Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Öğretici Bilgiler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/)
-   -   Einstein'dan Sözler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/ogretici-bilgiler/25589-einsteindan-sozler.html)

bluemoon24 29-12-2008 11:24 AM

Einstein'dan Sözler
 
Einstein, sadece iyi bir fizikçi ve matematikçi değildi,

matematiği, fizikte iyi kullanabilme kabiliyetine de sahipti. Evren'i en azından

mekanik anlamda iyi anlayabilen başarılı bir sentezciydi.Kimine göre bir

keman virtüyözüydü aynı zamanda. Annesi ona, küçükken keman dersleri aldırmıştı

ve müziği seviyordu. Yakından tanıyanlara göre ise bir virtüyöz olamadı ancak,

amatörler arasında da hatırı sayılır bir yeri vardı.Batı'nın kendi

kriterleri açısından 20. yüzyılın önemli düşünürlerinden birisi olarak kabul

ettiği Einstein, aslında felsefi meselelerle çok erken yaşlarda ilgilenmeye

başlamıştır. Bunda kısmen, evlerinde kiracı olarak kalan Max Talmey adlı bir

öğrencinin payı olduğunu söyler.Küçük Einstein henüz 13 yaşındayken,

Leibniz'in bazı metinlerini ve Kant'ın Saf Aklın Tenkidi'ni, Talmey ile birlikte

okuyup tartışmıştır. Daha sonra, madde ve enerji arasındaki eşdeğerlik ilkesine

dair notlarında, ünlü Alman filozofu Leibniz'den de

bahsedecektir.Einstein bilimsel gerçeklik, felsefe, etik ve siyasete

dair yazılar yazmış, sosyal konular üzerinde de düşünmüş ve kanaatlerini

fiziksel metaforlarla değil de, herkesin anlayacağı bir dille ifade etmiştir.

Bunlar, esas olarak Einstein'ın düşünce yapısı hakkında (her ne kadar bazı

tarafları; yetiştiği dönem, ortam ve din kültürüne bağlı olarak bize garip ve

ters gelse de) fikir vermesi açısından önemlidir. İşte bunlardan

bazıları:Müzik için bir tutku olduğu gibi, anlamak için de bir tutku

vardır. Bu tutku daha ziyade çocuklarda görülür, fakat yaşın ilerlemesiyle

çoğunda kaybolur. Bu olmaksızın, ne matematik ne de bilimler olurdu. Bende her

zaman mevcut olan bu tutku asla azalmadı. Konfor ve mutluluk, benim

için asla ulaşılması gereken amaçlar olmadı. Mal sahibi olma, aldatıcı vitrin

başarıları ve lüks hayat, ilk gençlik döneminden bu yana bana küçümsenmeye ve

hor görülmeye lâyık şeyler gibi geldi. Hatta ahlâkın bu en alt derecesini zevk

düşkünü sefihlerin ideali olarak adlandırıyorum. Hayat her zaman bir

birşey olmaktır, asla mevcut olmak değil. Kozmik dini tecrübe, derin

bir bilimsel araştırma sırasında birden beliren en soylu, en güçlü şeydir. Kendi

çabalarını ve yeteneğini anlamayan, bilimsel düşüncede hiçbirşeyin kendiliğinden

oluşmayacağını görmeyen kişi, bilimsel bir eseri doğurabilecek tek şey

durumundaki doğrudan pratik hayatın gücü olan his gücünü değerlendirmesini de

bilemez. Dinin gerçeği benim için, insanın kendisini bir başka insanın

yerine koyabilmesi, onun sevinciyle sevinip, onun üzüntüsüyle kederlenmesidir.

Emredici ahlâk, insanlığın en kıymetli geleneğidir. Ahlâki davranış,

basitçe, hayatın belli zevklerine sırt dönmenin emredilmesine dayanmaz. Daha

ziyade, bütün insanlar için daha mutlu bir kader olarak kabul edilen faydaya

dayanır. Şu kâinatın akla dayandığı veya en azından anlaşılır olduğu

kanaati (ki bu, dini duyguya yakındır) bütün bilimsel çalışmaların temelini

teşkil eder. Bu kanaat, aynı zamanda benim Tanrı anlayışımı oluşturur.

Bence, bir kişiye hayranlık duyulması doğru değildir. Tabiatın,

çocukları arasında yetenekleri çok çeşitli olarak dağıtması kendindendir ve

oldukça yetenekli bu çocukların sayısı da bir hayli fazladır. Bunların büyük

kısmının sessiz ve silik bir varlık sürdürdüğü kanaatindeyim. Bunlardan

bazılarına ölçüsüz olarak hayranlık duyulması, bana ne doğru, ne de iyi bir

beğeni olarak geliyor, zira insanlar, onlara insanüstü zekâ ve karakter

atfediyorlar. Kesin olarak benim payıma düşen şu; bana atfedilen kapasite ve

mükemmellik ile gerçekte sahip olduğum arasında gerçekten gülünç bir tezat var.

