Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   Küresel Isınma (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/25695-kuresel-isinma.html)

bluemoon24 29-12-2008 11:29 AM

Küresel Isınma
 
İnsanoğlunun yüreğine su

serpen bilgiler özetle şunlar: Fizik kurallarına göre Güneş ışınları Yeryüzü'ne

düştüğü zaman, Yeryüzü aynı miktarda enerjiyi Uzay'a geri yansıtır. Yeryüzü, bu

bağlamda kızılötesi ışınları atmosfer içinden geçirir. Burada molekül

kümelerinin oluşturduğu bir çeşit ''battaniye'' (başta karbon dioksit olmak

üzere), giden radyasyonu bir süre tutarak, Yeryüzü'nün ısınmasına neden olur.

Moleküller seralardaki cam gibidir. Bu nedenle bu olguya sera etkisi adı

verilmiştir. Sera etkisi, yeni bir olgu değil; Dünya'nın oluşumundan bu yana

hükmünü sürdürüyor. Sera etkisi olmasaydı, Dünya'nın yüzey sıcaklığı -20 derece

olurdu ve okyanuslar buz tutardı. Sonuçta Dünya'da yaşam olmazdı.

Böylece gelecek milenyumda sorulması gereken soru, sera etkisinin devam

edip etmeyeceği ile ilgili değil, fosil yakıtı kullanmaya devam eden

insanoğlunun atmosfere salacağı karbondioksitin sera etkisinde önemli bir

değişiklik yaratıp yaratmayacağı ile ilgili olmalı. Sera etkisine yol

açan etmenler bilindikten sonra, gelecek yüzyılda Dünya'nın ne kadar ısınacağı

konusunda bir tahminde bulunmak da çok zor olmayabilir. Ne yazık ki bu o kadar

kolay değil. Dünya, çok karmaşık bir gezegen; bu nedenle Yeryüzü'nü bir

bilgisayar modeline indirgemek o kadar kolay değil. Sera etkisiyle ilgili tüm

tartışmalarda, Gezegen'i tek bir modele indirgeyememenin getirdiği bilinmezlik,

kesin bir yargıya varmayı güçleştiriyor. Yine de herkesin birleştiği tek

nokta, atmosfere salınan karbondioksit miktarının giderek artması. Bugün günde

360 ppm (parts per million) olan karbondioksit miktarı, 1958 yılında 315 ppm;

Endüstri Devrimi'nden önce ise yaklaşık 270 ppm. olduğu sanılıyor. Buna

bağlı olarak Dünya'nın sıcaklığının da son yüzyılda 0.5 derece arttığı tespit

edildi. Bu arada yapılan ölçümlere göre 90'lı yıllar yakın tarihimizin en sıcak

10 yılı olarak kayıtlara geçti. Ancak bilimsel çevreler bu konuda çelişkili bir

tavır sergiliyor. Kaldı ki değişik cihazlarla yapılan son uydu kayıtları,

Dünya'da bir ısınma eğilimi olduğunu yalanlıyor. Eğer orta derecede bir

ısınma olduğu varsayımından yola çıkarsak, insanların bu olgudan sorumlu olup

olmadıklarını ve gelecekte Dünya'daki iklimlerin nasıl değişeceğini görmek için

bilgisayar modellerinden yararlanmamız gerekecek. Ne var ki modeller, Antartik

Bölgesi'ndeki buzullardan, Sahra Çöllerindeki kumların yapısına dek pek çok

değişkeni içerdiği için çok karmaşık bir görüntü veriyor. Bu elektronik

simülasyonlarda önemli bir yer tutan bulut veya okyanus akıntıları gibi etmenler

hata kaldırmıyor; en ufak bir hesaplama hatası geleceğe ilişkin tahminlerde çok

büyük yanılgılara yol açabiliyor. Geleceğe yönelik tüm bilimsel öngörülerde

olduğu gibi bilim adamları bu konuda da yetersiz verilere dayanarak önemli

kararlar almak zorunda kalıyorlar. Küresel ısınmaya ilişkin en güvenilir

tahminler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nden (IPP) gelmektedir. Bu

konsorsiyumda 2.000'den fazla iklim bilimcisi çalışmaktadır. Son yapılan

tahminlere göre, 2100 yılında Dünya'nın sıcaklığı 1 ile 3.5 derece arasında

artacak. En iyi tahminle artış 2 derece olacak. Tarihsel ısınma trendine

bir gözattığımız zaman M.S. 950 ile 1350 yılları arasında sıcaklığın bugüne göre

1 derece fazla olduğunu görürüz. Bilim adamlarına göre bu zaman dilimi tarihin

en düzgün, en zararsız hava rejimine sahipti. Oysa bundan 10.000 yıl önce, son

Buzul Çağı'nda sıcaklık bugüne göre 5 derece daha düşüktü. Geçmişte

yaşanan bu sıcaklık dalgalanmaları bugün yaşansa, bazı bölgeler sular altında

kalırken, bazı bölgeler kuraklıktan kırılacak ve sonuçta insanoğlu çeşitli

hastalıklarla uğraşmak zorunda kalacak. Uygarlık, geçmişte bu değişikliklere

maruz kalmış ve ayakta kalmış; ancak benzer değişiklikler bugün meydana gelse

etkileri daha hızlı ve daha yıkıcı olacak. IPP'nin tahminlerindeki bu

farklılık insanların havaya saldıkları karbondioksit miktarının bilinememesinden

kaynaklanıyor. Çünkü insanların küresel ısınmaya vereceği tepki bilinemiyor.

Büyük bir olasılıkla insanoğlu aşırı karbonu kontrol altına alabilecek bir

teknoloji üretecek. Bazıları karbondioksiti kontrol edebilmek için

bacalardan salınan gazı yeraltına vermeyi önerirken, kökten çözümden yana

olanlar en başta karbondioksit üretimini kontrol altına almanın en akılcı yol

olduğunu ileri sürüyor. Bu görüş 1997'de 84 ulus tarafından imzalanan

Kyoto Protokolu'nda dile getirildi. Ancak Amerikan Senatosu bu kararı

onaylamadığı için ABD'de arabaların, santrallerin ve fosil yakıtı kullanan diğer

kurumların ürettiği karbon miktarına yasal sınırlama getirilemedi.

Küresel ısınma konusuna aşırı tepki vermek ne kadar yanlışsa, gözardı

etmek de o kadar yanlış. Alternatif enerji kullanımı ve karbon emisyonunu

kontrol altına almak gibi sağduyulu politikaların geleceği garanti altına

alacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu tür önlemlerin küresel ısınma tehdidini

ortadan kaldırıp kaldırmayacağı şimdilik bilinmiyor, ancak en azından

torunlarımız bu kararları aldığımız için bizlere teşekkür edecek.



Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel  The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:07 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.