Bilimsel (!) İktisat Hakkında& Hatta, astronomi, fizik, kimya gibi fen bilimleri göz önüne alındığında, bazı kişilere göre, sosyal bilimler aslında "gerçek" bir bilim olarak bile kabul edilmemelidir. Bilim dalı olarak kabul edilseler de, farklı olduklarını vurgulamak için "sosyal bilim" sıfatını kullanmak gerekir. Çünkü, sosyal bilimler yapı itibariyle fen bilimlerinden çok farklı özelliklere sahiptirler.[/b] Sosyal bilimler içinde kendini fen bilimlerine "en yakın" ve "en bilimsel" olarak gören bilim dalı herhalde iktisattır. 1870'li yıllardan beri iktisat bilimi "metafiziksel" değer yargılarından arındırılarak "fen bilimlerine" benzetilmeye çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda giderek artan oranda matematik kullanılmaya başlanmış ve zaman içinde oldukça gelişmiş modeller oluşturulmuştur. İlk bakışta bu gelişmiş modellerden etkilenmemek mümkün değildir. Ancak, bir sorunun yanıtı çok önemlidir: Acaba bu modeller "gerçek" iktisadi olguları ve ilişkileri anlamamıza "ne kadar" katkıda bulunmaktadır? Bu yazı, "Kutsal iktisadi ideoloji" başlıklı makalenin bir bölümüdür. Söz konusu makalede Neoklasik ideolojinin temel taşları olan "fiyat", "büyüme" ve "uluslar arası ticaret" kuramlarının eleştirisi yapılmaktadır. Makalenin bir bölümünde bazı ünlü iktisatçıların görüşleri yorumsuz olarak verilmektedir. Bu iktisatçıların bir kısmı Neoklasik doktrinin önde gelen isimleri arasındadır; bir kısmı ise radikalden ziyade ılımlı görüşlere sahip denebilecek iktisatçılardır. Aralarında Neoklasik doktrinlere ideolojik olarak karşı tavır alan Marxist veya radikal solcu iktisatçılar bulunmuyor. Yorumsuz görüşlerin Neoklasik doktrine ne kadar prestij kazandırdığı veya kaybettirdiği yorumunu okuyucuya bırakıyoruz. İşte çeşitli açılardan "bilimsel" Neoklasik iktisadi doktrinler hakkında bir demet yorumsuz görüş. Walras'ın "genel denge" analizini değerlendirdikten sonra ünlü iktisat tarihçisi Blaug şöyle devam eder: "Çok sektörlü bir genel dengenin varlığı, tekliği ve lokal olarak istikrarlı olduğunu kanıtlamış olmakla birlikte ekonomi hakkında ne öğrenmiş olduk? Kesinlikle hiç bir şey... Bu teori piyasa dengesine gerçekte nasıl ulaşılabileceği konusunda en ufak bir ışık yakmamaktadır." (Blaug; aktaran Skousen,2003, s.240 ve 2412) "A person is not likely to be a good economist who is nothing else." (J.S. Mill; aktaran Marshall, 1990: 636) "Sadece iktisatçı olan birinin, iyi bir iktisatçı olma olasılığı azdır." (çev. H.G.)[1] "… economics cannot be compared with the exact physical sciences: for it deals with the ever changing and subtle forces of human nature." (Marshall,1990: 12) "… iktisat bilimi, kesin sonuçları olan fiziksel bilimlerle kıyaslanamaz; çünkü, sürekli değişen ve anlaşılması kolay olmayan insan doğası ile ilgilidir." (çev. H.G.) "The laws of economics are to be compared with the laws of the tides, rather than with the simple and exact law of gravitation. For the actions of men are so various and uncertain…" (Marshall,1990: 26) "İktisadın yasalarını, yalın ve kesin yerçekimi yasası yerine, gel-git yasaları ile kıyasla- mak gerekir. Çünkü insanların eylemleri farklıdır ve öngörülemez." (çev. H.G.) The part played by the net product at the margin of production..... is apt to be misunderstood. In particular many able writers have supposed that it represents the marginal use of a thing as governing the value of the whole. It is not so; the doctrine says we must go to the margin to study the action of those forces which govern the value of the whole: and that is a very different affair. (Marshall; 1990: 339-340) "Üretimin sınırdaki (marjinal) net çıktısının oynadığı rol … yanlış anlaşılmaya müsaittir. Bir çok yetenekli yazar bunun, bir nesnenin, tüm çıktının değerini belirleyen marjinal faydası olduğu, anlamına geldiğini sandılar. Oysa öyle değil; doktrin bize tüm çıktının değerini belirleyen güçlerin hareketini incelemek için sınıra (marjine) bakmamız gerektiğini söylüyor; ve bu çok farklı bir meseledir." (çev. H.G.) "Yaşamının ileriki yıllarında