![]() |
Bir Deve Masalı Acıklı bir deve masalı Bir varmış bir yokmuş, diye başladı Şetrebe. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, nice bülbüller öter kırmızı güller içinde. Ben annemin annesinin , sen babanın babasının beşiğini tıngır mıngır sallarken, güzel mi güzel, yeşil mi yeşil bir ormanda üç arkadaş yaşarmış. Kurt, Karga ve Çakal. Kurt Çakalla, Karga da her ikisiyle zaman zaman takışırmış ama, ne çare ki üçünün de efendisi Arslan olduğundan birlikte geçinip giderlermiş. Günler yıl, geceler yel gibi akıp gidermiş. Günlerden bir gün, bir kervancı oraya uğramış, hastalanan, zayıf devesini ormana bırakmayı düşünmüş. -Gerçi senden ayrılmak bana güç geliyor, fakat bu halinle yola devam edemezsin. Burası senin için güzel bir yer, otlakta beslenir, eski gücüne kavuşursun, demiş. Kervancı devesini bırakıp gitmiş, dönüp baktığında Deve’ye, gözlerinden bir çift yaş süzülüvermiş. Deve dalmış ormana, önce miskince gezinmiş, sonra yemyeşil otları yemeye başlamış. Derken günler geçmiş, ormanın kralı ile deve bir gün karşılaşmışlar, Deve Arslan’ı görünce ödü patlamış. Arslan: - Sen de kimsin? diye sorunca deveye: - Ben zayıf, miskin bir deveyim, sahibim bir güzel semireyim diye buraya bıraktı beni, demiş. Arslan acımış: - Peki, demiş, bu ormanda güven içinde kalabilirsin, peki gitmek mi istersin, yoksa bizimle kalmak mı? Deve, “gideceğim” dese Arslan’ın kızgınlığını çekeceğini düşündüğü için, “kalmak isterim”, demiş. Arslan’ın arkadaşları; Çakal, Karga ve Kurt, Arslan’ın avladığı hayvanların artıklarını yiyerek geçinirlermiş. Günler geçtikçe deve semirmiş, bunu gören Çakal ile Kurt’un salyaları akıyormuş. Arslan bunu hissetmiş, kızmış. - Biz, deveyle bir antlaşma yaptık, biz onun güvenliğini sağlarız, diye söz verdik, böyle şeyler düşündüğünüzü görmeyeyim, demiş. Bir gün Arslan zorlu bir ava çıkmış, kocaman bir fil’e saldırmış, fakat fil onu hırpalamış, bunun üzerine Arslan yorgun bir şekilde inine çekilmiş ve yatağa düşmüş. Nice hekimler yarasına çare bulamamışlar. Ava da çıkamayan Arslan iyice güçten düşmüş. Çakal, Kurt ve Karga da zor durumdaymış. Kurnaz Çakal önce diğerlerini kandırmış: - Arkadaşlar Kralımız hasta, yıllardır bize baktı, şimdi zor durumda, bu deveyi daha ne kadar semirteceğiz, demiş. Diğerleri: - Hemen kralımıza gidip söyleyelim, demişler. Arslan yine çok kızmış: - Size daha önce de söyledim deve ile ahdimi bozamam! demiş. Fakat Çakal planını yapmış: - Efendimiz demiş, sizi bu acıklı durumdan kurtarmak için canımız feda, sözgelimi ben size yiyecek olabilirim, demiş. Çakal böyle konuşunca, Kurt ileri atılmış: - Hayır, demiş, benim etim daha şifalı gelir Efendimize. Karga da: - Gaaak, demiş, benim gibi bir lokmalık hayvan, yüce sultanımızın dişinin kovuğuna bile değmez, ama bende hazırım, beni yemenize, demiş. Hayvanlar Deve’yi de getirmişler yanlarında, zavallı kendisine bir tuzak kurulduğunu bilmeden, “Arslan şimdiye dek antlaşmaya uydu, şimdiden sonra bozacak değil ya” diye düşünmüş. Ve, “sizler demiş hayvanlara, “efendimize benim kadar yararlı olamazsınız, baksanıza her tarafım et, hem de kralımızın ağzına layık”, demiş. Kısa bir sessizlik olmuş. Zavallı deve onların tuzağına düşmüş, Arslan devenin yenilmesine karar verilmiş, deveyi hepsi birden azık yapmışlar… * * * * * * * * * * Şetrebe’nin masalı burada bitmiş, Dimne, öküzün hiç de saf olmadığını anlamış, buna rağmen Arslan’ı ona düşman etmeye yine devam edecekti. Dimne: - Arslan sana saldırırsa, elin kolun bağlı mı duracaksın? Şetrebe: -Elbette hayır, kendimi savunurum. - Her ne kadar kralımız senin hakkında olumsuz düşünüyorsa da, bizim efendimiz o, her zaman ona saygılı olmalıyız, tedbiri elden bırakma, ilk hamle senden gelmesin. Dimne düşüncesini pekiştirmek için, “ Denize meydan okuyan kuş” hikâyesini anlattı Şetrebe’ye. - Bak dostum, dedi, iyi dinle bu öyküyü, içinde sana bir ibret dersi var… (Devam edeceky789...) |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:47 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.