayna

koyabilirdi ve ayna, işareti alır almaz kendiliğinden geri

gönderirdi.Işık hızını, ilk olarak ve yalnız yeryüzündeki olanaklardan

yararlanarak yaptığı deneylerle saptayan Fizeau, aşağı yukarı iki yüz elli yıl

sonra, işte bu ilkeyi kullandı. Roemer, ışık hızını daha önce, ama daha az tam

olarak, gökbilimsel gözlemlerle saptamıştı.Aşırı bir yük olduğu için,

ışık hızının, ancak Yer ile Güneş Sistemi'nin diğer gezegenleri arasındaki

uzaklıklarla bir tutulabilen uzaklıklar kullanılarak ya da çok geliştirilmiş bir

deney tekniği ile ölçülebileceği bellidir. Birinci yöntem, Roemer'inki, ikincisi

Fizeau'nunki idi.Bu ilk deneylerin yapıldığı günlerden beri, ışık hızını

gösteren o çok önemli sayı, kesinliği gittikçe artarak birçok kez saptandı.

Yüzyılımızda, Michelson, bu amaçla pek ince bir teknik geliştirdi. Bu deneylerin

sonuçları kısaca şöyle özetlenebilir: Işığın boşluktaki hızı, yaklaşık olarak,

saniyede 300.000 kilometredir (saniyede 186.000 mil). 1675'te

Danimarkalı Christensen Roemer (1644-1710) ışığın hızını ölçtü. 1678'de

yine Danimarkalı Christian Huygens ise (1629-1695) Işığın Dalga Kuramı'nı ortaya

attı. 1781'de Alman William Herschell (1738-1822), 124 cm'lik aynalı

teleskobuyla Uranüs'ü keşfetti. Bu, uzak mesafede keşfedilen ilk gezegendi.

Yakındakiler binlerce yıldan beri zaten biliniyordu. 1783'te içinde bir

insan bulunan ilk balon uçuruldu. Astronomiye büyük bir tutkuyla bağlı

olan Edmund Halley (1656-1742), 21 yaşındayken öğrenim gördüğü Oxford'dan

ayrılıp St. Helena'ya gitmişti; kuyruklu yıldızlarla ilgili gözlemler yapmıştı.

1682'de gördüğü, bugün de kendi adıyla anılan yıldızın 1758'de yeniden

görülebileceğini ileri sürmüştü. Halley'in ölümünden 16 yıl sonra, bu yıldızın

görülmesi, Newton'un en inatçı karşıtlarını bile ikna etmeye

yetecekti.Evrensel Kütle Çekimi Yasası, Neptün'ün bulunmasıyla, parlak

bir şekilde doğrulanmıştı. Astronomlar, Uranüs'ün, Kütle Çekim Yasalarının

öngördüğü yörüngesinden, arasıra kaydığını çoktandır gözlüyordu. Uranüs, kimi

zaman yavaşlıyor, kimi zaman da sanki görünmez bir kuvvetin etkisiyle

hızlanıyordu.Rus astronom Leksel, 18. yüzyılın sonunda Uranus'ün

hareketlerine, ötesinde bulunan ve bilinmeyen bir gezegenin neden olacağını

ileri sürdü. 1846'da Fransız matematikçi Leverrier, bu yeni Gezegen'in gökteki

konumunu hesapladı ve sonra astronomlar o Gezegen'i gözlediler. Kütle Çekim

Kuramı'nın gözlemlere tam uyuşmayan bir olayı da Merkür'ün günberisindeki

(Güneş'e en yakın noktalar) sapmaydı.Bu olgu uzun süre doğanın

açıklanamaz bir kaprisiymiş gibi geldi. O'nun açıklanması, bilimde bir devrim

gerektirdi ve bunu da büyük bilim adamı Albert Einstein başaracaktı.



Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel  The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:07 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.