Marshall … ekonomiyi doğal-bilimleştirme (scientize) girişiminden pişman olacaktır." (Schumpeter; aktaran Skousen,2003, s.214) "... economic science is a system of a priori truths, a product of pure reason, an exact science reaching laws as universal as those of mathematics, a purely axiomatic discipline, a system of pure deductions from a series of postulates, not open to any verification or regulation on the grounds of experience." (F.Machlup, in Caldwell, 1994,p. 140) "… iktisat bilimi, deneyime dayanmayan (a priori), salt mantıksal sonuç çıkarmaya dayalı, matematikte olduğu gibi kesin evrensel yasaları olan, salt aksiyomatik (kendi mutlak doğruları olan), gerçek oldukları varsayılan önermelere dayalı salt tümdengelimci, deneyime dayalı doğrulanmaya veya düzenlenmeye açık olmayan, bir sistemdir." (H.G.) "…the postulates of the classical[2] theory are applicable to a special case only and not to a general case…… its teaching is misleading and disastrous if we attempt to apply it to the facts of experience." (Keynes, 1973, s.3) "… Klasik kuramın (Neoklasik kuram kastediliyor. H.G.) gerçek oldukları varsayılan önermeleri, sadece özel bir duruma uygulanabilir, genel bir duruma değil. … eğer onları gerçek olgulara uygulayamaya kalkarsak, öğretilerinin yanıltıcı ve felaket olduklarını görürüz." (H.G.) "The neoclassical heritage still has a great influence, not only on the teaching of economics but in forming public opinion generally, or at least in providing public opinion with its slogans. But when it comes to an actual issue, it has nothing concrete to say." (Robinson, 1962) "Neoklasik mirasın, sadece iktisat eğitiminde değil, genel olarak kamuoyunu biçimlendirmede veya, en azından sloganlarıyla kamuoyu oluşturmada, hâla büyük etkisi vardır. Ama gerçek olgulara gelindiğinde somut olarak söyleyebileceği hiç bir şey yoktur." (H.G.) "Economics is a social study. It is concerned with the operations of human beings, who are not omniscient, and not wholly rational; who (perhaps because they are not wholly rational) have diverse, and not wholly consistent, ends. As such, it cannot be reduced to a pure technics." (Hicks, 1983, 289) "İktisat, sosyal bir çalışma alanıdır. Her şeyden haberdar olmayan, ve tam anlamıyla akılcı davranmayan insanların eylemleriyle ilgilidir ki, bu kişilerin (belki de tam akılcı davranamadıklarından) çeşitli ve pek tutarlı olmayan amaçları vardır. Böyle bir durumdaki iktisat, saf tekniğe (mekanik ilişkilere-HG) indirgenemez." (H.G.) "… human decisions affecting the future ... cannot depend on strict mathematical expectation, since the basis for making such calculations does not exist." (Keynes, 1991: 162-163) "… geleceği etkileyen insan kararları … katı matematiksel ilişkilere bağımlı olamaz, çünkü bu tür hesaplamalar için uygun bir altyapı yoktur." (H.G.) "Pure economics has a remarkable way of producing rabbits out of hats -apparently a priori propositions which apparently refer to reality. It is fascinating to try to discover how they got in; for those of us who do not believe in magic must be convinced that they got in somehow." (Hicks.1983: 367) "Saf iktisat biliminin şapkadan tavşan çıkarabilen olağanüstü bir becerisi vardır -görünüşte gerçekçi ama deneyime dayanmayan önermelere göre. Onların (tavşanların-HG) şapkaya nasıl girdiklerini keşfetmeye çalışmak büyüleyicidir; ama büyüye inanmayanların ikna edilmeleri gerekir." "… nothing is impossible in an inexact science like economics." (P. Samuelson, 1973: 5) "… kesin doğruları olmayan iktisat gibi bir bilim dalında, hiçbir şey olanaksız değildir." (H.G.) ... the theory effectively denies the continuing and self-sustaining process of expansion of capital as an essential feature of the capitalist mode of production. (D.J. Harris, 1978 : 20) "… (geleneksel HG) kuram, kapitalist üretim ilişkilerinin temel özellikleri olan, sermayenin sürekliliğini ve kendi kendini büyütme sürecini etkin bir şekilde inkâr eder." (H.G.) Neoklasik iktisadi anlayışı bisiklete benzeten Solow şöyle devam eder: "A 'crucial' assumption is one on which the conclusions do depend sensitively, and it is important that crucial assumptions be reasonably realistic. When the results of a theory seem to flow specifically from a special crucial assumption, then if the assumption is dubious, the results are suspect." Solow, 1956 s.65 "Kritik' bir varsayım, sonuçların hassas bir şekilde bağlı olduğu varsayımdır, ve kritik varsayımların makul bir düzeyde gerçekçi olmaları önemlidir. Eğer bir kuramın sonuçları somut olarak özel önem taşıyan bir varsayımdan kaynaklanıyorsa, ve eğer o varsayım kuşku uyandırıcı ise, o zaman sonuçlar kuşkuludur." (H.G.) "… tekerleğin çarpık olduğunu biliyorum, fakat kasabadaki tek oyun bu." (Solow; aktaran Skousen,2003, s.237) "The markets for goods and for labor look to me like imperfect pieces of social machinery with important institutional peculiarities." (R.Solow, Dec.1987) "Mal ve emek piyasaları, bana, önemli kurumsal zafiyetleri olan sosyal bir makinenin defolu parçaları gibi görünüyor." (H.G.) " … factor proportions might be variable only at the instant of gross investment and not after capital equipment had taken some particular form." (R.Solow, Dec.1987) "… faktör oranları, sadece yatırım anında (öncesi-HG) değişken olabilirler, sermaye malları belirlendikten sonra değil." (H.G.) "Matematiksel ekonomi teorisi son zamanlarda giderek daha fazla soyut, daha fazla saydam ve daha fazla kısır hale gelmiştir." (Morishima; aktaran Skousen, 2003, s.237) "The models were fundamentally wrong in that they assumed perfect information, perfect competition, and no technical change... Anybody looking at these models would say they can't provide a good description of the modern world."(J.Stiglitz, in Cassidy, 1996, p.56) "Tam (mükemmel-HG) enformasyon, tam rekabet ve teknolojiyi veri varsayan modeller kökten yanlıştılar. … Bu modelleri gören herhangi bir kişi, bunların modern dünyayı iyi tanımlayamayacaklarını söyleyecektir." (H.G.) "What is studied is a system which lives in the minds of economists but not on earth. I have called it 'blackboard economics'." (R.H. Coase, Dec.1991) "İncelenen sitem, gerçek dünyada olan değil, iktisatçıların kafalarında yaşayan bir sistemdir." Ben buna 'karatahta iktisadı', diyorum." (H.G.) Mechanics of development refers to; "… the construction of a mechanical, artificial world, populated by interacting robots that economics typically studies." (Lucas,1988: 5) Kalkınma mekaniğinde; "… iktisat biliminin tipik özelliği, karşılıklı ilişki içinde olan robotlarla dolu mekanik ve yapay bir dünya oluşturmaktır." (H.G.) "Economics is a primitive science, and there is a lot we don't know." (Lucas, in Cassidy, 1996, p.52) "İktisat, ilkel bir bilimdir, ve hakkında çok az şey biliyoruz." (H.G.) "I write down a bunch of equations, and I say this equation has to do with people's preferences and this equation is a description of the technology... But that doesn't make it so." (Lucas, in Cassidy, 1996, p.55) "Bir takım eşitlikler yazıyorum ve diyorum ki; bu eşitlik kişisel tercihlerdir, bu eşitlik teknolojinin tanımıdır. … Ama bu, gerçekten öyle olmalarını sağlamıyor ki." (H.G.) "One of the overriding problems of economics is that it is non-experimental science." (Romer, P.,1994) "İktisat biliminin göz ardı edilen sorunlarından biri, iktisadın deney yapılamayan bir bilim olduğudur." (H.G.) "Modern economics is sick. Economics has increasingly become an intellectual game played for its own sake and not for its practical consequences for understanding the economic world. Economists have converted the subject into a sort of social mathematics in which analytical rigour is everything and practical relevance is nothing."