Eğer güzel bir teselli bulmasaydım, hakkımdaki bu kanı, benim için dayanılmaz

olacaktı. Bulduğum teselli, tarih boyunca kıymeti sadece ruhi ve ahlâki planda

olan insanların kahraman kabul edildiği gerçeğidir. Maddeci çağımızda çok sık

tenkit edilse de, bu olgu, insanların çoğunun, kişinin sahip olduğu bilgiye ve

dürüstlüğe, zenginlik ve güçten daha fazla değer biçtiğini ispat eder.

Sosyal adalet ve sorumluluğa dair şiddetli idealim, insanlarla doğrudan

biraraya gelme konusunda bilinen yetersizliğimle her zaman zıtlık arzetmiştir.

At koşulan bir araba için biçilmiş bir kaftan, yani tek kişilik bir koşu takımı

için uygun bir atım. Böyle bir tecerrüd bazen acıdır ama, diğerlerinin anlayış

ve sempatisinden uzak olmaktan üzüntü duymuyorum. Muhakkak birşeyler

kaybediyorum bu bakımdan, fakat diğerlerinin alışkanlıklarından ve peşin

hükümlerinden kendimi kurtarıyorum ve ruh duruluğumu böylesine hareketli

temeller üzerine dayandırma arzusunda değilim. Benim barışseverliğim

bende insiyaki bir duygudur. Çünkü insanın öldürülmesi, bende tiksinti

doğurmaktadır. Benim teorim, entelektüel bir teoriden doğmuyor, bilakis her

türlü kan dökücülük, vahşet ve kine karşı duyduğum derin antipatiden ileri

geliyor. Bu reaksiyonumu akılcılaştırmaya yönelebilirdim, ama bu gerçekte a

posteriori (olaydan sonra, ondan ibret alarak geliştirilecek bir tepki) bir

düşünce olacaktı. İnsanları barışçılığa kazandırmak, sosyalizme

kazandırmaktan daha kolaydır. Ekonomik ve sosyal meseleler bugün çok daha

zordur, fakat erkeklerin ve kadınların barışçı çözümlere inandıkları bir noktaya

ulaşmaları gerekmektedir. Siyasi ve iktisadi problemlere bir işbirliği anlayışı

içinde yaklaşılması ümit edilir. Her şeyden önce sosyalizm için değil ama

pasifizm (barışçılık) için çalışmamız gerektiği kanaatindeyim Modern

eğitim tarzı, araştırma merakını henüz tam olarak boğamamıştır. Nazenin bir

çiçeğe benzeyen araştırma merakı teşvik ve özellikle hürriyete ihtiyaç duyar,

aksi takdirde sararıp solar. Gözlem ve araştırma yapma hazzının baskı, zorlama

veya ödev duygusundan kaynaklandığına inanmak ciddi bir hatadır

Birşeyi ezberlemektense, her türlü cezayı çekmeyi tercih ederdim

Benim tipimde bir adamın gelişme sürecinde, bütün çabayı varlık

hakkındaki entelektüel kaygıya teksif etmek için sadece şahsi ve anlık konularla

ilgilenmek, yavaş yavaş bırakıldığında bir dönüm noktası meydana gelir. Benim

gibi bir adamın varoluşunda esas olan şey ne düşündüğü ve nasıl

düşündüğüdür İnsanlar dinlenmeli mi? Evet ama dinlenme nedir?

Yattıkları zaman dinlenen insanlar vardır ve bunlar uyurlar, diğer bir kısım

insanlar uyanık iken dinlenirler; bazılarının ise dinlenmek için çalışmaları

veya yazmaları ya da eğlenmeleri gerekir. Herkese, nasıl dinlenilmesi

gerektiğini göstermek için bir kanun çıkarırsanız, bu sizin herkesi aynı kabul

ettiğiniz anlamına gelir. Aynı olan iki insan bile yoktur Belli bir

hisle, saf düşüncenin, eskilerin rüyasını gördükleri, gerçeği yakalama

istidadına sahip olduğunu düşünüyorum. Einstein, Kuantum Mekaniği'ni

içine pek sindiremiyordu ve bugün bu konuda bazılarından tenkit almaya devam

etmektedir. Aslında Kuantum Mekaniği'ne cephe alması (1926), belirsizliği

kabullenememesinden dolayıdır. Heisenberg belirsizlik, Born da

probabilite (olasılık) prensibini geliştirdiğinde, sadece determinizm değil,

şartlı determinizm de bundan yara almıştı. Halbuki Einstein'a göre, Evren'deki

işleyiş, belli ilke ve prensiplere, yani bir düzene göre olmalıydı. Ünlü

Tanrı zar atmaz! sözünü de bu yüzden söylemişti. Aynı şekilde, olayları

karmaşık yollarla açıklamak isteyenlere, Tanrı titizdir ama kötü niyetli

değildir. diyordu.



Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel  The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:11 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.