[comte]

Günlük hayatta, sadece keyif için içtiğimiz siyah çayın, oldukça çok faydaları var.. super




Kahvaltı sofralarımızın baş tacı, akşam oturmalarını vazgeçilmezi çayın faydaları saymakla bitmiyor. Ayak kokusundan, yaraların temizlenmesine kadar birçok işte kullanabilirsiniz. Tabii bu kadar değil, kalp krizini önlemeden katarakta kadar birçok derde deva…
İşte çayın faydaları;




Ayağınız mı kokuyor?
Ilık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve her akşam yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde koku diye bir şey kalmayacaktır.




Boğaz ağrılarında

Posalarını süzün. Soğuyan demi boğaz ağrılarında gargara olarak kullanın. Ağrıdan eser kalmayacak





Dişeti hastalıklarına
Siyah çay diş çürüklerine ve dişeti ile diğer ağız hastalıklarına yol açan bakterilere karşı da etkili… Siyah çayla ağız çalkalamak dişlerin üzerinde oluşan yabancı madde birikimini de azaltıyor…




Kalp krizine siyah çay
Hollandalı bilim adamları, siyah çayın kalp krizi riskini azalttığını saptadı. Günde 2 bardak siyah çay tüketen deneklerde, çay içmeyen deneklere göre kalp krizi riskinin yarı yarıya azaldığı gözlendi. Ayrıca, çay tüketen deneklerde öldürücü kalp krizi riskinin de üçte bir azaldığı kaydedildi.




Buzdolabınız koku mu yapıyor?
Demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının orta rafına yerleştirin, kokudan eser kalmayacaktır.





Cildiniz çok mu yağlı?

Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi oğuşturun. Balsam vazifesi görün.





Yemek yerken dilinizi mi ısırdınız?

Yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın, diliniz dokuz yerine üç günde iyileşecektir.





Saçınız mat mı?

Saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çayla durulayın. Bakın saçlarınız nasıl ışıl ışılıyor.





Derinizdeki yaraların temizlenmesi

Çayı, derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki göstermesi için pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz.





Gözünüz çapak mı yapıyor?

Kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek biçimde başınızı üstüne koyun. Ya da ılık çaya batırılmış gözlerinize ve etrafına tatbik edin.





Eliniz balık, soğan mı kokuyor?

Balık ayıkladınız, ellerinizi sabunla yıkadınız ve hala balık kokuyor. Ya da soğan soydunuz, soğan kokuyor. işte kurtarıcınız yine çay. Elinizi demli çayla yıkayın. Bakın bakalım hiç koku kalmış mı?





Her derde deva!
Bedenin tüm uzuvlarında kan dolaşımını kolaylaştırır; uyanık kalmayı sağlar, zihin açıklığı verir.
Yorgunluk ve depresyonla savaşır; canlandırır.
Cildi temizler ve gerer, idrarı temizler.
Gözleri parlaklaştırır, vücudun direncini artırır; metabolizmayı yeniler, kan yapar ve alkol, nikotin, yağın atılmasını çabuklaştırır.





Zararları da var!

Uzmanlar, çay haddinden fazla içilecek olursa, 'Çarpıntı, göğüs anjini, sinir bozukluğu, baş ağrısı, sıkıntı, mide bulantısı, el titremesi ve uykusuzluğa sebep verir'' diyerek, ''Şişmanlar, kalp, sinir, mide ve karaciğer hastaları, romatizma ve nikristen şikayet edenler, böbreklerinde kum veya taş olanlar, yüksek tansiyondan yakınanlar, üremi veya albüminüri olanlar, mümkün olduğu kadar az çay içmelidirler' uyarısında bulunuyor.

[meryemi]

bymehmet ağabey!(müsadenle )

paylaşım için teşekkürler.. bunlar bizim görebildiklerimiz...yediğimiz içtiğimiz her nimetin içinde daha nice faydalar nice yararlar var kimbilir?! biz bilmiyoruz... bunlar gösterilenler...

ve bir çok şifa vesilesi de sunulmuş doğayla beraber bize.. akarsu sesi de bunlardan bir tanesi bence... en büyük söz sahibinin sevgilisinin de bununla ilgili bir sözünü duydum (ne kadar sahih bilmiyorum ama) ve buna çok fazla itibar ediyorum... çünkü 14 asır öncesinde söylenmiş birçok sözün hikmeti esrarı olduğu gibi akarsu sesi dinlenilmesi tavsiye edilen sözün hikmeti de büyük olsa gerek... bunlar yenilerde farkediliyo... aslında geçenlerde de biryeden duydum doğruluğunu araştırıp paylaşacağım burda ama henüz üzerine düşemedim...
osmanlıda akıl hastalarının su ile tedavi edildiği hastaneler varmış, bursadaydı galiba... yani öğretmenim söylemişti de yerini hatırlamıyorum... dusun

bu arada bende fecii çaykoliğimdir,iyiki de içiyomuşım... hep zaralı olduğunu söylerdi...
artık çayımı gururla savunabilirim... bilgiler için tekrar teşekkür ederim en çok bana lazım oldu heralde...

[comte]

Merhaba meryemi...

Ben de bir çaykoliğim...

Bu kolikliğime, bilimsel olarak bir ıspat bulmanın mutluluğunu ben de yaşadım hiç sorma... wave

Gerçi çok fazlasının da zarar olduğunu belirtmişler ama...


Su sesinin, doğa seslerinin, insanları rahatlatıcı özellikle olduğu ıspatlanmış bir konu ayrıca...

Sadece su sesiyle değil, Osmanlı Devletinde müzikle Terapi ve Tedavi de yapılıyormuş...

Sağlıcakla...

[meryemi]

evet çok fazlasının da zaralı olduğundan bahsetmişler ben bunu tatile girmek üzere olduğumuz şu sıralarda fazla önemsemeyeceğim... çünkü sabah bazen içebiliyor bazen içemiyorum.. akşam, aynı... çok özledim püfür füpür esen akşam rüzgarının önünde, balkonda bizimkilerle demlik demlik çay bitirmeyi ağabey...

kanımda var milletim de düşkün ya çaya hanii....

kahve de çok seviliyo ama çay bi başka...



evet onu da hatırlıyorum ama emin olmadığım için yazmadım.. dusun
hoca özellikle su sesinin ve su sesi üzerine söylenen SÖZlerin?! üzerinde durunca aklıma hemen telkinler geldi...

her iki bilgi içinden teşekkürler....

[ametist]

siyah çayın hep olumsuz yönlerinden bahsedilir,ben de hep kulak tıkarım,fakat yararlarından bahsedince,sadık dostumu övüyomuşsun hissine kapıldım.paylaşımın için çok teşekkürler .ben de çay tutkunuyum,hayatımda en sevdiğim tat bu.o bordo ışığını sürekli yanımda görmeliyim.çaydan asla vazgeçmem.hayati sıvım benim çay .