(M. Blaug (1997, p. 3) aktaran: G. M. Hodgson, in PAER issue no. 28) "Modern iktisat hastadır. İktisat bilimi giderek artan oranda kendi içsel amaçlarına göre oynanan, iktisadi dünyanın pratik sonuçlarını anlamaya çalışmayan, entelektüellerin oynağı bir oyun haline geldi. İktisatçılar, çalışma alanlarını analitik katılığın her şey olduğu, pratik ilişkilerin ise hiçbir şey olduğu, bir çeşit sosyal matematiğe dönüştürdüler." (H.G.) "As questionable as those might be for an advanced industrial economy, they are clearly not appropriate for developing countries." (J.E. Stiglitz, 1999: 11,) "(İktisat bilimi-HG) gelişmiş ülkeler açısından sorgulanabilir, ama gelişmekte olan ülkeler için uygun olmadığı çok nettir." (H.G.) Teoriden gözlemsel olgulara giden çıkarım genellikle matematik metotlarla yapıldığından, kimi filozoflar teorilerin dedüktif mantık yoluyla doğrulanabileceği inancına kapılmışlardır." (H. Reichenbach, aktaranC.Yıldırım,1979,Ek.6) Biraz da günümüzden "modern" iktisat bilimi ve iktisatçılar hakkında bazı görüşler aktaralım. Örneğin, Ulusal İşletme İktisatçıları Derneği'nin başkanı da olan A.T.& T'nin kıdemli iktisatçısı Mark Dadd'a göre: "Academic economics has taken a very bad turn in the road... It is very academic, very mathematical...it is nothing like as useful to the business community as it could be." (in Cassidy, 1996, p.51) "Akademik iktisat yolda giderken çok kötü bir dönüş yaptı. … Bir hayli akademik, bir hayli de matematiksel … İş dünyasına yapabileceği kadar katkı yapamıyor." (H.G.) Cassidy'ye göre bazı firmalar iktisatçılardan oluşan ekonomi bölümlerini kapatmaktadırlar ve bunun yararlarını görmektedirler. "In recent years... some of the biggest companies in the country, including I.B.M., General Electric, and Kodak, have closed down their economics department. Meanwhile, many of the fastest-growing businesses in the economy... –have managed to prosper with the aid of hardly any economists at all". (J. Cassidy, The New Yorker, Dec.2,1996) "Son zamanlarda, IBM, General Electric, ve Kodak dahil birçok büyük firma iktisat departmanlarını kapattılar. Aynı zamanda, ekonominin en hızlı büyüyen firmalarının birçoğu … -iktisatçıların hemen hemen hiç katkısı almadan gelişmeyi becerdiler." (H.G.) Roche'nin "iktisat" eğitimi ile ilgili söyledikleri, "bilimsel" doktrin taraflarının hiç de hoşuna gitmeyecek türden şeyler. "We insist on at least three-to-four-year cleansing experience to neutralize the brainwashing that takes place in these graduate programs." (S. Roche, in Cassidy, 1996, p.51-52) "(İktisat) yüksek öğrenimi esnasında gerçekleşen beyin-yıkamanın etkilerini nötrleştirmek için en az 3-4 yıl arınma deneyimi olmasında ısrar ediyoruz." (H.G.) KAYNAKLAR Cassidy, J. 1996 The Decline of Economics The New Yorker, December 2. Coase, R.H. 1991 Nobel Prize Lecture, Dec.1991, Stockholm. Caldwell, B.J. 1994 Beyond Positivism: Economic Methodology in the 20th Century. Routledge, London. Harris, D.J. 1978 Capital Accumulation and Income Distribution Routledge & Kegan Paul, London. Hicks, J. R. 1983 Classics and Moderns. Basil Blackwell Publ., Oxford. Hodgson, G. M. 2004 On the Problem of Formalism in Economics Post-Autistic Economics Review; issue no. 28) Keynes, J.M. 1991 The General Theory of Employment, Interest and Money The Macmillan Press, London. Lucas, R. 1988 On The Mechanics Of Economic Development. Journal Of Monetary Economics, July, 1988,342 Marshall, A. 1990 Principle of Economics, Vol. 1 & 2 Macmillan And Co., London. Robinson, J. 1962 Economic Philosophy. Romer, P. 1994 Comments, on G.Dosi & S. Fabiani, in Silverberg, G. – L. Soete,(Eds) (1994) The Ec. Of Growth & Technical Change. Edward Elgar Publ. Samuelson, P. 1973 The Samuelson Sampler. Thomas Horton & Co. New Jersey Skousen, M. 2003 Modern İktisadın İnşası (The Making of Modern Economics) Liberte Yayınları, Ankara. Stiglitz, J.E. 1999 Annual World Bank Conference on Development Economics Solow, R. 1987 Nobel Prize Lecture, Dec. 1987, Stockholm. [1] Çevirilerde, ifade edilmek istenen anlam yansıtılmaya çalışılmıştır (H. Gürak). [2] Keynes'e göre sadece Smith, Ricardo, Marx değil Marshall, Edgeworth, Pigou'da Klasik iktisatçılardandır. Ama burada söz konusu daha çok Neoklasikler'dir. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:38 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.