![]() |
Mutluluk Hintli bilge Sathya Sai Baba'ya göre, gerçekten mutlu olmak için gereken,
Oysa insan ne yapıyor? Kendi hemcinslerini önce renklerine, inançlarına göre ayırıyor, sonra yaşadığı topraklara, cinsiyetlerine, ekonomik düzeylerine göre ayırıyor. Bundan sonra da kendine benzemeyenleri düşman ilan ediyor. Düşmanlıklar ve kin, ülkeler düzeyinde olduğu gibi kişiler düzeyinde de yok mu? Kendileriyle aynı eğitim düzeyinde ya da aynı ekonomik düzeyde olmadığı için çevrelerindeki kişileri küçümseyen, değersiz bulanlar, örneğin. Yine Sathya Sai Baba'yı dinleyelim: "Mutluluğun sırrı sevdiğimiz bir şeyi yapmak değil, yaptığımız şeyi sevmektir" diyor bu bilge kişi. Bir şeyi yapmayı çok istediğiniz zaman nedenini hiç sordunuz mu kendi kendinize? Bu isteğin arkasında başkalarının beğeni dolu bakışını görmek, başkalarından üstün olmak, aferin almak, ya da herkes gibi yapmak, herkes gibi olmak mı var acaba? İnsanların mutsuzluklarının başlıca iki nedeni olduğunu söylüyor düşünürler: cehalet ve bağımlılık. Dünyanın en büyük üniversitesinden en yüksek derecelerle mezun olmuş bir kişi, şayet tüm bilimini kendisine söylenenlere ve okuduğu kitaplardan edindiği kalıp bilgilere dayandırıyorsa, hiçbir kuralın temelini araştırmadıysa, yanlış önyargılarla yüklüyse, bilinci bulanmış gerçek bir cahildir. Öncelikle özgürlükten ve sorumluluk duygusundan yoksundur. Özgürlük, kişi kalıplarından, bağımlılıklarından kurtulduğunda başlıyor. Yakınlarına duyduğu sevginin bağımlılığa dönüşmesi, kişiyi hükmeden ya da boyun eğen bir insan yapıyor. Öteki olmadan tek başına var olamayan bağımlı bir varlığa dönüştürüyor. Tutsağı olduğu hastalıklar, kahve, şeker, uyuşturucu, alkol, sigara, ilaç, seks … gibi türlü bağımlılıklar, hepsi kişinin özgürlüğünü kısıtlıyor. Herkesin beğendiği, imrendiği gibi olmak, başkaları gibi olmak kişinin özgürlüğünü yok ediyor. Kitleleri izlemekten kurtulduğunda "özgür bir balığa" dönüşüyor kişi. Bir büyük filozofun dediği gibi, "sadece ölü balıklar akıntıya kapılıp gider". Sorumluluk ise içimizdeki yargılama eğilimini kontrol altına almakla başlıyor. Kendimizde görmek istemediğimizi başkasında eleştiriyoruz. Yaşamımızın, mutluluğumuzun, sağlığımızın sorumluluğunu almayı bilmiyor, mutsuzluklarımızın, hatta hastalıklarımızın sorumluluğunu başkalarına yükleyerek kurtulmaya çalışıyoruz. "İnsanlar kendileri dışında herkesten ve her şeyden çok şey beklerler ama ne yazık ki, kendilerinden bir şey beklemezler. Oysa doğru beklenti kişinin her şeyi kendisinden, kendi gücünden, kendi çalışmasından beklemesidir." diyor, Dr. Erdal Atabek, "Bizim duygusal zekamız" başlıklı kitabında (Altın Kitaplar Yayınevi) Bu hayatı biz yaşıyoruz ve biz istediğimiz gibi yönlendirebiliriz. Sevgiyi, olumlu düşünmeyi, basit gerçeklerde güzellikler bulmayı öğrenelim, kendi yaşamımızdan sorumlu olmayı bilelim, evrene olumlu titreşimler yayalım önce. Sonra zaten yaşam bize armağanlarını sunacaktır.O0 |
Cevap: Mutluluk Çok teşekkürler harika bir yazı. "Mutluluğun sırrı sevdiğimiz bir şeyi yapmak değil, yaptığımız şeyi sevmektir" 25889 Yaptığınız şeyi sevdiğinizde, başarı ve huzur da kaçınılmaz oluyor. |
Cevap: Mutluluk Harika bir yazı. Paylaşım için teşekkürler...25889 |
Cevap: Mutluluk Alıntı:
Ben teşekkür ederim düşününce gerçektende yaptıgımız şeyi sevmek hayatımıza istedigimizdende fazla mutlulugu çekmemize neden olur .. her an sevdigimiz şeyleri yapamayız o yüzden yaptıgımızı sevmeli.. guitarhappy6sapkal89 |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:04 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.