![]() |
Üç Balık Masalı Üç Balık Masalı [IMG]file:///C:/DOCUME~1/ADMINI~1/LOCALS~1/Temp/msohtml1/01/clip_image002.jpg[/IMG]“ Vaktin birinde” diye başladı, Dimne, yemyeşil sazlıklarla çevrili bir gölde üç arkadaş balık yaşardı. Göl, büyük bir ırmağa açılırdı. Bir gün balıkçılar göle ağ attılar, göl’ün ırmakla bağlandığı yeri de kapattılar. Henüz ağ atılmadan olayı fark eden Ahzem adlı balık nehre kaçmayı başarmıştı. İkincisinin adı Hazim’di, balıkçıların tuzak kurduğunu geç fark etmişti, buna karşın o da kurnaz davrandı. Kendisini ölmüş gibi suyun yüzeyine bıraktı. Balıkçılar bu şekilde ölen balıkları sevmezlerdi. Nitekim çok geçmeden balıkçılardan biri, Hazim’i tuttuğu gibi nehre doğru fırlattı. Hazim, tam kıyıya düştü, sürüne sürüne güç bela ırmağa ulaştı, canını kurtardı. Üçüncü balık çok geç kalmıştı. Umutsuzca çırpındı ama sonunda balıkçıların ağına takıldı. * * * * * Arslan, Dimne’nin bu hikâyeyi niye anlattığını doğrusu anlayamamıştı. “Herhalde bir bildiği vardır akıllı, çakal dostumun” diyerek susmuştu. Dimne, - Bu öykü size nasıl bir düşünce ilham ediyor Hünkârım? Diye sordu. Arslan, bir an düşündü: - İnsan başına bir felaket gelmeden önce uyanık davranmalı. İş işten geçmeden önlemini almalı, dedi. Dimne taşı gediğine koymuştu; - Hikâyeyi size anlatmaktaki amacım buydu efendim, dedi. - Anlamadım? Diye sordu Arslan. - Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum efendim, daha doğrusu dilim varmıyor… Nasıl desem? Arslan meraklanmıştı; - Dilinin altında bir bakla var senin ama, anlamadım gitti. - Efendimiz dedi, Dimne, Öküz Şetrebe’den sözetmek istiyorum. Arslan; - N’olmuş Şetrebe’ye, başına bir şey mi geldi? - Telaşlanmayın dedi, Dimne. - Eee nedir öyleyse? - Böyle giderse, onun değil, sizin başınıza bir şey gelecek. Arslan, Dimne’ye; - Yahu bilmece gibi konuşma, işin aslını söylesene. - Şetrebe, sizin aleyhinizde çalışıyor Efendim, tahtınızda gözü var. Arslan; - Hadi canım sende. Dimne; - İşin tehlikeli yanı da bu, siz onun böyle bir şey yapabileceğine dünyada inanmazsınız. - Evet inanmam. - Benden söylemesi… Kulağımla duydum, “sizin krallığınız benim sesimden vaktiyle korkardı be” gibi sözler ediyor. Arslan kuşkulandı; - Nasıl olur? Şetrebe benim en güvenilir adamım, hayır hayır inanmam, diye geçirdi aklından. Dimne; -Bununla kalsa iyi, sizin diğer adamlarınızla bir araya gelip, sürekli fitne kaynatıyor. Gözü tahtınızda. Kurnaz çakal, aldatıcı sözlerine devam etti; - Yılanın başı küçükken ezilmeli, sizi bilmem ama derhal harekete geçilmesinden taraftarım, dedi. Arslan; - Dur Dostum, çok hızlı gidiyorsun, Anlattıklarını dikkate alıp, Şetrebe’yi yakından izleyeceğim. Dimne, Arslan’ın huzurundan sevinçle çıktı, “ Birinci raund benim” diye düşündü. Doğruca Şetrebe’nin yanına gitti. Zavallı öküz, bir şeyden habersiz çayırda otluyordu. Sevinç içinde; - Dimne! Sevgili dostum nerelerdesin? diyerek ona doğru koştu. Dimne yüzüne yeni bir maske geçirmişti. Şetrebe, Çakal’ı kucakladı; - Çok özlettin kendini, görüşmeyeli neler yaptın? Dimne; - Hiç. - Neyin var senin? nedir keyfini kaçıran? - Ne olacak saygıdeğer kralımız. - Aslan cenapları mı? Ne yaptı sana? - Keşke bana yapsa, benim hakkımda kötü düşünse. Dimne rolünü ustalıkla oynuyordu, zavallı öküz hala saf saf dinliyordu onu. Çakal; - Bak Şetrebe seni sevdiğimi bilirsin, nasıl söylemeli offff! - Yahu Dimne, söylesene, ne var? - Şetrebe üstüme varma, Kralımız senin hakkında iyi düşünmüyor. “Şu Şetrebe’de son günlerde iyice semirdi, etlendi, gözüme çok kötü görünüyor, şeytan diyor boğ şunu, afiyetle mideye indir” şeklinde sözler ediyor. Şetrebe çok şaşırmıştı, Aman Allahım bu dünya hep böyle vefasızlıklarla mı doluydu? Bunca zamandır ona sadakatle hizmet etmişti Şetrebe. Kurnaz çakal; - Son zamanlarda devlet işlerinde Şetrebe’ye ihtiyacım kalmadı sayılır diyormuş. Şetrebe; - Dimne, sen çıldırdın mı? Daha düne kadar bana sonsuz güven duyan biri, böylesine nasıl değişebilir? Yoksa bu bir şaka mı? Dimne sesine acıklı bir ton vererek; - Keşke şaka olsaydı, ben senden çok üzülüyorum bu duruma, dedi. Şetrebe bir süre düşündü, sonra; - Demek beni çekemeyen alçaklar gidip şikâyette bulundular kralımıza, iftira attılar bana. - Belki de, kimbilir, diyerek içindeki kuşku filizini büyüttü Dimne. - Tabi, dedi Şetrebe. Arslan’ın bir suçu yok, asıl onu aldatanlarda kabahat. İnsan kırk yılda elde ettiğini bir anda yitirebilir, sana şu an aklıma gelen bir masalı anlatayım. Şahin ile Horoz arasında geçen bir öykü bu. - Tabi, dedi Dimne, dinlemek isterim. Şetrebe anlatmaya başladı 12389… (Devam edecek…y789) |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:49 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.