![]() |
Hayalin çizdiği başarı Şahin yavrusu, Çaylağa aşağıdaki öyküyü anlatmaya başladı. Hayalin Çizdiği Başarı Zamanlardan bir zaman çalışkan bir adam yaşardı bir ülkede. Çok çalışırdı, çok para kazanırdı. Fakat harcaması fazla olduğundan, bir türlü yoksulluktan kurtulamazdı. Gün geldi, bir erkek çocuğu oldu. Adamcağız buna çok sevindi. Çocuğun dünyaya gelişiyle birlikte evine bolluk ve bereket gelmişti. Artık yoksul adamın durumu değişmişti. Geliri harcamalarından fazlaydı. Para artırmış ve zengin olmaya başlamıştı. Çocuk henüz küçük yaştayken ok atmak, kılıç kullanmak istiyordu. Okuldan kaçıyordu. Atış meydanlarına gidiyor, ok atıyor, kılıç kuşanıyordu. Bütün ilgisi silah kullanma üzerineydi. Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü, genç bir delikanlı oldu. Babası, kendisini evlendirmek istedi. Oğluyla konuştu, isteğini ona açtı. Çocuk kabul etti, fakat bir şart öne sürdü. - Nedir? diye sordu babası. - Düğün giderlerini ben karşılayacağım, gelini de ben seçeceğim. Evleneceğim kızı kendim belirlemeliyim. Babası çok şaşırdı: - Sende düğün yapacak para var mı ki evladım? Delikanlı ok gibi fırladı yerinden, kılıcını eline aldı: - Benim, dedi evleneceğim gelin, ancak bir Sultan olabilir. O da ancak kılıçla gelir! Babası oğlunun bu durumuna çok üzüldü, “Sonu karanlık bir yola girdi” diye düşündü. Fakat aradan yıllar geçti, oğlu o ülkeye Padişah oldu ve Sultan bir gelin aldı… Şahin yavrusu Anne Çaylağa bu öyküyü anlattıktan sonra; - Ben artık bir lokma için buralarda kalamam, dedi. Başka ülkelere gitmek istiyorum. Gönlümde başka iklimler yatıyor, beni burada tutmayın diye yalvardı. Anne Çaylak, sonunda Şahin’i yuvada tutmanın imkansız olduğunu anlamıştı. Çok üzüldü, fakat gitmesine izin verdi. Şahin yola çıktı, durup dinlenmeden kanat çırptı. Yolu gide gide yüce bir dağa vardı. Karnı acıkmıştı. İlk olarak bir keklik avladı. Keklik eti çok lezzetliydi, tadı damağında kaldı. - Şimdiye dek nasıl avlanmadım, diye hayıflandı. Anne Çaylağı düşündü bir süre, gurbete çıkmaması için çırpınmıştı, oysa değişik yerler görmek çok güzeldi. - Gurbete çıkmasaydım, şimdi bu lezzetli eti yiyebilirmiydim? diye söylendi Şahin. Kısa bir aradan sonra tekrar yola koyuldu. Havada süzüldü. Aşağıda gördüklerine inanamıyordu. Yemyeşil tepeler, görkemli dağlar… Şırıl şırıl akan sular…Yol boyunca soğuk pınarlardan içti, türlü hayvanlar avladı. Gezisi unutulmaz anılarla sürüyordu. Bir ara yoruldu, çevreyi izleyebileceği, yüksek bir kayaya kondu. İleride, ağaçların arasında bir kalabalık gördü. Bir Padişah sarayındaki adamlarıyla birlikte ava çıkmıştı. Kolunda da alımlı bir Doğan vardı. O anda ansızın ortaya çıkan bir kuşun peşine Doğan’ı salıverdi Padişah. Bizim Şahin harekete geçip, Doğan’dan önce, avı yakalayıverdi. Padişah kendi Doğanından önce avı yakalayan Şahin’e sahip olmak istedi. Evcil bir Şahin’i bizim Şahin’e doğru gönderdiler, o da saraya gelmesi için çağrıda bulundu. Yavru Şahin bunu bekliyordu zaten. Hemen kabul etti ve Padişah’ın omzuna çıktı. Padişah Şahinimizi çok sevdi ve ona yavru bir kaplan’ın hikayesini anlattı… (Yavru Kaplan’ın hikayesi, 4 Temmuz Pazartesi günü devam edecek…y789) |
Cevap: Hayalin çizdiği başarı Süpersin canım benim ne güzel oluyor hikaylerini okumak :) |
| WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:16 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.